Ülkesine ve Devletine ihanet ve nankörlük edenlere karşı, her insanın anlayamayacağı ve asla tasavvur edemeyeceği oranda tahammülsüz olan Liderimiz Devlet Bahçeli beyefendinin;
CHP genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlık zırhının kaldırılmasına dair tespit ve görüşleri üzerine insan hakları ve demokrasi yaygarasına dünden bugüne terörize ve kriminalize olmuş isimler ve örgütler üzerinde sembolize etmiş,
Kripto etnik ve paralel terör unsurları yine harekete geçmiş ağzı ve kalemi olan konuşuyor cinsinden saldırılarına başlamış olduklarını görüyor, okuyor ve dinliyoruz.
Bir dönem AKP’yi açılım ve paralel politikaların büyüsüne inandırıp, ülkeyi ve milleti bölünmenin eşiğine sürükleyip,15 temmuz darbesi ile başarılı olamayınca, CHP ve Zillet ittifakı tarafı partiler üzerinden demokrasi ve insan hakları havariliğine yine yeniden soyunup, rövanş peşinde koşan bazı kaşar nitelikli köşe yazarları şimdi de AKP seviciliğine tekrar soyunup,
Liderimizin yapmış olduğu dokunulmazlık açıklamasının aslında AKP’yi hedef aldığını alçakca ve fitne odaklı bir zihniyetle ifade etmekten çekinmemektedirler.
Bunlardan birisi ise İngiliz Muhripler Cemiyetinin günümüzdeki artıklarından olma özelliğini hiç kaybetmemiş olan Fehmi Koru; Bukelamun gibi her dönemin, genelliklede güçlü olanın rengine ve siperine giren, bazen gerçek ismi ile geçmişte ise taha kıvanç sahtekar mahlaslı satlık kalemi ile; “MHP lideri CHP liderini hedef aldı. Peki ben neden esas hedefin AK Parti olduğunu düşünüyorum?” başlıklı zırva tevil götürmez cinsinden bir yazı kaleme almış,
Zırva ve fitne nitelikli zihniyetini sembolen yazısını; “MHP liderinin çıkışı evet doğrudan CHP’yi ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alıyor; buna kuşku yok. Ancak, esas hedefinin ‘Cumhur İttifakı’nda ortağı AK Parti olduğunu düşündüren bir yönü de var bu çıkışın.
İttifakın büyük ortağının ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bel kemiğini teşkil eden ‘yüzde 50+1’ formülünü bir eski bakana yaptırılan teklifle ‘yüzde 40’ eşiğine indirmek istemesini herkesten farklı yorumlamış olmalı MHP.
Bu yöne sapılmak istenmesini, MHP’liler, ya oyların düştüğünün kabulüyle acizliğin dışa vurulması -yani siyasi bir zaaf- ya da MHP’siz yola devam etme -yani ittifakı bozma- niyeti biçiminde değerlendirmişe benziyorlar.”
Zırva ve fitne içerikli ifadeleri ile fitneye ve acziyete davetiye çıkarmış. Ve benzer minvalde köhnemiş zihniyetlere ait yazılara bu günlerde sık sık rastlamış olmamızda bir tesadüf sonucu olmayıp, tevafuk olsa gerek.
Şimdi bu fitne ve ihanet şebekesinin kaleme almış oldukları bu tür safsatalar eşliğinde, siz değerli okuyucularımızın temiz vicdanlarına ve sarsılmayan yüreklerine sesleniyoruz.
Devlet Bahçeli’nin bu açıklaması şahsi ve siyasi bir endişeden midir.! Yoksa Ülke ve Millet endişesinden midir.!
Tek derdi vatan ve millet olan, Devlet Bahçeli olmasaydı. 15 Temmuz sonrası etnik ve paralel terör amacına ulaşıp ülke bir gecede Suriye, Irak, Libya, Mısır olur muydu, olmaz mıydı.
Derdi siyaset ve şahsi ikbal endişesi olsaydı Devlet beyin, 15 temmuz öncesini ve sonrasını şahsi ve siyasi menfaate, devşirebilir miydi, bilemez miydi.
