Ağla kuzum, asıl bizler için ağla, ağlada taşlaşmış yüreklerimizi dağla, ağla kuzum kararan lal-i vicadanlarımızın, sessizliği, kimsesizliği,çaresizliği için ağla,
Ağla yavrum ağla seni kendi evladının yerine koyamayan biz sözde Müslümanlar için ağla…
Oyuncağın mı elinden alındı yavrum, yoksa annen istediğini pişirmedi mi sana kuzum veya baban eve gelirken kesin istediğinimi almadı balam..
Ağla kuzum seni bunlardan mahrum bırakan,gözlerinin önünde anneni ve babanı elinden alan, iffetini ve haysiyetini ayaklar altında çiğneyenlere karşı sessiz yığın biz Müslümanların haline ve ahvaline ağla yavrum
Ağla yavrum bak yanı başında ki sokakta çocuklar ölmüş, kurtulmuş, bu zalim ve adaletsiz dünyada neden hala hayatta kaldığına ağla kuzum, masumiyetinin sembolü göz yaşlarınla kaldıysa biz sözde müsümanların yüreğini akla balam ağla…
Karnında açıkmıştır şimdi, ah annenin eli olsaydıda bir tas çorba pişirseydi demi, sakın üşütme yavrum bak montunu bu soğukta sırtına almamışsın, gerçi sana bombaların sıcaklığı kafi demi…
Ağla kuzum ağla hangisini yiyelim, hangisini giyelim, hangisini sevelim karmaşası içerisinde körelen vizdanlarımız için asıl ağla yavrum ağla…
Suçun biz sözde Müslümanlara aidiyetin yavrum, bedeli ise ağlamak,ölmek ve öldürmek be kuzum,
Körpecik yüreğini ve çaresiz küçük bedenini yıkık duvarların arasında sahipsizliğe terketmiş biz sözde Müslümanların insan silüetindeki yüzümüze bir tokat gibi çarp gözyaşlarını kuzum ağla..
Tüm dünya insanlığının ve müslümanlığının bir umut sandalına mecbur bıraktığı bir mukadderatın tecellisi ile ağla kuzum ağla ki ateşten kor haline gelmiş kayalık yüreklerimizi çözülebilmesi için gözyaşlarınla sula yavrum…
Asrın firavunlarının, nemrutlarının, ebu cehillerinin, azgınlaşan nefislerinin, belhum adallaşan ruhlarının, ağır bedelini küçücük cüssesi ve yüreği ile dünyalık isteyenlere bedelini çok ağır ödeyerek ağla kuzum ağla…
Belki de seninde sıcak bir yuvan, üşümeden rahat uyuyacağı bir yatağın, geleceğini ve hayallerini kurguladığı oyuncakların ve bulduğunda sevinen olmadığında ise üzülmeyen kimse ile meselesi olmayan küçük bir dünyan vardı.! Fakat olmamalıydı.! Çünkü sen bir Müslümandın.!
Ağla yavrum bu makus talihi sana revan biz sessiz yığınların nemelazımcılığı,vurdumduymazlığı ,sözde Müslümanlığı için ağla kuzum ağla kirlenen vicdanlarımızı temiz gözyaşlarınla yıka yavrum yıka…
Kimimiz için Türk değildiniz, araptılar, kimimiz için şii değildiniz şiidiler, kimimiz için Türkmendiniz, kürt değildiler, velhasıl etnik ve inanci taasupiyet saplantılarımız eşliğinde bizden değildiniz ve bizden uzak hereyi yaşayabilirdiniz.!
Bu gün dünyada akan kanın, gözyaşının adının :Müslüman ,soyadının : Türk, Kürt, Arap, Alevi,Sünni, Şii, vesaire olduğu yaşadığımız zalim yüzyılda yavrum sizleri çaresizliğe, gözyaşlarına, ölüme sürükleyen birbirinden ayrışmış,birbirine ötekileşmiş,
Belki senin Türkmen olduğun için arabın umursamadığı, Belki Kürt olduğun için, Türkün görmemezlikten geldiği, belkde Türk olduğun için Kürdün bu katliamı kanıksadığı, belki de Sünni olduğun için Şiinin bu katliama ortak olduğu basiretsizliğe, zalimliğe, ihanete ağla yavrum
Ağla asıl bunlara sebep olan biz sözde sahte Müslümanların kirlenerek kararan vicdanları, satılık iradeleri, şeytana teslim ruhları, azgınlaşmış doyumsuz nefislerimiz adına ağla kuzum ağla..
Ağlamayan Gözden ALLAH’a sığın ve ağla kuzum ağla..
Mahşerde karşına çıkamayacak olan, yüzüne bakamayacak olan, vebalinin tonlarca ağırlığının altında ezilecek olan, tişörtünü kirleten bir damla kanın, yanaklarından süzülen tomurcuk gözyaşlarının asla ve kata bedelini ödeyemeyecek olan biz sözde sahte Müslümanlar için ağla kuzum ağla…
Kim demiş vatanımız Edirneden Karsa Kadar.!
Kerkükte, Halepte Kurşunlar ansızın bizi vurur.!
Sürüklerin sokakalarda başsız cesetlerimiz.!
Zulüm bir hançer gibi içimize oturu.
Bir mağara devrinden arta kalan yamyamlar.!
Halepte,Kerkükte,Musulda, Filistinde, Doğu Türkistanda Karabağda
KAN KUSUTURUR.!
selam-saygı-dua... 
