Abdülmelik Fırat’a dair…

Dünkü, “Bir Türk İki Kürt” başlıklı yazımızda, Şeyh Said’in torunlarından bazılarının PKK’nın siyasi uzantısı olan partilerde görev aldıklarını hatırlatmış, DYP eski milletvekillerinden Abdülmelik Fırat’ın da eğer bir Kürt devleti kurulsaydı, ilk cumhurbaşkanı olacağını yazmıştık.

Gün boyu Fırat soyadını taşıyan onlarca kişiden mesaj aldım, bazı isimlerle de telefonda görüştüm.

Özellikle merhum Abdülmelik Fırat’ın yakınları serzenişte bulunarak, “Abdülmelik Fırat, PKK ve PKK’nın siyasi uzantısı olan partilerle arasına büyük bir mesafe koymuştu. Bu yüzdendir ki, terör örgütünün yöneticileri buldukları her fırsatta Abdülmelik Fırat’a hakaretler yağdırıyordu. Abdülmelik Fırat, PKK’ya inat, PKK’nın karşısında Diyarbakır’da milletvekili adayı bile oldu” dediler.

Herkesin düşüncesine saygımız var.

Lakin bizim o cümleyi kullanmamıza sebep olan unsur, vaktiyle PKK’nın yayın organı olarak çalışan bir gazetede yazılıp çizilenlerdi.

90’lı yıllarda bazı ayrılıkçı Kürtler, Abdülmelik Fırat’la ilgili bu iddialarını yüksek sesle dillendirip duruyordu.

Ancak aile bu iddiaları yalanlıyor ve o günkü yazılıp çizilenleri birer safsata olarak görüyorsa, elbette ki geçerli olan ailenin söyledikleridir.

Niyetimiz merhum olmuş bir kişinin nezdinde yakınlarını incitmek değildir.

Kaldı ki o yazıda, Fırat ailesinden olup da PKK’ya dolaysıyla da PKK’nın siyasi uzantılarına mesafeli duran onlarca kimse olduğunu da yazmıştık.

İşte onlardan biri AK Parti’nin en üst yönetimine seçilen Abdurrahim Fırat’tır.

Başka isimler de var, AK Parti’yi samimi biçimde destekleyen…

Misal 90’larda Abdülilah Fırat da Refah Partisi’nden Erzurum milletvekili olmuştu.

Sonuç olarak, Fırat soyadını taşıyan ya da doğru bir ifadeyle Şeyh Said’in soyundan gelen kimselerin içerisinde, siyasetin her cenahında yer alan isimler olduğu gibi doğrudan ayrılıkçı hareketleri savunanlar da vardı.

Geri son yıllarda bu kişilerden bir kısmının hem PKK’dan hem de siyasi uzantısı partiden soğuduğunu ve nedamet duyduklarını da biliyoruz.

Dün telefonda görüştüğüm Abdurrahim Fırat da zaten bu minval üzere konuştu.