DOĞUTÜRK
2018-01-15 09:48:08

EL İNSAF..! MİNEL VİCDAN..!

Ahmet Gökhan YAZICI

15 Ocak 2018, 09:48

El insaf doğrusu ancak bu kadar olur, ülkesi ve millet için feragat ve fedakarlıkta ölçü ve hudut tanımadan ve menfaatin ötesinde ki hassasiyetini asla pazarlık konusu bile yapmayan;

Ülkücü harekete, Liderine ve aldığı kararlara yönelik maalesefki ağzı olan konuşuyor cinsinden sanal ve real yazılı ve görsel basında değerlendirmeler almış başını gidiyor.

Hadi siyasi tarihinde asla milli ve maneviyatcı olamamış bazı milliyetsizlerin,vatansızların sembolü bazı siyasetçilerin, aydın kılıklı yazar silahşörlerin, dünün kızıl koministi markst ve leninistlerin hazım problemini gayet iyi anlıyoruz da…

Yine siyasi yaşamları boyunca millet iradesine, statükonun kucağında ipotek koymaya çalışarak, her daim milletin inanç ve değerlerine cephe açan kızıl ve batıl emperyalizmin yerli sesi ve temsilcilerini, figuranlarınıda gayet iyi anlıyoruzda,

Ülkenin her dönem bağımsızlık ve varlık mücadelesini veren ülkücülere karşı olmuş ve olacak olan fikri ve ırki devşirmelerin saldırılarınıda çok iyi anlıyoruz da,

Bunları onların südüne ve cibiliyetlerine sayıyoruzda,

Şehadeti hasıl olunca, cebinden 5 kuruş çıkan Dursun Önkuzunun

İdam sehpasına gülerek çıkarak cellatlarından bile helallik isteyen Selçuk Duracık ve Halil Esendağın,

Şehit olduğunda otopsisi yapılan ve üç gündür aç olduğu anlaşılan Yusuf İmamoğlunun,

Cami tuvaletlerinde saklanmayıp, Cami meydanlarında şehit olan Alper Tungaların,

Ve benzer destansı hikayeler ile kendilerini vatanına,devletine,milletine feda eden fedakarlık timsali binlerce ülkücü şuhedanın şehitlik sırrına eremeyenleri,

Daha oyun ve okul çağında, ülke ve millet meseleleri ile hem hal olup, gençliğini heba eden, okulundan, geleceğinden olan, inanç ve idealizmi ceza evlerinin soğuk duvarlarında ellerinden alınan,sorgulanan,mahkum edilen Ülkücü neslin

Menfaatin ötesindeki feragat ve fedakarlığını Bir nebzede olsa anlayamamış olan ve bu feragat ve fedakarlığın hakkını teslim edememiş olanların bu sorgulama ve suçlama yarışına futursuzca dahil olmalarını maalesef hiç anlayamıyoruz

Türk siyasi tarihinde yer aldıktan sonra Ülkenin hayati her kritik dönemecinde mücadelesi, fedakarlığı ile Devletinin ve Milletinin yanında duruş sergileyen Milliyetçi harekete, teveccüh göstermemiş, siyasal katma değer vermemiş, oy oranını yükseltmemiş olanların sorgulamak, yargılamak asla hakkı ve haddi değildir.

Özellikle son yıllardaki, ülkemizde cerayan eden etnik ve parallel tehdide ve teröre, dahili ve harici bölme ve kuşatma ihanetine karşı siyaseten fedakarlık yapıp, şahsi ve siyasi menfaatleri elinin tersiyle itip ve kendi siyasal ikbalini riske edip tarihe şamil bir fedakarlık ve feragat örneğini sergileyen ;

Milliyetçi Hareket Partisine ve onun Bilge liderine karşı hala daha duyarsız olan, yapılan anket çalışmalarında oy ve teveccüh oranının hakettiği iktidar ölçeğine çıkaramayanların asla ve kata sorgulamaya ve yargılamaya asla hakkı ve hukuku yoktur.

