Sayın Yöneticilerimiz Lütfen Okuyun, Gereğini arz ediyorum!
Doğanın iki düşmanı vardır; insan ve insana ait çöpler! Çöpler poşetlerle taşınır, her çöpün arkasında sorumlu bir poşet ve bilinçsiz, sorumluluk duygusu olmayan bir insan vardır.
Zaman zaman çeşitli hobilerim için doğaya çıkarım. Yürürüm, piknik yaparım, seyrederim, sessizliğin sesini dinlerim. Kuşların cıvıltılarını, sineklerin vızıltılarını, kelebeklerin rengârenk danslarını seyrederim. Suların her an değişen renklerini, güneşin doğarken aldığı on binlerce renklerini seyrederim!
Tabiatı bütün güzelliğiyle içime çekmek isterim, beceremem, tabiat olmak isterim kabul edilmem, bu yüzden de içime çekerim kokusunu, havasını ve beynime kazırım o müthiş güzelliklerini.
Tabiat bende bir aşk! Tabiatta geçirmediğim her gün ve her saat benim için yaşanmış değil.
Dağlar doğal yaşam alanlarıdır. Zirveleri, etekleri, dereleri, karları, yamaçları özeldir.
Dağlar, tabiat güvenlidir de! Yüzlerce kamp yaptığımızda bir defa bile rahatsızlık verecek bir şahıs, hayvan görmedim, duymadım.
Doğa son derece naziktir. Eğer doğallığını bozmazsanız, bağrında nice seneler, kereler yatabilir, uyuyabilirsiniz! Bozarsanız; ciddi, çok ciddi bir tehdittir.
Doğanın iki düşmanı vardır; insan ve insana ait çöpler! Çöpler poşetlerle taşınır, her çöpün arkasında sorumlu bir poşet ve bilinçsiz, sorumluluk duygusu olmayan bir insan vardır.
Çöp dağlarımızın olduğu kadar şehirlerimizin de en büyük sorunudur.
Çevreyi korumakla görevli müdürlükler, (Orman Bakanlığı bile var) belediyeler, kaymakamlıklar ve bunlardan sorumlu valiler; çöp işiyle çok uğraştıklarını sanmıyorum. En azından şimdiki durumlarından çok daha fazla ilgili çok daha hassas olmalılar. Çevre, tabiat sevgisi ve koruma hayalleri olmayanların bu görevlerde olmamaları gerekir. Çöple savaşacak kahramanlar lazım!
İnsanımızı acilen çöp konusunda mutlaka eğitip, terbiye etmemiz gerekiyor. İnsanlarımızda çöp bilinci oluşturmamız gerekiyor.
Tabii ki çöpü yerlere atanlardan, çöpleri etrafa yayanlardan, fırlatanlardan söz ediyorum. Çöpten rahatsız olmayan belediye başkanlarından, valilerden, çevre müdürlüklerinden söz ediyorum.
Naylon poşet çöpün en azılı elemanı, en acımasız askeridir.
Göl kenarlarında, nehir kenarlarında, deniz kenarlarında, dağların piknik yapılabilecek her alanında çöpün bu çirkin yüzlü bu hain askerlerine rastlayabilirisiniz.
Naylon poşetler tabiatı esir aldılar.
Poşeti yerden çıkarmak için ucundan bir çekiyorsunuz yerin kırk santim altından çıkıyor. Siyah, kırmızı, beyaz, sarı, alacalı bulacalı binlerce düşman askeri; poşetler.
Ben çöpün ve poşetlerin bir büyük düşman olduğunu Babamdan öğrendim. Sıklıkla her hafta pikniğe giderdik ve zavallı adam başkalarının ortalığa attığı başta poşet olmak üzere çöpleri temizler, toplar yakardı. Birgün de yakındığını görmedim.
Ben yakınıyorum!
Yetkililere buradan sesleniyorum; Türkiyem için çöpten, poşetlerden utanıyorum, aslında kanserin bu kadar pik yaptığı zamanda çevre kirliliklerinden korkuyorum; gelecek nesillerden de bu nasıl bir doğa bıraktınız diye sorarlar diye de utanıyorum.
Ey Milletim; Allah rızası için yerlere çöp atmayın, poşetlerinizi yerlere atmayın!
Dünyada çöp ülke ödülü vermiyorlar; böyle bir rekor mu kırmak istiyorsunuz?
Etmeyin; yazıktır! Çöp poşetlerini yerlere, tabiata atmak inanın bir çeşit anarşidir!
Kıymayın!
Belgin Birgören 7 Yıl Önce
Sayın Doğu Türk, Tam yaramıza el bastınız.. Ben de bu konuda yetkilileri yetersiz buluyorum. Çevreyi kirletenlere uyarılar kâr etmiyor. Her zaman düşünmüşümdür; keşke kamu spotları oluşturulup devamlı tv ve radyolarda verilse...