Dün sevgili dostum ve kardeşim Zafer Tarıkdaroğlu ziyaretimize gelmişti.
Zafer, Ankara’da Erzurum’un adını şerefle taşıyan genç bürokratlarımızdan biridir.
Bakanlık müşaviri…
Zafer, bir dönem siyasete de atıldı…
AK Parti’den vekil adayı oldu, listeye girdi lakin vekil seçilemedi, ama Erzurum halkı Zafer’i bağrına bastı, çok sevdi ve “bizim çocuk” dedi.
Hakikaten de öyledir…
Zafer, Erzurum’un has evlatlarından biridir.
Dün Zafer kardeşim geldiğinde, Sosyal Güvenlik Müdürü (eski adı ile SSK müdürü) Nizamettin Durmuş ve Anadolu Gençlik Zirvesi Platformu’nun kurucusu sevgili Yavuz Demir’le oturmuş memleket üzerine sohbet ediyorduk.
Zafer de sohbete dahil olunca eni konu Erzurum’u ve Erzurum’un hayallerini konuştuk.
Zafer’in bu ziyareti bizi iki yıl öncesine götürdü.
Yine böyle bir yaz günüydü ve sağolsun Zafer Tarıkdaroğlu Erzurum’a gelmişken bize de uğramıştı.
O gün de, şimdi rahmet ve hasretle andığım Atilla ile (Dölekli) oturuyorduk.
Atilla da Zafer de AK Parti’de aktif görev yapan kimselerdi, bu yüzden anında kaynaştılar, birbirlerini çok sevdiler ve memleket üzerine nice ortak müşterekte buluştular.
Atilla… Atilla… Atilla…
Hatırın dostluğun, kardeşliğin, arkadaşlığın ve yoldaşlığın ete kemiğe bürünmüş bir adıydı.
Sevgili arkadaşım Gürkan’ın emanetiydi bize Atilla…
Ama kaç emanet vardır ki, emanet edenden daha çok sevdirsin kendisini…
O iki genç adam gazetedeki odamda öyle kaynaştılar ki, bir ara “…hayırdır beyler bana mı geldiniz yoksa burayı buluşma noktası mı yaptınız kendinize” diye sorma ihtiyacı hissettim.
Zafer de öyle söyledi…
Keşke Atilla o kazada genç yaşta ölmemiş olsaydı, keşke Atilla yine o gülen gözleri ve umut yansıyan yüzüyle aramızda olsaydı.
Ama artık Atilla yok…
Ondan yadigar Atabey kaldı…
Nizamettin Durmuş, Erzurum’un en başarılı, en çalışkan, en ödünsüz ve en merhamet timsali bir devlet memuru ve müdürlerinden biri…
Genç bir İngilizce öğretmeni olan sevgili Yavuz ise, bu iki ismi çok geç tanıyanlardan…
Zafer, daha üniversite öğrencisiyken AK Parti Gençlik Kolları Başkanlığı yaptı…
Öyle böyle bir başkan da değildi hani…
Bıraksan Palandöken’den Çankaya’ya uçacaktı…
Atilla farksız mıydı sanki?
O da katıksız bir Tayyip Bey taraftarıydı.
Dün SGK müdürü muhterem dostum Nizamettin Durmuş, sevgili Yavuz Demir ve kıymetli kardeşim Zafer Tarikdaroğlu ile birlikte Atilla’yı andık…
İşte bu fotoğraf da iki yıl öncesine ait bir hatıra…
Atilla belki dün gazetede değildi, ama dostları olarak gördük ki Atilla aramızdan hiç gitmemiş, hep bizimle…