Zorlayarak olmayacak uygulamanın başında muhakkak ki; insanları gelişigüzel yönetici yapmak gelir. Ve sonra başarı beklemek saflığı!
Hoş atayan da seçen de bir şey beklemiyor ya da neyi beklediğini bilmiyor; ya da ne bekleyebileceğini!
Yaptım; oldu!
Türkiye’nin belki de en büyük sıkıntısı bir kurumu idare edebilecek profesyonel insanları bulamamasıdır.
Bir kuruma idareci atamak kıdemle, siyasi yönüyle, diniyle yapılagelmiş, böyle de gideceğe benzemektedir.
Gelecek adına yarınlarda konuşulacak başarılar sadece kişisel başarılar ve hatıralardır.
Ülke adına çok fazla başarıya imza attığımızı söyleyemem.
Bu kanıya yetmiş yıllık uluslararası yarışmalarda aldığımız sonuçlara bakarak varıyorum.
İçimizden bazıları çok güzel şeyler olduğunu söyleyip pozitif düşünse de; yaptığımız sorunları halının altına süpürüp; olumlu düşünce gücümüzü kullanmaktır ki başarısızlığın bir sebebi de budur!
Gerçekler farklı!
Erzurum kaç tane uluslararası başarısı, derecesi olan atlet, kayakçı yetiştirmiştir diye sorsam bana bir sürü insan kızacak! Derece dediğimde elbette ilk üçten söz ediyorum, yüz elli kişide yüz kırk sekincilik başarılarından söz etmiyorum(!)
İmkân derseniz; o zaman da imkân sağlamayanları yani yazının başındaki yöneticileri sorumlu olarak düşünürüm.
Ki öyle düşünüyorum!
Andora’nın yüzölçümü 468 km kare nüfusu ise 69.000.
Türkiye’nin yüzölçümü 768.000 km kare ve nüfusu 70.000.000.
Andora Avrupa’da kayak merkezleri ve kayak turizmi ile tanınıyor ve geçimin büyük kısmı kayak ve spordan!
Yirmi beşinci 2011 Kış Üniversite Oyunları Erzurum’da yapıldı.
Soru:
1 - Kaç Erzurumlu sporcu katıldı?
2 – Kaç Türk sporcumuz katıldı?
Sonuçları sormuyorum!
Soru:
1 – 2011 yılın Kış Üniversite Oyunları’ndan sonra kaç sporcu yetiştirebildik? Kaç gencimiz kayak sporuna başladı? (Profesyonelden vazgeçtik, amatör olarak başlayan var mı?)
2 – Milyonluk spor tesislerini o günden bu güne kadar kaç kere kullandık!
3 – Neyi bekliyoruz? ( Tesisler olsa da kurtaralım diye düşünüyorsak; zaten birkaç sene içerisinde muradımıza ermiş oluruz)
Sonra oturmuş 2020 Olimpiyatları’nın Türkiye’ye verilmesini bekliyoruz! Dopingleri, şikeleri, savaş gerçeğini, asayiş ve hukuk sorunlarını, hala çok duygusal olup profesyonelliğin ne anlama geldiğini kavrayamadığımız ruh halimizi de halı altına süpürdüm; durumumuza başka açılardan bakmaya çalıştım!
Günü kurtaran feveranlar, günlük siyasetler, senin- benim adamım düşünceleri ve hatalı tercih ve atamalar istenmeyen sonuçlardan başka bir şey doğuramazlar!
Millet olarak gerçekten istemeden, gerçekten çalışmadan, dürüst olmadan, özverili olmadan ve en önemlisi de gerçekten isteyen, ekibe ve profesyonelliğe inanan yöneticileri bulmadan olmaz; olmuyor; olmadı!
Andora küçük bir ülke, bizim ülkemizin minyatürü bile değil; örneğini verirken üzülerek verdim!
Bilmem ki acemi davranışlar ve sonuçları olan kaybedişleri kaç defa yaşadık?
Spor bakanlığımız, Kayak Federasyonumuz, il yönetimimiz, belediyelerimiz, çok bilen ve bilmeyenlerimizle bir sürü müdürü, memuru, başkanı, hocalarıyla binlerce insan var; başarı yok!
Eleştirince de kızıyorlar!
Acemicilik ekolü; kaybetme hastalığının sürdürülmesidir!
Dost acı söyler!