Yani ALLAH aşkına Ülkücü hareket artık ne yapması gerekiyordu ki bu milletten istediği yetkiyi, teveccühü, takdiri alabilsin anlayana helal olsun doğrusu,

Hesapsızca şehit olduk olmadı, sakat kaldık olmadı,arkamızda yetim,öksüz bıraktık olmadı, işsiz,güçsüz, aşsız kaldık olmadı, devletten ve milletten üvey evlat muamelesine reva görüldük olmadı sahi ey milletim daha ne omalıydıki siz bu harekete hakkını teslim edesiniz hiç anlamış değiliz.

Türk siyasi tarihinde var olduğu günden bu güne , gerek ideolojik gerek etnik ve paralel ihanetin dahili ve harici odaklarına dikkat çekmiş olmasına ragmen, ülke ve millet istiklal ve istikbal mücadelesinin eşiğine getirilmiş olmasına ragmen

Cumhuriyet dönemi bütün iktidarlara verilen iktidar olma desteği bu feragat ve fedakarlık timsali ülkücü harekete şayet verilmemişse, ülkenin bu gün bulunduğu noktada zerre sorumluluğu ve vebali olmayan Milliyetçi harakete hala daha teveccüh ve hak teslimi yapılmıyor ise bunun vicdani ve ahlaki vebali ülkücülerde değil, Türk Milletindedir.

Bu ülkede, koministe, emperyaliste, kapitaliste, liberale, eyyamcıya, dönme devşirmelere, arsıza, hırsıza,yolsuza, bölücüye,haine yüklenen anlam ve ehemmiyet kadar bile tamamen yerli ve milli olan bu gün Ülkücü Türk Milliyetçilerine hala daha anlam ve mana yüklenmiyor ise kusura bakmayın ama bu bir vicdan karası ve ahlak zaafiyetinden başka bir şey değildir.

Ve ülkücüler bu aymazlığa, vefasızlığa, nankörlüğe rağmen hala daha ülkenin ve milletin bekaa problemi karşısında koşulsuz desteğini amasız ve pazarlıksız haladaha millet ve devlet lehine sürdürüyor ise bu onun değil onu anlayamayan, ülkücülerin hakkını teslim edemeyenlerin onursuzluğundan ve omurgasızlığındandır.

15 Temmuz darbesi ile dahili ve harici ihanetin en zirvesini yaşayan Milletimizin, daha ağır bedeller ödeyebileceği olası müdahale ve bağımsızlık müşgulatı ile karşı karşıya kaldığı bu günlerde,

Genel Başkanımız, Bilge Liderimiz Devlet Bahçelinin Anadolu jeo politiği üzerine kurulmuş santranç tahtası üzerinde, siyasetin üzerinde usta bir satranç oyuncusu hamleleri ile gerek iç gerek dış siyasete müdahil olmak üzere teklif edilen milli ittifak projesi ;

Ülkesi ve Milleti ile Türk Devletinin bağımsızlık ve kurtuluş reçetesidir. Ve gecenin 3’ ne kadar hala daha kürt seçmen endişesi ile milli ittifak reçetesine karşı MHP’yi engel görme basiretsizliğini sergileyenler ise ırki ve fikri dönme devşirmelerin ta kendisidir.

Ülkücü Türk Milliyetçileri olarak, şahsi ve siyasi menfaatlerimizi, ülke ve millet enfaatlerinin üzerine, önceliğine çıkarmadan, anlaşılmasakta, algılanamasakta, hakkımız teslim edilmese de, teveccüh görmesekte, sorgulansak ta, yargılansak ta;

Liderimizede, Teşkilatlarımızada, İnanç ve İdeallerimizede, inancımız tamdır ve bu kararlılıkla inşaallah Türk Milleti ve Devleti ilelebet Devlet ve Dava Adamlarının kontrolünde ve omuzlarında payidar olacaktır.

selam-saygı-dua…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.