Devlet Bey olmasaydı, özgürlüklerine ağıt yaktığınız etekli ve kravatlı teröristler mecliste ve belediye başkanlıklarında görevde olur muydu olmaz mıydı.
Devlet bey olmasaydı dün bu satlık kalemlerin alkışladığı Oslo ve Habur kepazeliği bu gün resmi politika haline gelmiş miydi gelmemiş miydi,
Devlet bey olmasaydı, yollara barikat kuranlar, kimlik kontrolü yapanlar, sivil mahkemeleri kuranlar bu ülkede asayişi ve adaleti sağlar mıydı sağlamaz mıydı,
Devlet bey olmasaydı parlamenter sistem seçimleri ile bölmek istedikleri bölgeleri sandıkta bölen PKK, HDP gerçekte ülkeyi bölmüş müydü bölme mişmiydi.
Devlet Bey olmasaydı o ülkeyi bölmek isteyenler bu gün ya ceza evinde ya da mezarda olur muydu olmaz mıydı.?
Devlet bey olmasaydı, hdp li pkk lı bakanlar olur muydu olmaz mıydı.!
Şimdi soruyorum size; bu ihaneti yapanlar, bu ihanete demokrasi ve insan hakları adına çanak tutanlar, asker, polis, korucu, yaşlı genç bebek kadın demeden insanlarımızı katleden pkk lı teröristlere sahip çıkan,
Milletvekilliği seçimlerinde bölgesel oy kullandırarak hdp nin barajı aşmasını sağlayıp, pkk lı vekillerin meclise girmesine vesile olan CHP terör destekcisi midir.! Değil midir.!
Belediye başkanlığı seçimlerinde belediye meclis üyeliklerine pkk lı terörstleri meclise taşıyan CHP terör destekçisi midir? Değil midir.?
Terör mağduru şehit ve gazilerin hak ve hukuku ile ilgili kılını kıprdatmayıp, Demirtaş’a, Ahmet Türk’e, Kayyum atanan belediye başkanlarına, ceza evlerinde beslenerek cezalarını ödeyen hainlere,
Bangır bangır biz bu ülkeyi böleceğiz diyen terörize ve kriminal, teröristlere demokrasi ve özgürlük kampanyaları, ziyaretleri yapmak teröre destek midir.! Değil midir.!
Yaklaşık 30 yıldır ülkemizin üzerine kan, göz yaşı, yetim feryadı olarak musallat olan, ülkemizin yükselişinin ve dirilişinin önüne geçmek için uluslar arası terörize devletlerce sübvanse edilen,
Ülkemizin ve milletimizin kalkınmasının önüne yaklaşık yüzlerce milyar dolarlık bedellerle darbe vuran, yüzbinlerce insanımızı katleden, teröristleri destekleyen ve onların her daim yanında olduğunu inkar bile etmeyen hdp’ ye;
Destek olmak, sözcülük etmek, hakkını hukukunu dile getirmek, basamak olup meclise taşımak, bölgesel oylar verdirip milletvekili belediye başkanı meclis üyesi seçilmelerini sağlamak terörizme destek değil de nedir.!
Azmettiriciliğin hukukdaki karşılığı suç değil midir? En az suçlu kadar en az terörist kadar sorumlu ve suçlu değil midir.?
Soruyoruz? CHP terörist unsurlara bu saikler çerçevesinde destek vererek, şehitlerin kemiklerini sızlatmış mıdır, yetimlerinin ahını almış mıdır.? Vatana asıl ihanet bu değil midir.?
Bırakın dokunulmazlığın kalkmasını Vatana ihanetin bedeli Yüce Divan mıdır? Değil midir?
Bunu inkar edenler, terörizme doğrudan ve dolaylı destek verenler, şehitlerin kanlarındaki parmaktırlar ve o parmakları yüce Türk Milleti ve Devleti kesmelidir.
Şayet kesilmediği takdirde Cenab-ı Hakkın yüce divanında hesaplarının görüleceği de kesindir evelallah.! inşaallah.!
Selam saygı dua…