Türkiye’de an itibariyle en uzun soluklu gazete kuşkusuz Resmi Gazetedir.

17 Aralık 1927 yılından itibaren yayındadır. Başbakanlık Basımevi’nde hazırlanan ve basımı gerçekleşen bu gazetenin yıllık ücreti 120 liradır. Eski Bakanlardan ve Erzurum eski milletvekillerinden Lütfü Esengün de bu gazetenin daimi abonelerindendir. Tam 25 yıldır Resmi Gazete okuyucusu olan eski Bakan Esengün, haftaya resmi gazete ile başladığını, sonrasında Erzurum’da yayın yapan gazeteleri internet ortamında takip ettiğini söylüyor. ‘’Resmi Gazeteyi takip etmeden Türkiye gündeminden haberim olmuyor’’ diyen Esengün, eski alışkanlıklardan ola gerek bu gazeteyi okumadan çıkan kanun ve mevzuatlardan haberinin olmadığını belirtiyor.

Bu arada Esengün’ün önümüzdek günlerde referandum çalışmaları için Erzurum’a geleceği öğrenildi.

--

Divanda ilk 2’de!

Fevzi Budak’ı 25 yılı aşkın zamandır tanırım.

Haftada bir olmasa da ayda bir de olsa mutlaka görüşmüşüzdür.

Her biraraya geldiğimizde de mutlaka sohbetin içerisinde şiir yeralır.

Sanmam ki Milli Eğitim eski Müdürü Fevzi Budak kadar Erzurum’da şiir bilen olsun. Emrah’tan, Reyhani’ye, Karacaoğlu’ndan Can Yücel’e, Fuzuli’den Sezai Karakoç’a kadar yüzlerce şiiri ezbere bilir ve de her ortamda okur.

Kanımca Rahmetli Reyhani’yi ve de onun şiirlerini bize sevdiren de odur. Hemen hemen her şiirini ezbere bilir ve okur.

Hatta bir gün Reyhani, Fevzi beye, ‘’Yav hocam, ben bile kendi yazdığımı unutmuşum, sen nasıl aklında tutmuşsun’’diye şaşkınlığını da belirtmiştir. Onu yakından tanıyanlar ve de sohbetinde bulunanlar hem de uzun mısralı birkaç şiir illa ki dinlemişlerdir.

Budak’ın en ilginç taraflarından birisi sadece günümüz ve de çağımız şairlerinin değil, yüzyıllar öncesinde yazılan çoğu divan şiirlerini de ezberlemiş olması.

Geçen gün kendisine ezberinde ne kadar şiir olduğunu sordum. ‘’Hocam, herhalde bir 2 bine yakın şiir biliyorsundur’’dedim.

Tahminimde çok da yanılmamışım. ‘’2 bine yakın şiir bilirim. Ama doğrusunu istersen artık yaşlandık, bazılarını unutmuş olabilirim. Ama ezberimde aşağı yukarı 1200 şiir vardır’’ diye konuştu.

Sohbetimiz esnasında divan şiirleriyle de beğendiğim günümüz yazarlarından Hayati İnanç’dan söz açılınca da ‘’Sanırım Türkiye’de en çok divan şirini ezberinde tutan birinci sırada o vardır, ben ikinciyimdir’’ iddiasında bulundu. Bu, araştırmaya muhtaç, çok ama çok önemli bir iddia.

Divan şairi olarak Fuzuli’yi beğendiğini söyleyen Fevzi Budak’a göre son yüzyılın en iyi şairi Sezai Karakoç’tur.

Budak, bu kadar şiiri ezberinde bulundurmasını da yeteneğe bağlıyor.

--

Öz, hangi Prof için ‘Adam gibi adamdır’ dedi?

AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz, geçtiğimiz günlerde Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ömer Çomaklı’ya ziyarette bulunur. Bu ziyaret, iadeyi ziyarettir. Ziyaret esnasında Mehmet Emin Öz, Rektör Çomaklı’ya Araştırma Hastanesi’nde görevli bir hocadan bahseder. O’nun son zamanlarda moralinin bozuk olduğunu, Erzurum’dan ayrılacağını duyduğunu belirtir, bu konuda üzüntülerini dile getirir. ‘’Ona sahip çıkalım’’ der. ‘’O , bu şehre gerekli, adam gibi adamdır’’ diye de ilave eder. Rektör Çomaklı da Öz’ün bu yaklaşımını son derece olumlu bulur ve üzerine düşen görevi yapacağını söyler. Öz’ün bahsettiği bu isim Çomaklı’nın da rektörlük yarışında da yeraldığı rakiplerinden olan Prof.Dr.Serdar Sevimli’den başkası değildir. Ne yalan söyleyeyim. Erzurum’da yaptığı başarılı çalışmaları sebebiyle iz bırakan hekimlerden olan Sevimli konusunda Öz’ün bu hassasiyetini çok önemsedik.

---

Sadece şampiyon değil, sempatik de ol!

Galip gelseydi çok iyi olurdu elbet. Şampiyonluk yolunda dev bir adım atılmış olunurdu. Ama İstanbul mağlubiyeti BB Erzurumspor için dünyanın sonu da değil. Bu iş olacak gibi görünüyor. Bugün olmaz, yarın olur. Ama illa ki olacak. İstanbul’da da görüldü ki artık bu Erzurum kabına sığmıyor. Artık her stad bu takıma yeterli gelmiyor. Hazır BB Erzurum’un şampiyon olma gereğini konuşuyorken önemli bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Bunu yaparken de asla İstanbul mağlubiyetini fırsat bilerek yazıyor değilim. Erzurum takımında algıda bir sorun var diye düşünüyorum. Yıllar önce Erzurumspor futbol takımı Süper Lige çıkarken sempatisiyle beraber çıkıyordu. Türk futbol kamuoyu sadece oynadığı futbolla değil, sosyal aktivasyonlarıyla da Süper Ligi hak etmişti ve her mavi-beyazlı takım, dolayısıyla kulüp genel kabul görmüştü. Başta kaleci Atilla başta olmak üzere ne bileyim Kürşat, Furkan, Ali Rıza, Alparslan, Coşkun, Muzaffer, Zafer ve de Atay’ı filan neredeyse ana okulu çocukları bile tanırdı. Her bir oyuncuyu herkes evine yemeğe götürmek ister, berber bile traş etsin diye oyuncuların peşinde koşardı. Şimdi BB Erzurumspor’a Erzurumspor değil diye ihtiyatlı yaklaşan ve sempati duyamayan Erzurumluların da olduğu gerçeğinden hareket ederek o ihtiyacı acilen karşılamalıdır. Bana sorarsanız ‘Adını memleketine yaz’ gibi ticaret kokak maksatlı kampanyalardan ziyade özellikle oyuncuları ş ehir insanına entegre edecek projelere gerek var. Ben halen daha BB Erzurumspor ile medya ilişkilerinin zayıflığından şikayetçiyim. Nobre ve Mehmet Albayrak gibi bir iki oyuncunun dışında sokağa çıksa bu taraftarın Erzurumlu oyuncuları tanıdığını sanmıyorum. Vali yardımcılarını ne kadar tanıyorlarsa çoğu oyuncuları da bu şehrin o kadar tanıdığını sanıyorum. Bu çok mu önemlidir, bana göre çok! Empati kadar sempati de güzel bir şeydir. Kökeni Fransızca olan sempatiğin kelime anlamı cana yakın, sıcakkanlı sevimlidir. Dolayısıyla BB Erzurumspor şampiyon olması, ismini dahi değiştirmesi olur olur ama önce sempatik olmasında yarar var. Aksi taktirde takım şampiyon olur ama şampiyon kalmaz!

NOT: Gençlerbirliği Başkanı rahmetli İlhan Cavcav futbolcularına saç ve sakal yasağı getirmişti de bayağı bir gündem olmuştu. Aslında benim de altına imzamı atacağım yerinde bir karardı. Bana da genç oyuncuların uzun sakallı olmaları hoş gelmiyor. Erzurumlu oyuncuları bıyık neyse de, sakalsız görsek nasıl olur diye içimden geçmiyor değil.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.