Dilerim doğru değildir diye düşünmüştüm ama doğruymuş işte.
BB Erzurumspor’da ani, anlık bir kararla Dilaver Yılmaz gitti, Mevlüt Doğan geldi.
Açıkçası daha işine yeni motive olan, taşların yerine oturduğunu sanan, görev süresince özveriyle çalışan ve bu uğurda işini de ihmal eden Dilaver Yılmaz’ın gidişine mi üzüleyim, yoksa gerçekten beyefendiliği ile tanıdığım, dost ve samimi kişiliğiyle gönlümüzde taht kuran Mevlüt Doğan’ın gelişine mi sevineyim, karar veremiyorum bir türlü..
An itibariyle şaşkın ördek gibiyim, içinde bir şeyim yok, ‘bana ne?’ bile demem gerekirken, nedendir yazarken bile elim ayağıma dolaşıyor.
Belki Ali Demirhan’ın o gün gidişini anlarım ama açıkçası Dilaver Yılmaz’ın gidişini anlayamadım, uzun süre anlamam da mümkün olmayacak gibi görünüyor..
***
Olağanüstü kongre kararı ile anlıyoruz ki burası sadece bir kulüp veya dernek değil.
Aynı zamanda dükkan!
Kabul edelim veya etmeyelim, dükkan sahibi kimi isterse onu çalıştırır.
Patron Dilaver Yılmaz’ı çıkardı, Mevlüt Doğan’ı işe aldı.
Sağıma, soluma bakıyorum, durumdan çok da rahatsız olan yok.
Belki o gün Dilaver Yılmaz’ı tebrik için sıraya girenler bugün Mevlüt Doğan’ı kutlamak için fırsat kolluyor.
İşte bu da benim için zor oluyor.
İçime ateş düşüyor, kor oluyor!
***
Demek ki hoyratlık sadece Güneydoğu’da ve Irak Türk bölgesindeki ezgiyle söylenen maninin adı değilmiş, Dilaver Yılmaz’ın da bir şekilde gönderilişinin de adıymış!
Üç gündür sarhoş gibiyim, aklım-hafsalam almıyor, ya Dilaver Yılmaz ne yapıyordur?
BB Erzurumspor’da yaşanan sürpriz kongreden anladığım tek şey var, o da hoyratlık!
Arkasında ne sebep olursa olsun, adına ne derlerse desinler, bu yaklaşım kabacadır, kırıcıdır, hırpalayıcıdır.
Aç zaten Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünü bak, bunun anlamı da açıktır, hoyratlıktır!
Aynı şey Mevlüt Doğan’ın da başına gelseydi aynını düşünür ve söylerdim, Dilaver Yılmaz’a yapılanın karşılığına çok düşündüm, ancak bağışlayın, bir şey bulamadım o adı koydum!
Benim kabalığıma sayın bu tanımı.
Ben adını hoyratlık koydum.
Hadi adını sen koy!
***
Bir yerde sen-ben önemli değil, ben en çok da Dilaver Yılmaz’ın düştüğü duruma üzülüyorum, oraya takılıyorum.
İnşallah bu sürpriz patron kararını (kongre kararı demiyorum!) anlayışla karşılar, bizi de rahatlatır.
Yoksa gerisi önemli değil.
Mevlüt Doğan’a ve yönetimine bu yeni görevinde başarı dileklerimizi sunarken, dilerim anlık bu kararlar bir gün başımızı ağırtmaz!
--
