Tarihi süreç içinde Erzurum'da bir takım gelenekler olmuş ve halende devam etmektedir. Bunlardan bir bölümü, Bin Bir Hatim, Selatü Selamlar, İşfelana, Hafızlık ve Mukabeledir.
Bunlardan ilki "Bin Bir Hatim" geleneğidir. 16. yüzyılın başlarında Pir Ali Babanın himmetleriyle başlayan bu gelenek "Birinci Dünya Harbi" hariç günümüze kadar aksamadan artarak, yaygınlaşarak gelmiştir.
İkinci geleneğimiz Türkiye'nin veya İslam dünyasının hiç bir yerinde hatta ilçelerinde bile olmayan "Selatü Selamlar geleneği" Akşam ezanı hariç diğer dört vakit ezan sonunda minarelerimizden semaya doğru yükselmektedir.
Bir diğer geleneğimiz Ramazanlarda teravih namazından sonra okunan "İşfelana" duasıdır. Sesi güzel okuyucular okuduğu zaman insanı mest eden bu dua şehrimizde hala canlı olarak devam etmektedir.
Ramazanlarda Camilerimizde devam eden "mukabele geleneği" de çok canlı ve ekseri camide devam eden özellikle güzel sesli hafızların okuduğu, dinleyenlerinde devamlı olduğu bu gelenekte asırlardır devam etmektedir.
"Çoğu kimsenin gözünden kaçan, özellikle Cumhuriyetin başlangıçlarında yaşanan bazı sıkıntılardan dolayı fazla bilinmeyen veya anlatılmayan Hafızlık geleneğidir". Bu gelenekte diğer gelenekler gibi savaş yıları hariç devam etmiş, günümüzde hala canlı olarak devam eden gelenektir.
Daru'l Hilafetil Aliye mektepleri kapatılınca 1925 yılında bugün yıkılmış olan "Gacıroğlu Medresesinde" dönemin müftülüğünün resmi izniyle Müderrisliğini de Sakıp Danışman Hocanın yaptığı "Daru'l Huffaz" açılmış ve hoca efendi burada fahri olarak hafız yetiştirmeye 1943 yılına kadar devam etmiştir. İlerleyen yıllar içinde "Daru'l Huffaz" Bakırcı Cami yanındaki "Bakırcı Medresesine" taşınmış ve 1970'lere kadar burada hafız yetiştirilmeye devam etmiştir.
Bu yıllarda hafızlık derslerini alan Nusret Gediğin beyanlarına göre; "Ham Derslerini" Hüseyin Esengün, "Has Derslerini" Sakıp Danışman ve "Kıraat derslerini" Tabur İmamı Hasan Uludağ hoca Efendiler vermişti.
1943 yılında Sakıp Efendi Müftü Naibi olunca bu görevi Hafız Hüseyin Esengün Efendi devralmış oğlu Yusuf Esengül ile birlikte ve Sakıp Danışman Hoca Efendinin nezaretinde, Müftü Solakzade'nin resmi onaylı ders çizelgesinin gösterdiği şekilde hafız yetiştirmeye devam edilmiştir.
1954 yılında Hafız Hüseyin Efendi vefat edince bu işi oğlu Yusuf Efendi bu geleneği 1963 yılına kadar devam ettirmiş bu yıl çıkan kanunla birlikte Lala Paşa Cami imamlığına geçmiş ama Bakırcı Medresesi Hafız yetiştirmeye devam etmiştir. 1970'lere doğru yol çalışmaları yapılırken kesme taştan yapılmış olan medrese maalesef yıkılmış böylece 1925 den beri devam eden bu gelenek diğer kuran kurslarına geçmiştir.
1925 yılında açılan Daru'l Huffaz'da Sakıp Danışman, Hüseyin Esengül, Yusuf Esengül hocaların yetiştirdikleri hafızların sayıları yüzleri geçmektedir. Tabi bu arada Tabur İmamı "Kıraat ustası" Hasan Uludağ'ında çok büyük emekleri olmuştu.
Yıllarca Gacıroğlu ve Bakırcı Medreselerinde yetişen bu hafızlarımızdan İdris Saygılıoğlu hocamız bir demet hafız ismi yazmış bunlardan bir kısmının ismi ise şunlardı. "Hafız Ahmet Yılmaz, Hafız Abdullah Yılmaz, Hafız Hasan Efendi, Hafız Ebubekir Efendi, Hafız Muhammed Sıddık Efendi, Hafız Yakup Efendi, Hafız Yusuf Dicleli, Hafız Nusret Gedik, Hafız Nazif Şehitoğlu, Hafız Raif Bahriyeli ve daha niceleri yetişmişler ve Erzurum'un ve Türkiye'nin manevi havasına renk katmışlardır.
1940'lı yıllarda medreselerde okuma ve "Hafızlık" yapma biraz zorlaştırılsa, engellemeler olsa bile Erzurum'da devam eden bu gelenek resmi olarak, müftülüğün kontrolünde durmamış artarak devam etmiştir. 1960-1975'lere kadar özellikle Nazif Şehitoğlu hocanın, Caferiye Medresesinde Mehmet Gürgür Hocanın ve günümüzde Kuran Kurslarında yetişen hafızlarla bu gelenek artarak devam etmiştir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında hafız olan fakat bugün hayatta olmayan büyüklerimize Allahtan rahmet, kalanlara sağlıklı günler geçirmelerini diliyorum.
RIFKI ESENGÜN 11 Yıl Önce
rahmetli dedem hafiz hüseyin başta olmak üzere kirvem hafiz siddik efendiya allah tan rahmet diliyorum mekanlari cennet olsun