Önceki hafta 90’dan sonra bulduğu gollerle binlerce taraftarına büyük heyecan yaşatan BB Erzurumspor, dün de Ege deplasmanında Altay’la kıran kırana bir 90 dakika mücadelesine çıktı. Buca İlçe stadı tarihi bir Pazar günü yaşadı, zorlu mücadelenin her yönüyle…
Tribünlerde iki takımın taraftarının karşılıklı tezahüratları arasında başladı doksan dakika… Daha ilk dakikada Altay’ın atağı ve henüz üçüncü dakikada Erhan Çelenk ile Dadaşların bulduğu gol, maçın ne kadar heyecan ve adranalin içinde geçeceğini kanıtladı. Çok geçmedin aradan Erhan’ın ayağından bir füze daha çıktı, ceza sahasının dışından sürt vuran Erhan meşin yuvarlağı ikinci kez Altay ağlarına gönderdiğinde, “ tamam bu iş burada biter” dedik.
İzmir’de 2-0 öne geçen Teknik Patron Besim Durmuş’un öğrencileri, 2-0’lık avantaj karşısında maçı kafalarında erken erken bitirmiş olmalılar ki; Altay’ın gençleri sahada faturayı ağır kesti. 14. dakikada Ömer Arslan, 17. dakikada İhsan Furkan Deniz ve 45. dakikada penaltıdan Hikmet Yiğit Yöney ile üç gol bulan Siyah-beyazlılar skoru kendi lehlerine 3-2 çevirmeyi bildi.
Takımlar ilk 45 dakikada bizlere tam 5 gol izlettirerek gittiler, soyunma odasına… Maçın ikinci yarısı ile birlikte Dadaşların maçı çevireceği ümidini 90 dakikanın sonuna kadar kaybetmedik, ama olmadı. Altay’ın gençleri kale önüne set çekti. Mavi-beyazlı futbolcular rakip kaleye her yüklendiğinde adeta ceza sanasının ön çizgisine duvar ören Altay defansına tosladı. Bugüne kadar izlediğim tüm maçlarda hava toplarına hakim olan ve bu üstünlüğünü hemen hemen her rakibe karşı kabul ettiren kaptan Mehmet Albayrak, Altay defansının arasında kayboldu, kafa toplarında başarılı olamadı. Tabi burada bir tek kaptana yüklenmek haksızlık olur. Onun da bir maçta kötü oynama hakkı vardır, dileriz bu maçta geride bıraktığımız Altay maçı olur.
Evet!.. Mehmet hava toplarını alamadı, ama kanatlardan da Mehmet’i yeterince besleyemediğimizi kabul edelim… Ne solda Doğa ile Savaş Tağa, ne de sağda uzun bir sakatlıktan sonra ilk onbire dönen Murat Paluli ile Erhan Çelenk, isteğimiz bindirmeleri ve ortaları yapamadılar. Tabi Erhan’ın ilk on dakikadaki performansını ayrı tutmak şartı ile söylüyorum bunları… Orta sahada ilk yarı görev yapan Cihan Avcu, Emre Hasan Balcı da eski parlak maçlarındaki görüntüsünden uzaktı. İkinci yarı oyuna giren Hüsnü Zeybekoğlu ile Halil Uysal da orta saha üstünlüğünü yeteri kadar lehimize çeviremedi. Oyunun sonlarına doğru ise beraberliği yakalama adına şuursuzca baskılar yaptık, bunu da başaramadık. Hücum hattında geçen maçlarına göre yetersiz kalan Ferit Eriçi’nin yerine oyuna giren Oltan Karakullukçu da, sonucu değiştirecek atraksiyonu gösteremeyince üç puan Ege’de kaldı.
Defans bloğunda yer alan Osman Berkay Özçelik ile Doğan Can Otman belki de bu sezon ilk kez bu kadar rakiplerine pozisyon verdiler. Özellikle ilk yarıda Altay’ın her atağında kaleci Ahmet karşısında rakip forvet buldu.
Besim Hoca, orta sahadaki pas trafiğini artırmak ve rakibi derinlemesine geçmek için Hüsnü Zeybekoğlu’nu oyuna almasını ne kadar doğru buluyorsam, Oltan Karakullukçu’yu daha erkenden oyuna dahil etmemesini de o kadar yanlış buluyorum.
Sonuç itibari ile kazanabileğimiz bir maçı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ama düne takılıp kalırsak, hata yaparız. 2-0’lık skor avantajından, 3-2 mağlup olmanın hayal kırıklığını ve acısını yaşamaya devam edersek, daha büyük kayıplar yaşarız.
Dün Altay, hemşehrisi Tire’ye çalıştı, Tire’yi lider yaptı. Ama Bursa Nilüfer’in Tire’yle 2-2 berabere kalarak hem rakibinin 2 puanına darbe vurması, hem de Mert Hakan Yandaş gibi bir silahı oyundan attırması ile Dadaşlar’a teselli verdi.
İnşallah moral bozukluğunu çabuk atlatır, bugünden itibaren Tire maçına odaklanırız, Tire’yi yener yeniden liderlik koltuğuna otururuz. Haydi beyler!, moral bozmak yok, göreyim sizleri…