Aman! Ulusal medyaya koz vermeyelim

Erzurum Bursa Stadı’nda Süper Lige yükselmişti, ama, ben Beşiktaş ve Başakşehir maçlarında tribünleri Mavi-beyaz görünce, Süper Lig’de olduğumuzu daha yeni anladım.

Hakikaten Süper Lige çıkmış Erzurum, hem de taraftarı ile…

Sosyal medyadan Dadaşlar Grubu’nun “Yarınki Mavi-beyaz forma giyerek geliyoruz” çağrısına uyan binlerce taraftar, gerek Beşiktaş gerekse Başakşehir maçlarına mavi-beyaz formalarla geldi.

İki karşılaşmada da kategorinin farklı olduğuna tanık olduk.

***

Tribünlerdeki güzellik ta ki; Emre Belezoğlu ile Mavi-beyazlı taraftarlar arasında yaşanan gerginliğe kadar sürdü.

O gerginlikten sonra sahada çok da vakit geçmeden Abdullah Avcı oyuncusunu saha kenarına aldı.

İşte o, tufan koptu Kazım Karabekir’de…

18 bini aşkın taraftar hep bir ağızdan yuhaladı ve ıslıkladı Emre’yi…

***

Bakın! Emre baştan ayağa futbolcudur.

Çok beğenirim kendisini.

Ama işte yaptığı çirkeflikler kendisinin iyi futbolculuğuna gölge düşüyor.

Aynen Emre’nin geçtiğimiz Pazar günkü maça gölge düşürdüğü gibi…

Dedim ya!, Emre’nin futbolculuğu beğenirim.

Bir çok gazeteci anlatır, “Sizin saha içinde gördüğünüz Emre ile saha dışındaki Emre arasında çok fark var. Emre şöyle iyilik sever, böyle yardım sever, şöyle dost canlı biri” diye…

Evet!...Doğrudur. Emre tam da dedikleri gibidir. Ama işte o iyi Emre Belözoğlu, sahada da futbolunun yanı sıra sporculuğu ile de iyi olmak zorundadır.

Maalesef göremiyoruz, Emre’de o, sporculuğu…

***

Hal böyle olunca ‘olay çıkartan adam’, ‘Kötü adam’ rolleri biçiliyor Emre için…

***

Erzurum’da yaşanan olay anında Ulusal medyanın gündemine düştü.

Ulusal medyanın diline düşeceğine, damdan düş daha iyi…

***

Olayı alırlar, sakız gibi sağa da çekerler, sola da…

O yana da çevirirler, bu yana da…

***

Hem Emre Belözoğlu, hem de Erzurum taraftarı maalesef vermeyecekti o kozu Ulusal medyaya…

Bakın; yıllar önce Denizlispor ve Erzurumspor Türkiye’de tel örgüyü ilk kaldıran kulüpler olarak tarihe geçmişti.

Cemal Polat’ın bu hamlesi ulusal medyada çok olumlu bir yankı bulmuştu o dönem…

Ama Kazım Karabekir Stadı’nda Erzurumspor ile Galatasaray arasında oynanan lig maçında yaşanan tribün olayları sonrasında ulusal medya Erzurum taraftarını eleştirmeye başladı o dönem…

Hemen hemen her spor programında yazarlar, çizerler olumsuz eleştirilerini ok gibi gönderdi, Erzurum’un üzerine…

Sonra da bir türlü iflah olmadık.

En küçük bir olayda ulusal medya vurdu dolandı Erzurumspor’a…

Sonuç hüsran, düşe düşü düştük amatör kümeye…

O, Galatasaray maçına kadar maçına kadar her şey mükemmeldi, o gün yaşanan olaydan sonra ulusal medya artık Erzurum’un iyi yönlerinden çok, tribünlerde yaşanan olayları gündeme getiriyordu.

****

İşte gelinen bu nokta, bu sezon yol yakınken uyarıyoruz Erzurum taraftarını…

Herkes dikkatli olmak zorunda, Erzurum için…

***

Bize ne Emre’nin Galatasaray ile arasındaki probleminden…

Bize ne Beşiktaşlısının, Trabzonlusunun Emre’yi sevmemesinden…

Biz Erzurum’uz…

Biz sadece kendi kulübümüzle ilgilenmeliyiz, kendi takımımızı desteklemeliyiz.

Erzurumlu Dadaştır… Dadaşta merttir, yiğittir, misafirperverdir.

Biz BB Erzurumspor’un iyiliği, Süper Lig’de var olması anlamında buraya gelen takımlara misafirperverliğimizi gösterelim.

***

Futbol tabi ki, saha da rakip bir futbolcu yanlışlık yapmışsa, bunun cezasını hakem kesmeli.

Cezasını TFF vermeli.

Evet!....Futbol maçları tiyatro salonu değil, taraftar takımını için bağırıp çağıracak, ama bu sadece kendi futbolcusunu destekleme anlamında olmalıdır.

***

Bakın!, bir futbol sever, bir Erzurumlu kardeşiniz, hemşehriniz olarak şunu belirtmek istiyorum.

17 yıl aradan sonra ulaştığımız Süper Lig’de kalıcı olmak istiyorsak, öncelikle tribünleri doldurup, taraftarlık görevimizi yerine getirmeliyiz.

A Takımını, B Kulübünü, bir kenara bırakıp, Erzurum temsilcisini desteklemeyiz.

Geç bulmuşuz tez kaybetmeyelim, Süper Lig’i…

***

Biz kendi futbolcumuzu, teknik direktörümüzü desteklediğimiz müddetçe, bu ligde bize hiçbir şey olmaz.

Ama tribünde yaşanabilecek en küçük hadise de ulusal medyanın eline düşersek, kurtaramayız.

İnceden inceye bize ligden düşürürler ne olduğunu bile anlayamayız

Onun için aman! ulusal medyaya koz vermeyelim.

2 Eylül Pazar akşamı Emre Belözoğlu ile Erzurum tribünleri arasında yaşanan olaya şöyle bakmak Lazım:

“Bir musibet bin nasihatten iyidir.”

Bilmem anlatabildim mi?