Kuruldu kurulacak derken nihayet geçen hafta Gelecek Partisi, görücüye çıktı, arz-ı endam etti.

Tahminlerin dışında, “vay be” dedirtecek bir manzara yoktu.

Bildiğimiz Ahmet Davutoğlu ve o “derin strateji” kokan hamaset yüklü konuşmalar…

Ali Babacan’ın eli kulağındaki partisinden ne çıkar bilinmez, ama görünen şu ki, “Ahmet Hoca”nın, GP’si öyle sanıldığı gibi bir “gelecek” sunamayacak.

Bu, temenniden ziyade bir öngörü…

Çünkü “Türkiye’ye yeni bir parti lazım” iddiası, “müesseseler ihtiyaçtan doğar” tezini karşılamadığı gibi alenen görülüyor ki bu çıkış, AK Parti’ye özellikle de Recep Tayyip Erdoğan’a kızgın, küskün ve öfkeli olan kesimlerin gönül tellerine dokunuyor o kadar…

Ve bu çıkış, bir de, “biz bu partiden zaten bir cumhurbaşkanı çıkarmasını ya da meclis çoğunluğunu anlamasını beklemiyoruz, Tayyip Erdoğan’dan bir iki puan koparsın yeter” şeklinde plan yapan yerli ve yabancı odakları heyecanlandırdı…

Doğmamış çocuğa don biçmek doğru değil elbet, lakin çok yakın siyasi tarihimiz, benzer “çıkış”larla dolu…

Bugün o “çıkış”ların hiç biri siyaset arenasında değil…

Şayet İyi Parti’yi “al sana örnek” diye gösterecekseniz, derim ki acele etmeyin.

Hele üzerinden birkaç seçim geçsin ondan sonra kalıcı olup olmadığını görürüz.

Gelecek Parti, bana merhum Demirel’in, “dünün güneşi ile bugünün çamaşırlarını kurutamazsın” sözünü hatırlattı.

“Ahmet Hoca”, dün tekrarlayıp durduğu ve hatta AK Parti kadrolarında iken teoriden pratiğe geçirmeye kalktığı anlayışını, bugün Mevlana’ya atıfta bulunarak, “şimdi yeni şey söyleme zamanıdır” diyerek başka ambalajda sunmak istiyor.

İyi de hoca, argumanların eski, bu nasıl olacak?

Sizce raf ömrü uzatılmak istenen bu eski ürüne yeni alıcı çıkar mı?

Bekleyip göreceğiz.

Demokrasinin icabı ve inancım gereği…

Ne birilerinin parti kurmasına karşıyım, ne de “herkes ya AK Parti’de siyaset yapar ya da asla bir yerde siyaset yapamaz” türünden akla ziyan bir sapkınlığa itibar ederim.

Herkesin örgütlenme hakkı sonuna kadar korunmalı ve herkes devleti-milleti ve ülkeyi bölüp parçalamayı dilemediği ve bu uğurda mücadele etmediği sürece, düşüncesini en özgür biçimde haykırmasını savunuyorum.

… Ve öte yandan “Aman ha AK Parti giderse Türkiye yıkılır” diyenleri de ileri derecede arızalı tipler olarak görüyorum.

Tamam; AK Parti’nin içinde bir kısım “AKP’liler var ki hakikaten onlar kendilerini yarı tanrı yerine koyarak, milleti tehdit edip herkesi, kendileri için tapınak haline getirdikleri kibir dehlizlerinde boğmak istiyor!

Fakat bu beyni sulanmış küçük bir gruptan başkası değil.

Onlardan hareketle, “AK Parti budur işte ve artık bitmiştir; dolayısıyla yeni bir partiye ihtiyaç var” demek, gerçeği iskalamaktan öteye geçmez.

Dediğim şudur:

Ahmet Davutoğlu, adına “gelecek” demekle, kurduğu bu partiyle, ülkeye bir gelecek vadedemedi.

Yeni bir Türkiye projesi yok.

Eskiden beri yazıp durduğu ya da parti kürsülerinde birer slogan olarak tekrarladığı nutukları, bol bol Batılı kavramlarla harmanlayıp, sanki bambaşka bir şey söylüyormuş gibi hareket ediyor.

Misal; “yepyeni bir dış politika” diyor.

İyi de hoca sen değil miydin, bu ülkenin neredeyse son onbeş yıllık dış politikasını belirleyen en önemli aktörlerden biri?

Daha çok demokrasi

Daha çok hukukun üstünlüğü

Daha çok insan hakları

Daha çok şeffaf yönetim

Daha çok adil paylaşım

Daha çok sürdürülebilir ekonomi

Hoca, bunların hiç biri yeni “söz” değil; çünkü toplum hamasetten bıktı artık.

Nasıl yapacaksın?

Hangi kadrolarla yapacaksın?

Altyapın nedir?

…Ve en hayati soru da şudur:

Bunca yıl iktidardaydın niye yapamadın da, yarın yapacağına bizim inanmamızı istiyorsun?

Parti genel başkanlığı da yaptın, başvekillik de…

Elini tutan mı oldu, önüne bariyer yığan mı?

Partinin adı “AKP” olunca olmadı da, partinin adı “GP” olunca mı olacak?

Ebette ki takdir de karar da milletindir.

İlk seçimde millet, “istikbal Gelecek Partisi’ndedir” derse hepimizin başı üstünde yeri vardır.

Fakat millet bunu niye desin ki…

“Ahmet Hoca” mı çok değişti, Türkiye mi olup bitenleri unuttu?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.