Hayat her gün sana öğretmenlik yaparken; bazen duyduklarına ve bazen de duymak isteyip, duyamadıklarına şahit oluyorsun.
Öğreniyor, öğreniyorsun!
Eğitimle öğretimi ne kadar ayırt edebiliyoruz; emin değilim!
Her şey tezadıyla var ve her şey tezadıyla yaşamak zorunda!
Eğitim, bilgi (öğrenimle kazanılan elbette ki), liyakat; bana yüksek seviyeleri anlatıyor!
Yüksek seviyeli insan!
Tezadı; düşük seviyeli insan! (Eğitimsiz, bilgisi muhtelif, liyakatsiz)
Evine temizlikçi alırken, aracını yaptırırken, çocuğunu berbere götürürken, doktora giderken eğitimli, bilgili, liyakatli adam arayacaksın; ülkeni, geleceğini yönetecek insanı seçerken duygularınla hareket edeceksin! İlginç!
Menfaatin tezadını tam karşılık olarak bulmak güç! Fedakâr, adil veya aptal olabilir mi?
Günümüz insanındaki hastalıklardan birisi de menfaatini gözetmeyen insanlara gerçek “aptal” gözüyle bakmayı başarmasıdır (!)
Bilgilisiniz, eğitim müthiş, liyakat sınırı tavanda; sınava giriyorsunuz, sorular satılmış; bir iki rötuş, bir iki gözaltı nadiren iptalle tutturamıyorsunuz!
KPSS falan derken mülakat; siyasete, bilmem hangi gruplara, cemaatlere de uzaksanız; eyvah!
Konfüçyüs; “Büyük görevlerin yüksek karakterli insanlara verilmesi gerektiğini” o kadar söylesin ki! Ağzını da büzemezsiniz, zamanı kaçırdınız; öleli epey oldu(!)
Liyakatli, bilgili yerine mecburen eğilmiş, bükülmüş, ezik ve pişkin insanlara mahkûm oluyorsunuz!
Devlet işi kapalı, ticaret kapitalle; yeni meslek “serbest meslek sahipliği”; devam! Özel şirketlere kapağı atabilirsiniz; ben tam kırk yıl özel şirketlerde eğitim, liyakat, bilgi geçerli akçe sanmıştım; bazen ve şimdi öyle olmadığını biliyorum.
Bir bilgi ulaştığında; ulaşan kanalın güvenliği aklınıza gelmeli!
Bir kişi sizi bir yola kanalize etmek istediği zaman; niye sorusunu adama değil, kendimize sormalıyız!
Birileri bize bir şeyler anlattığında mesela ben daha çok adama bakarım!
Bir cemaat çıkmış; insanların arkasından kara çalarak, kumpas yaparak, iftira ederek pert edip işinden gücünden ediyor; düşünmüyorlar ki bu asla karakterli insanların yapacakları bir şey değildir ve bir de ona tapacak derecede inanıyor, seviyorlar(!) nedeni; birinci basamaktan menfaatler, menfaatler!
Ah menfaatler; ah çıkarlarımız; neden, neden bizi insanı insan eden değerlerden uzaklaştırmak istiyorsunuz ki?
Şu satırların sahibi kaç defa “Cemaat sayılarımızın çoğalması toplumda ahlak seviyelerini yükseltmeliydi; tam tersine ahlak seviyelerimiz düştü” demiştir.
Bilgiyi, eğitimi, liyakati asla terk etmemeliyiz!
Bilgi soru sorar, kandıramazsınız!
Sahi kandırılmanın tezadı nedir; sizce?
Teşekkür!
21. Ağustos 2016 günü gittiğimiz Tımar Yaylası’ndaki av sonu yaptığımız piknikte akşama doğru ellerine eldiven geçirerek yerlere ve akarsuya atılmış her türlü pet ve pet şişe, poşeti, gereksiz malzemeyi toplayarak imha eden dostum İlyas Karademir’e teşekkürü borç bilirim!
Babamdan görmüştüm; yıllar sonra çevreye kıyanların attıklarını toplamayı bir kere daha gördüm!
Bütün diğer arkadaşlarımdan da mütemadiyen gördüğüm ve birlikte yaptığımız her piknik sonrası çevre temizliğidir! Çevre temizliği yapılır, çöpler poşetlere konulur, şehre gelinir ve çöp bidonlarına veya konteynırlarına her neyse atılır!
İnsanlar böyle yaparlar!