Erzurum, onlarca özelliği ve güzelliği olan bir kent. Ancak bir türlü bu özellik ve güzelliklerini gün yüzüne çıkaramıyor. En azından şehre katma değer sağlayacak boyutta. Son yıllarda özellikle de halen daha videolarını izlediğimiz zaman, 'Ne günlerdi' diye içimizden geçirdiğimiz 2011 Universiade Kış oyunlarından sonra hareketlenmeler oldu ama düşük seviyede. Aslında bu masalın sonu çok daha farklı olacak diye tüm şehir halkı olarak büyük bir beklenti içerisindeydik. Ama beceremedik mi, olmadı mı adına ne derseniz deyin beklenen etkiyi yapamadı. Mesela, Kış oyunlarından sonra yatırım alanında patlama olacak diye ümitlenmiştik ama tek bir çivi bile çakılamadı. O kadar inanmıştık ki, her yıl göç veren Erzurum, o yıl göç almaya bile başlamıştı. Ama olmadı, beceremedik.
Turizm alanında son günlerde eski adıyla Ilıca, şimdiki adıyla Aziziye Belediyesi büyük adımlar atmaya başladı. Önceki Başkan Fatih Cengiz döneminde ayağa kaldırılan bin derde deva ılıca kaplıcaları, Aziziye'nin yeni başkanı Muhammed Cevdet Orhan döneminde yürümeye hatta koşmaya başladı. Gazeteler, televizyonlarda sıklıkla başkan Orhan'ı ve kaplıcaları görmeye başladık. Başkan, göreve gelir gelmez Erzurum'un hiç alışık olmadığı bir şekilde işe başladı. İlçenin önceliklerini halka sorarak, işe nereden başlaması gerektiğini seçmene sordu. Görünen o ki, seçmen başkana, 'Kaplıcaları adam et' dedi ki, başkan da büyük adımlarla bu işe başladı. Darısı diğer değerlerimizin başına.
İçerisinde yaşayanlar olarak bizler farkına varmasak bile, Erzurum'un dört bir tarafı güzellik ve özelliklerle dolu. Adeta keşfedilmeyi bekleyen, el değmemiş, saklı cennetlere sahibiz ama sahipsizlik ve ilgisizlik yüzünden gün yüzüne çıkaramıyoruz. Mesela, Hınıs'ta bulunan kanyonlar dünyanın sayılı kanyonları arasında ama umurumuzda değil. Dünyanın en hızlı akan nehri olan Çoruh nehrini çoğumuz hiç görmedik bile. Tekman'daki kaplıcaları, Karayazı'daki ters laleleri, Uzundere'deki dünya harikası şelaleyi, Köprüköy'deki Deli çermiği, Tortum'daki olağanüstü doğal güzellikleri, Horasan'da dünyanın en sessiz akan nehri Aras'ı, Pasinler'de dertlere deva termal tesislerini ve daha onlarca güzelliği çoğumuz bilmiyoruz.
Bu kadar güzelliğe sahip olan bir kentte, insanların halen daha göç ediyor olması şehrin değerlerine sahip çıkılmadığı anlamına gelmiyor mu? İşte bunun için Aziziye'nin genç başkanı Muhammed Cevdet Orhan'ı tebrik etmek hatta ayakta alkışlamak gerekiyor. Çünkü, sorumluluk sahasındaki kaplıcaları modernize ederek, hem şehrin reklamını yapıyor hem de işini.
Hemen hemen her ilçemizde her mahallemizde turizm değeri taşıyan bir çok güzelliğe sahibiz. Avrupalı, bir dikili taşla turizm yapıyor, katma değer sağlıyor, insanlarına iş alanları sunuyor ama biz değerlerimizi kendi insanımıza bile gösteremiyoruz. Çok ilginçtir, üstelik, bir turizm kenti olmamıza rağmen...
Bu sebepten dolayı Aziziye Belediye Başkanı Orhan'ı tebrik ediyor, diğer başkanları kendisini takip etmeye, tüm okurlarımızı da Aziziye Termal tesislerine davet ediyorum.
evet değerler günyüzüne çikarilmali. belki̇ de bu şehri̇n kurtuluşu bu değerleri̇n değerlendi̇ri̇lmesi̇yle olur. ki̇mbi̇li̇r.