Eğer bütün hakikat buysa…Yuh olsun Dadaşlığımıza, yuh olsun bu şehrin adına!
Erzurum, “Ağyürekler” denilen tefeci bir aileye teslim oldu!
Ey devlet; bu mu senin adaletin, bu mu senin vicdanın?
Evet; kim olsa bu soruyu sorar. Eğer bu şehirde bir iş insanı sırf Ağyürekler denilen tefeci aileye olan borcunu ödeyemediği için intihar ediyor ve bu devlet de yıllardan beri bu çeteci ve tefeci aileyi görmezden geliyorsa, hakkımda hangi koğuşturma yapılacaksa yapılsın, geri adım atarsam şerefsizim… Yuh olsun o adalet sistemine, yuh olsun o polis teşkilatına, yuh olsun o devlete…
Yedi düvelde birden savaş veren ve şu son beş on yıl içinde bile onlarca badireyi savuşturan bu devlet, olmaya ki günün sonunda isimlerine Ağyürekler denilen bölücü, çeteci ve tefeci üç beş çapulcuya pabuç kaptırsın!
Elbette böyle bir şey mümkün değil.
Lâkin bu şehirde bir iş insanı (Bu iş insanı iflas etmiş olabilir, üç kağıtçı olabilir, borcunu ödemeyen bir dolandırıcı olabilir) vuruluyorsa, işte orada herkesin durması gerekir.
Günlerini, haftalarını, aylarını bu şehri kalkındırmak için feda eden başta Vali Memiş, Erzurum’da taş üstüne taş koymak için her türlü eleştiriye göğüs geren Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Erzurum’a geldiğinden buyana namusu ve şerefiyle vazifesini layıkıyla icra etmeye çalışan Emniyet Müdürü Mehmet Aslan, adalet dağıtmakla mükellef olan Başsavcı Burhan Bölükbaşı, herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir.
Bu şehirde üç kağıtçı bile olsa bir iş insanı tefeci ve çeteciler tarafından infaz ediliyorsa bundan hepiniz hatta hepimiz sorumluyuz.
Mecelle’de bir hüküm vardır:
Masum bir insanın bir gün hapis yatacağına azılı bir katilin salıverilmesi daha evladır.
Sayın Vali…
Bu devlet sınır ötesinde ve yurt çapında her gün ölümüne en büyük operasyonları yapıyor. Daha bugün üç şehidimiz var.
Hal böyleyken Sayın Vali… Kim ki bu Ağyürekler denilen çeteciler, bu şehrin göbeğinde kendilerini devlet yerine koyup infaz yapabiliyorlar…
Sayın Vali, Kongre’nin 100. Yılı diye nasıl canla başla bir hizmet ettiğinizin yakın tanığıyım.
Ve fakat Sayın Vali, eğer bu şehirde bir çete, bir tefeci ve bir örgütçü öyle ya da böyle bir sebepten ötürü birini infaz ediyorsa ve bundan ötürü de alenen “Bu infaz Ağyüreklerin imzasıdır” denilebiliyorsa…
Hiç kusura bakmayın bizim o görkemli törenlerin hiç birine ihtiyacımız yok.
Hukuk elden gitmişse, güvenliğimiz tefeci ve çetecinin insafına bırakılmışsa, isteyen istediği yerde alacağını tahsil edemediği için birilerini özgürce vurabiliyorsa eğer…
Sayın Vali bizim ne Kongre’ye ne de törene ihtiyacımız var.
Sayın Vali, Erzurum Kongresi yüzde yüz ve mutlak özgürlük talebinin adıydı, yani bağımsız bir devlet istemiydi.
Sayın Vali…
Bu şehirde adı şu ya da bu veya Ağyürekler her ne ise ne…
Bu şehri haraca bağlamış ve istediği zaman istediği kişiyi infaz edebiliyorsa, şapkanızı önünüze koyun düşünün…