DOĞUTÜRK

YGS’DE STRES VE KAYGIYA DİKKAT

Eğitim

Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, üniversiteye girişin ilk adımı olan Yükseköğretime Geçiş Sınavında (YGS) öğrencilerin stresten ve kaygıdan uzak durmasını belirterek, velilerin çocuklara destek vererek empati yapmaları gerektiğini söyledi.

Üniversiteye girişin ilk adımı olarak bilinen ve Pazar günü yapılacak YGS öncesinde Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, kişinin kendine yönelik yapılan değerlendirmenin olumsuz sonuçlanacağını düşünmesi sonrası yaşadığı gerilim, huzursuzluk ve endişe halini ortaya çıkaracağını söyledi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, “Çarpıntı, terleme, titreme, ağız kuruluğu nefes almada güçlük, kas krampları, uyuşmalar, karın bölgesinde rahatsızlık hissi gibi belirtiler bu kaygıya eşlik edebilir. Stresin nedeni sınavın öğrencinin zihnindeki algılanma biçimidir. Yani sınavın çözülemeyen sorularla dolu, zor, başarılamaz, aşılamaz bir engel olduğunu düşünmeyle alakalıdır. Sınav kaygısı öğrencinin performansını olumsuz etkilemediği sürece normal olarak değerlendirilir” diye konuştu.
SINAV KAYGISININ NEDENLERİ NELERDİR?
Dr. Orhan Karaca, “Mükemmeliyetçilik, ayrıntıcılık, başarıya şartlanma, yeterince çalışmadığını/konuya hakim olamadığını düşünme, olumsuzluğa odaklanan/olumsuzlukları büyüten düşünce yapısı, özgüven eksikliği, daha önce girdiği sınavlarda beklediği performansı gösterememiş olma, ailesinin, arkadaşlarının ya da öğretmenlerinin yüksek beklenti içinde olması, sınava hazırlanan diğer arkadaşlarıyla rekabete girme, onlarla kendini kıyaslama ve başaramayacağı düşüncelerinin ortaya çıkması sınav kaygısının belli başlı nedenleridir. Ancak öğrencilerin yaşadığı olumsuz duyguların bazı olumsuz düşüncelerle ilişkili olduğunu da söyleyebiliriz. Bu olumsuz düşüncelerden bazıları: “yetersizim”, ”herkes hazır, benimse birçok eksiğim var”, “çalışsam da anlayamam, başaramam, konuları yetiştirmem mümkün değil”, “sınavda zihnim duracak, bildiklerimin hepsini unutacağım, hiçbir soruyu yapamayacağım”, “süreyi iyi kullanamayacağım”, “arkadaşlarıma rezil olacağım”, “sınavı kazanamazsam aileme/onların emeklerine ihanet etmiş olurum”, “bu bilgiler benim nerede işime yarayacak” şeklinde konuştu
PROFESYONEL DESTEK NASIL VERİLİYOR?
Karaca, “En önemli nokta otomatikleşmiş şekilde akla gelen olumsuz düşüncelerin işe yarayan ve herkes tarafından kabul edilebilir daha gerçekçi düşüncelerle değiştirildiği terapi sürecidir. Öğrencinin değişen düşüncelerini günlük yaşamda uygulayarak, sıkıntılara duyarsız hale gelmesi hedeflenir. Ayrıca gevşeme egzersizleri, imajinasyon (zihinde canlandırma), hipnoz gibi teknikler de uygulanabilmektedir.” dedi.
ÖĞRENCİLERE ÖNERİLERİNİZ NEDİR?
Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, “Koşulların tüm öğrenciler için aynı olduğu unutulmamalıdır. Sınavda tüm eğitim yılı boyunca çalışılan konulardan soru sorulacağı için, sınav öncesinde çözülebilen soruların sınavda da çözülebileceğini akıldan çıkarmamak gerekir. Sınavda zihnin silinmesi ya da durması söz konusu değildir. Sadece aşırı kaygı nedeniyle konsantrasyon güçlüğü yaşanmaktadır. İhtiyaç duyulan bilgi hafızaya tüm sene boyunca yazılmıştır. Derin bir nefes alıp, olumlu düşünüp, konsantre olup bu gelen bilgiyi düzgün kullanmaya çalışmak gerekir. Sınav öncesi gerilimi azaltmak için gevşetici müzikler eşliğinde nefes egzersizleri yapmak yararlı olur. Uyku ritmine dikkat edilmesi ve kafeinli içecekleri aşırı tüketmemek de diğer önemli noktalardır. Sınavda son ana kadar çalışmanın kaygıyı artırmaktan ve baskı hissi oluşturmaktan başka bir etkisi olmayacağı için son ana kadar çalışılması önerilmemektedir. Karamsarlığın ve kaygının bulaşıcı olduğu düşünüldüğünde arkadaşlarla kurulan iletişime (özellikle son haftalarda) daha çok dikkat edilmelidir. Sınavı kazanmak önemli olsa da sınavı kazanmaktan başka çıkış yolunun olmadığını düşünüp, kendini seçeneksiz bırakmak kaygı ve gerilimi artırabilir.” dedi.
VELİLERE ÖNERİLERİNİZ NEDİR?
Orhan Karaca, ”En önemli konu çocukla empati yapmaktır. Veliler beklentilerini yüksek tutup çocuklarını endişelendirmemelidir. Sınavı aşırı önemseyen bir tutum içinde olduklarında çocuğun gerginliği artar. Bu nedenle sınava daha esnek bir bakış açısıyla yaklaşıldığı çocuğa hissettirilmelidir. Sınavı kazanamasa da çocuğa desteğin sürdürüleceği söylenmelidir. Elinden geleni yapan çocuğa anlayış ve sevgi ile yaklaşmak gerekir. Çocuk akranlarıyla kıyaslanmamalıdır.” diye konuştu.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.