MHP MYK Üyesi, eğitimci akademisyen Doç. Dr. Ahmet Gökhan Yazıcı, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a açık bir mektupla çağrıda bulundu.
Doç. Dr. Ahmet Gökhan Yazıcı mektubunda 17. maddelik öneri sunarak, "Yeni eğitim sistemini, eğitim meselemizin içinde yaşayan bir eğitimci akademisyen olarak; Türk Eğitim Sisteminin karşı karşıya olduğu bütün sorunlar irdelenerek hazırlanmış sistemin, eksik kalan ve yeni sistemi tamamlayacağına inandığımız hususları bakanımızın ve daha bilgili, kültürlü ve hayırlı evlat endişesi taşıyan velilerimizin önemle dikkatlerine sunmak istiyorum" dedi.
Yazıcı, maddeler halinde sıraladığı mektubunda şu görüşlere yer verdi:
MİLLİ EĞİTİM BAKANIMIZ ZİYA SELÇUK BEYİN VE VELİLERİMİZİN DİKKATİNE.!
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk'un, eğitimde reform niteliği taşıyabilecek 2023 hedefli vizyon ve misyon niteliğindeki yeni eğitim sistemi modeli çalışmalarından dolayı öncelikle kutluyorum.
Yeni eğitim sistemini, eğitim meselemizin içinde yaşayan bir eğitimci akademisyen olarak; Türk Eğitim Sisteminin karşı karşıya olduğu bütün sorunlar irdelenerek hazırlanmış sistemin, eksik kalan ve yeni sistemi tamamlayacağına inandığımız hususları bakanımızın ve daha bilgili, kültürlü ve hayırlı evlat endişesi taşıyan velilerimizin önemle dikkatlerine sunmak istiyorum.
1-) En temel sorunumuz, yetiştirmeye çalıştığımız öğrencilerimizi fiziksel, zihinsel, sosyal, psikolojik vs özellikleri ile tanımayışımız olup, yetenek ve özellikleri hakkındaki farkındalığın olmayışı ve öğrencileri geleceğe doğru yönlendiremeyişimizdir.
Bu sebeple Üniversiteler ve Milli Eğitim Bakanlığı iş birliği ile her üniversite uhdesinde “Öğrenci Yetenek Belirleme ve Yönlendirme Araştırma Merkezlerinin kurulması“ elzemdir.
8. Sınıfa kadar eğitime tabi olan en ücra köylerimizde bile okuyan bütün öğrencilerimiz periyodik olarak her eğitim öğretim yarı dönemi sonunda bu merkezlerdeki testlere tabi tutulmalı ve 9. sınıfta yeteneklerinin el verdiği alan eğitimine yönlendirilmeli ve alan eğitimini kapsayan meslek seçimlerine rehberlik edilmelidir.
2-) Öğretmelik mesleği, ileri medeniyetlerde, sosyal ve ekonomik statüsü en yüksek ve itibarlı meslek olup, özlük hakları cezbedici nitelikte en üst standartlardadır. Bu yüzden, bilgi ve liyakat, yetenek seviyesi yüksek öğrencilerin ilk tercih ettikleri meslektir.
Ülkemizde öğretmenlik mesleğinin sosyal, ekonomik ve özlük haklarının başarı, liyakat, ehliyet ve performans ölçekleri doğrultusunda en kısa sürede en üst düzeye çıkarılması yeni sistemin başarısı için zaruridir.
3-) Ülkemizdeki Eğitim Fakülteleri süratle rehabilite edilmeli, öğrenim süresi 5 yıla çıkarılıp, 3 yıllık fakülte öğrenim süresinden sonra öğretmen olacak üniversite öğrencilerimiz 2 yıl okullara kendi alan eğitimleri kapsamında ve okullardaki yöneticilerin ve branş öğretmenlerinin sorumlulukları altında tam zamanlı öğretmenlik mesleğini yaparak ve yaşayarak öğrenme yöntemleri çerçevesinde eğitimlerini tamamlanmalıdır.
4-) Öğretmenlik mesleği öncelikli meslek statüsüne kavuşturabilmek için, Lise eğitimi sonunda diploma not ortalaması ve yapılan üniversiteye giriş sınavlarında % 10 başarılı diliminde bulunan öğrencilere istedikleri Üniversitede eğitim fakültelerine yerleşme avantajı sağlanmalı, bilgi ve başarı düzeyi yüksek öğrenciler öğretmenlik mesleğine kazandırılmalıdır.
5-) Üniversite öğrenimi için; Eğitim fakültelerini tercih eden öğrencilerin 5 yıllık eğitimleri sonunda diploma ortalamaları ve yapılacak öğretmenlik alan sınavı sonucunda %10'luk başarı ortalamasını yakalayan öğretmen adaylarına istedikleri il ve okullarda öğretmen olma avantajı sağlanmalıdır.
6-) Öğretmenlik alan sınavında bilgi, liyakat, ehliyet ve başarı dikkate alınmalı, mülakat sınavları kaldırılmalı, güvenlik endişesini gidermek için tam teşekküllü güvenlik soruşturması sonucunda öğretmenlik hakkı verilmelidir.
