Osmanlı İmparatorluğunun son yüz yılı özelliklede son 40 yılı iyi analiz edilmeli, iyi okunmalı, iyi dersler çıkarılmalıdır. 1911 Derne savaşı,1912 Balkan savaşları 1914 Birinci Dünya savaşı 1918-1922 Kurtuluş savaşı. Türk milletine ve sahip olduğu coğrafyaya çok acılar yaşatmış sonuçta 30 Ağustos Dumlupınar Meydan savaşıyla geri çekilme durdurulmuş artık ilerlemenin önünü açmıştı. Hikayede bu yılları anlatması bakımından önemliydi. Hatıralarda kalmasın yazılıp tarihe not düşülsün diye kaleme aldım.
Yıl 1937 veya 1938. Erzurum'da Vali Haşim İşcan ve Umum Bölge Müfettişi Tahsin Uzer bulunmaktadır.
Tahsin Uzer ve 10 bölge vilayetinin valileri bugün yerinde yeller esen Ilıcadaki "Köşkte" toplanır bir yıllık planlamayı yapıp dağılırlarmış. Köşkün ahırları, merekleri, mutfak müştemilatı, atları ve büyük baş hayvanlarıyla bir büyük çiftliği andırdığı yıllarda
Tahsin Bey bir yaz günü faytonunu hazırlatarak Gelinkaya Köyündeki Mustafa Efendiyi görmek için maiyetiyle bitlikte yola çıkmış. Mustafa Bey gün görmüş, varlıklı Osmanlının acılı yıllarına tanıklık etmiş birisidir. Tahsin Bey nezdinde önemli bir yeri vardır.
Gelinkaya'dan sonra Tahsin Bey Daphan Ovasının merkezinde yer alan Tazegül köyüne gelir. Köyün ağaçlık ve çeşme yanında bulunan Namazgahında köylüler Tahsin Beyi karşılar Cennet pınarında soğutulmuş ayranlarını yudumlarken köylülerle sohbet etmeye başlar.
Mezarlıktan inmeye başlayan yaşlı, elbiseleri yırtık birisi aşağıya doğru inmeye başlar.Köyün muhtarı bekçiyi çağırarak dikkat et sakın buraya gelmesin. Çünkü elbiseleri perişan sakalları uzamış bir köylümüzdür. Tam bunlar konuşulurken perişan kılıklı adam önce çeşmede ellerini yıkar sonra namazlığa yönelir. Artık yapılacak bir şey yoktur.
Adı Sinan olan bu kişi Umum Valinin önüne gelir, o esnada vali çok rahat biçimde oturmaktadır. Adam bir Osmanlı selamı verip "Hoş geldiniz devletlim. Safa getirdiniz" deyince Tahsin bey bu selamlamayı karşılıksız bırakmaz ve hemen soru sormaya başlar.
Vali: Askerlik yaptın mı?
Adam, Evet devletlim yaptım.
Vali: Kaç yıl yaptın?
Adam: On altı buçuk yıl.
Vali: Askerde görevin neydi?
Adam : Orduda saraçtım.(O yıllar saraçlık mesleği ordunun ana mesleklerinden birsidir)
Vali Hangi cephelerde bulundun diye sorunca, Adam Yemende deyince, Vali komutanın kimdi? Adam hemen cevap verince tanırım, sonra deyince Derne'de bulundum, Balkanlarda bulundum, Galiçya’da bulundum sorularını sordukça cevap veren adamı Tahsin bey her defasında tasdik etti.
Soru faslı tamamlanınca Yaşlı adam "müsaadenizle devletlim huzurunuzdan çekilmeme müsade varmı" deyince Vali ayağa kalkarak bu güngörmüş ihtiyarın elini sıkarak gönderir.
Bir gün sonra sabahın erken vakitlerinde Valinin Faytonu Tazegüle gelir ve Adı Sinan olan bu güngörmüş ama çocuğu olmayan, fakir ama onurlu devlet terbiyesini almış dedemizi almaya gelir. Denin hanımı ve bir kat yatağından başka bir şeyi yoktur. Faytona binerler komşulardan helallik alan Sinan dede köyden ayrılır. Ilıcaya geldiklerinde görevliler önce kaplıcalarda Sinan Dedeyi yıkarlar, sonra üzerine yeni elbiseler giydirerek Vali Tahsin Uzer'in huzuruna çıkarırılar.
Vali misafiri ayakta karşılar ve "Biz senede bir ay burada çalışıyoruz. Çiftlikte ve konakta her şey var artık bunlardan sen sorumlusun. Atlardan, ineklerden velhasıl her şeyden sen sorumlusun. Hayatın sonuna kadar burada yaşayacak işleri idare edeceksin " der.
Yaşlı Sinan Amca görevinin şuurundadır. Ölünceye kadar konağın tüm işlerini yürütür.
Bir tarafta devlet adamı, diğer tarafta ömrünü vatanı için geçiren, devlet terbiyesi almış Sinan amca.
Cumhuriyet bu değerler üzerinde inşa edildi.
MUAMMER DURAK 10 Yıl Önce
adam olacaksinki̇ karşina adam çıksin i̇ki̇si̇nede rahmet diliyorum.