Adalet mücahidi bir isim: Ünal Bingül…
Adalet savunucusu…
Bir kampın, bir oluşumun ya da bir cemaatin mensubu değil…
Yasaların yanı sıra maşeri vicdanın temsilcisi…
Nasıl ki şerefli ve onurlu bir devletin dini adalet ise, dürüst bir yargı mensubunun pusulası da tertemiz bir vicdandır.
Duygularınız sizi aldatabilir, mantığınız sizi yanıltabilir, ama vicdanınız size hep hakikati haykırır…
Darağacına gitme uğruna “yaşasın adalet” diyenlerin hatırasına bir dünya inşa etmek istiyorsak, işe önce hukuktan başlamalıyız.
Bu hukuk sistemi, senin adamın benim adamım çıtası üzerinde yükselmek yerine, insanlığın yere düşmüş değerlerini kaldırma adına vazifeye başlamalı…
Düşmanlarımız için bile adalet…
Ünal Bingül…
Savcı; hatta başsavcı…
Yargıda yüksek makama sahip bir isim…
Lakin Ünal Bingül bu tanımdan çok ama çok öte bir isim…
O, yalnızca bir müdde-i umumi değil.
Aynı zamanda bu ülkenin en zor zamanında gövdesini taşın altına koyan bir adalet neferi…
Onun ikizleri ve bir de dünyada emsaline az rastlanan bir karısı var.
Nesrin abla, bizim Nesrin, mahallemizin kızı, ama insanlığın annesi…
Savcı Ünal Bingül en son Fethiye’deydi…
Güya biraz dinlenip ikizlerine daha çok zaman ayıracaktı.
Biliyorsunuz ki, (özel durumlarından ötürü) o ikizlerin bakımı hiç mi hiç kolay değil.
Emek istiyor, sevgi istiyor, sabır istiyor…
Neyse…
Bizim adalet mücahidi Ünal’ımız yine bavulunu topladı ve yollara düştü…
Bu kez rotası Tekirdağ, hudut boyu oldu…
Devlet, Ünal’a dedi ki, “haydi git, nasıl ki Erzurum’da bir mahkeme kurmuştunsa bu kez de Tekirdağ’da kur.”
Ünal için hiç mi hiç zor bir vazife değil…
Nesrin yenge valizleri topladı, ikizler yine yeni bir macera için yelkenlerini doldurdu.
İşin ucunda adalet varsa bütün denizler liman, bütün yelkenler rüzgardır.
Ünal Bingül bu kez de sıfırdan Tekirdağ’da istinaf mahkemesi kuracak; tıpkı Erzurum’da olduğu gibi…
Zahir bundan böyle Adalet Bakanlığı tarihine adını şöyle yazdıracak:
“Mahkeme kuran başsavcı”
Şair şöyle diyor:
“Gemin deryada kaldı, yelkenlerim kara gözler.”
Bizim de bu ülkeye, bu devlete ve bu millete dair asla umudumuz kesilmedi, bilakis 15’den sonra arttı…
Sizi temin ederim ki, Ünal Bingül gibi savcıların sayısı çoğaldıkça, ülkemizde adalet, gökyüzünde bulutlarla yarışacaktır.
Çünkü henüz hiçbir bulut ve gök tabakası yoktur ki adaletten daha engin olsun…