Kayakla atlama kuleleri Dünya Üniversiteler Kış oyunlarının 'en popüler' yatırımıydı.
Hatta 'göz bebeğiydi' demek daha doğru olur.
Dünya Üniversiteler Kış oyunlarını izlerken hem çok üşümüş, hem de büyük keyif almıştık.
Yüz yirmi beş’lik atlama kulesine panoramik asansörle çıkmak bir ‘ayrıcalıktı.’
Erzurum ile Palandöken'i kuşbakışı seyretmek haz veriyordu.
Oradan ‘gün batımını izlemek müthişti.’
Erzurum'a gelen konukların ilk görmek istedikleri yer Çifte Minareli Medrese, ikinci sırada ise atlama kuleleri yer alıyordu.
Atlama kulesinin başında rüzgar saçlarınızı dalgalandırırken sanki vücudunuza adrenalin yüklemesi yapıyordu.
Hep merak ettim, o kadar yükseklikten son sürat kaymak ve de uçarak rampaya inmek nasıl bir heyecandır.
TÜRKİYE'Yİ SALLADI
Aslında 15 Temmuz 2014'te saat 15.00'te Kiremittepe'deki kayakla atlama kulelerinde büyük bir facianın eşiğinden dönüldü.
Deprem gibi heyelan, iniş rampaları olarak nitelendirilen pistleri darmadağın etti.
Şükür kulelerde, hasar yok ama rampalarda dam boyu yarıklar oluştu.
Türkiye'ye ajanslar, muhabirler bu haberi 'flaş' diye duyurdu.
Haber, hemen televizyon, internet siteleri, radyo ve gazetelerin manşetlerine çıktı.
Ülke genelinde yayın yapan 16 Temmuz tarihli gazetelere tek tek baktım:
Erzurum'daki facia haberini, sekiz gazete birinci sayfadan görmüş .
Diğerleri ise iç sayfalarda büyük fotoğraflarla haberi kullanmışlar.
İşte kayakla atlama kulelerindeki faciayla ilgili gazetelerde yer alan başlıklarından bazıları:
"100 milyon TL böyle kaydı" (Hürriyet), "100 milyonluk atlama kulesi pisti dağıldı" (Milliyet), "Erdoğan'ın övdüğü pist çöktü" (Cumhuriyet), "60 milyon TL çöktü" (Haber Türk), "Erzurum'da çöküş" (Posta), "65 milyonluk üç kule çöktü" (Vatan), "Olimpik çöküş" (Zaman), "100 milyonu kaydırdılar", (Taraf), "Kış oyunları pisti yerle bir" (Bugün).
PİST YAPRAK GİBİ YIRTILIR MI?
Türkiye'nin ilk ve tek, en yüksek rakımdaki (1995 metre) Kayakla Atlama Kulelerine en son, torunum Azra ile Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünün 'uçurtma şenliği' nedeniyle çıkmıştık. Heyelan sonrası birkaç kez otomobille Çat yolundan Bölge Eğitim Araştırma Hastanesine doğru gittim- geldim.
Tabloya her baktıkça içim burkuldu, yüreğim sızladı.
Hem yitirdiğimiz ulusal servetimize, hem de umutlarımıza yandım.
Makine Mühendisleri Oda Başkanı Prof. Dr. Kenan Yakut'un dediği gibi, pistlerin durumu 'vahim.'
Daha da vahim olanı yapılan temelsiz pistlerin bir yaprak gibi yırtılmış olması.
Allah aşkına. toprağın üzerine beton dökülerek pist mi yapılırmış?
Altına fore kazık, taş, birkaç demirle temel atmak gerekmez mi?
Bu ne cüret, bu nasıl sorumluluk anlayışı?
Daha bir yıl geçmeden bozulan, caddelere döşenen kaldırımlara benziyor.
Üç buçuk yılda bizim kış turizm umutlarımızı çökertmeye ne hakkınız var?
VALİ ALTIPARMAK HALKIN NABZINI TUTTU
Vali Ahmet Altıparmak, olayın ardından twitter hesabından görüşlerini geniş kitlelere duyurmaya başladı.
Bizim gibi beklenmedik olay karşısında şaşıran Vali Altıparmak, ilk mesajında şunları söyledi:
- Tam 'işler yoluna girdi' derken, bu afet geldi... Tesellimiz can kaybı olmaması. Gereği neyse elbette yapacağız.
Vali Altıparmak'ın bu açıklaması karşılık da buldu.
Samet Has, yapanlardan hesap sorulmasını isterken 'düşünen kadın' rumuzlu biri şöyle yanıtladı:
-Gereği yapım aşamasında yapılsaydı bu olmazdı. Afetler doğaldır... İhmaller afet değildir.
Eyvallah bu laf benim de hoşuma gitti.
Değişik yorumlar üzerine Vali Ahmet Altıparmak sonunda bir lider olarak şu mesajı yayınladı:
-Moralleri yüksek tutun! Hep beraber ERZURUM olarak en kısa zamanda bu işinde altından kalkacağımızdan emin olabilirsiniz.
Erzurum'un kaderini değiştirmeye gücü yetmeyen ama her taraftan görmeye alışık olduğumuz atlama kuleleri, ciddi bir yara aldı.
İşte geceleri renk kuşağı içindeki atlama kuleleri, güçlendirilerek onarılacak mı, yoksa 'zaten işe yaramıyordu' denilecek ve yıkılacak mı?
Meslektaşımız Cihat İncesu bile dayanamamış twit atmış:
"Bu olay afet değil sayın valim. Bu olay bağıra bağıra geldi. Bunun adı ihmal."
Başka bir şey söylemeye gerek var mı?