Kafası basanlar gibi bir de yazmış adamın birisi:
- Erzurumspor’a belediyenin para desteğinde bulunması yanlış!
Gerekçesini de şöyle açıklıyor:
- Erzurumspor’un bu şehre bir faydası mı var ki, bu şehrin parası bu takım için harcanıyor…
Bak, bak, bak!
Kim bu adam peki?
Bir taksi şoförü…
Tanıyoruz da üstelik kendisini; yani en azından karşılaştığımızda birbirimize mutlaka hal hatır soruyoruz…
Dolayısıyla yeri geldi madem, biz de söylemiş olalım…
Hani pandemi dolayısıyla maçlara ara verilmişti ya; o haftalardan birinde yine denk gelmiştik bu taksiciyle…
- İşler nasıl, diye sorduğumuzda demişti ki:
- İşler bitik abi; Erzurumspor’un maçının olduğu haftalarda iyi-kötü günümüzü kurtarıyorduk ama artık o da yok… Bu virüs gide de, bir daha gelmeye inşallah!
Düşünebiliyor musunuz?
Bunları söyleyenlerin ikisi de aynı adam...
Varın artık böylelerinin samimiyetine siz karar verin!
YAKIŞANI YAPMAK…
Adana Demirspor’un Altay’da yediği çelmenin ardından ADS’li taraftarların tamamı bir anda Altaylı oldu…
Gaz veriyorlar akılları sıra Altay’a…
Diyorlar ki:
Altay, bizim karşımızda oynadığı gibi Erzurumspor’un karşısında da oynamalı!
İyi, güzel, hoş da…
Altay sizin karşınızda top oynarken sizi tutan mı vardı kiriştekler?
Siz de oynasaydınız!
Öyle ya!
Siz havadan puanları toplamaya alışıksınız ya; bu yüzden çok zorunuza gitmiş olmalı Altay maçı…
Hiç itiraz etmeyin!
Ali Palabıyık o maçta bizim penaltımızı vermiş olsaydı, sizin durumunuz şimdi çok daha vahimdi!
Ama siz de haklısınız…
Sahanın içinden ziyade dışıyla iş tuttuğunuz için aklınız ermez sizin bu işlere…
Sizin ki belli!
Algı… Kara propaganda… Küfür… Hakaret…
Hal böyle olunca da, kendine yakışanı yapmak düşüyor herkese…
Biz mi ne yapıyoruz?
Takımımıza güveniyoruz, inanıyoruz ve destekliyoruz… Biz alicengiz oyunlarını bilmiyoruz, futbolu masa başında da oynamıyoruz… Çıkıyoruz sahaya ve sahip olduğumuz beceriyi ortaya koyabildiğimiz her maçı rahatlıkla kazanıyoruz…
Zaten bize de böylesi yakışıyor, çünkü biz SİZ değiliz!