7-) Okullarda kurulması düşünülen beceri ve tasarım atölyeleri, yetenek tespit ve yönlendirme içeriğine haiz olmalı 9. Sınıftan itibaren alan öğretimine yönlendirilen öğrencilere, üniversite eğitimlerini de kapsayacak dönemlerde Yetenek seçimi ve yönlendirme kapsamında hem lise hem de üniversite müfredatına zorunlu ders olarak koyulmalıdır.
Mevcut görev yapan okul öncesi ve ilköğretim öğretmenleri yetenek seçimi ve yönlendirme, performans ve başarı ölçme ve belirleme kurslarına mecburi katılımları sağlanmalıdır.
9-) Orta öğretim ve üniversitede ders geçme sınavları vize ve final olarak ÖSYM merkezince açık öğretim sınav sistemi yöntemine benzer merkezi sınavlar ile yapılmalı, okullarda ki ve üniversitelerde ki öğretim elemanları oluşturulacak soru havuzuna soru hazırlamakla ve ders vermekle yükümlü olmalıdır.
Merkezi sınavla objektif belirlenecek öğrenci başarısı hem öğretim elemanlarının başarısını hem de okullarının, fakültelerinin başarısını belirlemeli ve başarısı yüksek öğretim elemanlarına, okullara ve fakültelere tercih hakkı önceliği, özlük ve ekonomik avantajlar sağlanmalıdır.
10-) Üniversitelerde ki yüksek lisan ve doktora dersleri sınavları ÖSYM tarafından merkezi sınav sistemi ile yapılmalı üniversitede ki öğretim elemanları soru havuzuna soru hazırlamak ve ders vermekle mükellef olup, derslerinde başarılı olan öğrenciler tez aşamasına geçebilmelidir.
Öğrenci başarısı öğretim elemanının ve fakültesinin, bölümünün başarı ve performansını belirlemelidir. Başarı ve performansa göre öğretim elemanlarına, fakülte ve bölümlere özlük ve ekonomik avantajlar sağlanmalıdır.
11-) Yüksek lisansını tamamlayan öğretmenlere özlük ve ekonomik avantajlar sağlanmalı, doktoraya başlayan ve tamamlayan öğretmenlere okul ve milli eğitim yöneticiliği hakkı liyakat, ehliyet esasınca verilmeli, siyasal ve sendikal tavassut ve torpile bir an önce son verilmelidir.
12-) Kapatılan Dershane ve kurslarda görev yapan öğretmen ve yöneticilere, devlete ait okullarının her ilde belirli sayıda özelleştirmesi sağlanarak öğrenci teşviki ile devredilmeli yıllık başarı performanslarına göre teşvik ve özelleştirme devam ettirilerek eğitimin özelleştirilmesi desteklenmeli devletin sırtındaki eğitim yükü hafifletilmelidir.
13-) Liseler 9. Sınıftan itibaren alan eğitimi vermek üzere, Sayısal, Sözel, Eşit Ağırlık, Mesleki alan, Spor, Sağlık, Güzel Sanatlar alan liselerine dönüştürülmeli, 8. Sınıf sonrası öğrenci diploma ortalaması ve merkezi sınav değerlendirmesine göre ilgili alan liselerine yönlendirilmelidir.
14-) Öğretmen yetiştiren öğretim kurumları sadece Eğitim Fakülteleri olmalı, farklı bölüm mezunlarına pedagojik formasyon verilerek öğretmenlik hakkı tanınmamalı, Eğitim Fakültesi lisans, yüksek lisans, doktora mezunları haricindeki bireyler öğretmen, okul ve milli eğitim idarecisi olmamalıdır.
15-) İlk ve orta öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenler haftada en fazla 25 saat ders verme mecburiyeti getirilerek, ekonomik şartları ders yükü fazlalığına göre iyileştirilmelidir.
16-) Okul öncesi ve ilköğretim kurumlarında Türkçeyi iyi kullanabilmesine, basit formda matematik formüllerine ve milli ve manevi değerlere sahip olmasını sağlayacak derslerin dışında zorunlu farklı alan dersleri olmamalı,
Yoğunlukla öğrencilerin sosyal, fiziksel, zihinsel, kültürel etkinlik ve faaliyetlere dahil edilerek yetenekleri, özellikleri teşhis edilip orta öğretime doğru yönlendirilmeleri sağlanmalıdır.
17-) İlk ve orta öğretim öğrenci velileri, öğrencilerinin eğitimi ile ilişkilendirilmeleri ve okul aile işbirliğini geliştirme amaçlı hafta sonları kendi öğrencilerinin sınıf ve sıralarında çeşitli eğitim kurslarına ve etkinliklerine dahil edilmelidir.
2023 Tam bağımsız lider ülke Türkiye idealine kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede temel teşkil edebilecek Türk Milli Eğitim Sistemine katkı sağlayacağına inandığımız önemli ve öncelikli gördüğümüz tavsiye ve temennilerimiz bunlar olup dikkate alınmasını sayın Milli Eğitim Bakanımız Ziya
Selçuk'tan ve onu bu reformları bağlamında desteklemesi gereken siyasal iktidardan istirham ediyorum.
Milli Eğitim Sistemimize katkı sağlayacağına inandığımız önerilerimize dair katkı ve eleştirilerinizi almak dileği ile…
Selam saygı dua…
Doç. Dr Ahmet Gökhan YAZICI
MHP MYK ÜYESİ