Bursa’ya günü birlik gitmiştik. Önce Heykel’de ünlü İskender’in tadına baktık. Sonra aynı semtte bulunan Bursa Kent Müzesini gezdik.
Birkaç saat zevkle tarihi binada dolaştık, durduk. Hatta bazı birimleri iki kez gezme gereği duyduk.
2004 yılından bu yana kentin eski adliye binasında hizmet veren üç katlı müzede, Bursa’nın 7000 yıllık süreçte nasıl bir değişim ve dönüşüm yaşadığına tanık olduk.
Girişte bizi çok şık bir otomobil karşıladı. Markası Dodge, modeli ise 1934. Evet doğru okudunuz otomobil tam 84 yaşında. Siyah renkli pırıl pırıl bir otomobil. Taşıt, 1942- 1946 yılları arasında Bursa Belediye Başkanlığı yapan Edip Rüştü Akyürek’in makam otomobili. Kent Müzesini de önemli kılan da bu tür zenginlikler.
Aynı katta olan galerilerde, cilalı taş devrindeki ilk ayak izlerinden başlayarak Roma, Bizans, Osmanlı dönemleri ve günümüze dayanan bir yolculuğa çıktık. Üst kattaki tematik galeri, Bursa’da doğmak, büyümekle başlıyor ve Bursa’da yaşamı, kaplıcaları, yemek kültürünü, ünlüleri, Karagöz ile Hacivat’ı ile diğer kültürel zenginlikleri canlandırıyor.
Bodrum katta ise 19’uncu yüzyılda şehre gelen Avrupalı seyyahların çektiği fotoğraflara bakılarak hazırlanan ‘El Sanatları Çarşısı’ ayrı bir tat verdi. El sanatları çarşısında ilk kez ipek böceği karşılaştığımı itiraf etmeliyim. Ayrıca başta Zeki Müren olmak üzere Bursalı çok sayıda sanatçı hakkında bilgi ve fotoğraflar.
Bursa Kent Müzesini gezdikten sonra “Erzurum’da kent müzesi niçin yok” diye hayıflandım. Müzede geri kalmışlığımızı dert edinmekle kalmadık, düşündüklerimizi kamuoyu ve yerel yönetimle paylaşmayı görev bildik.
Şimdi görev ve sorumluluk, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’de. Çünkü Kent Müzesi kış turizminin kalbinin attığı Dadaşlar diyarına önemli katkılar sağlayacak.
Hazır Erzurum Kalesinin çevresine eski Erzurum evleri yaptırılıyor. Niçin bu konakların biri ya da ikisinde kent müzesi olmasın?
ÜÇ YAZAR, ÜÇ GÖRÜŞ
ANDAÇ: KENT MÜZESİ YOK Konuya ilişkin araştırma yaparken Erzurumlu ünlü yazar Feridun Andaç’ın şehirde Kent Müzesi olmadığını 23 Ekim 2010 günü Sabah Gazetesinden Müjgan Halis’e verdiği röportajda dillendirdiğini gördüm. 'Çocukluk cenneti' olarak nitelendirdiği şehri, ‘Erzurum: Bir Kentin Solgun Yüzü’ adlı kitabında anlatan Feridun Andaç, Kent Müzesiyle ilgili şu görüşleri savunuyor: “Bir kere Erzurum'da bir 'kar kültürü' vardır. Değişmeyen ve değiştirilemeyen, insanın karakterini belirleyen bir kültürdür bu. Yazın mayıs-haziran ayları çok güzeldir Erzurum'da, hâlâ köylerinde turna seslerini ve turaçları duyarsınız. Akarsuları çok güçlüdür, doğa çok bozulmamıştır. Ama kışın gittiğinizde karın getirdiği bambaşka bir heybet vardır. Selçuklunun izleri hâlâ gözle görülebilir, tarihi yapılar durur ama onların yaşadıkları mahalle, sokak, cadde yok olmuş durumda. Mesela bir kent müzesi yok Erzurum'da. Oysa eski Erzurum evlerinin birkaçı ayakta, o evler restore edilebilir. “
ÇARBAŞ: SEKMEN BAŞKAN GALİBA UNUTTU Meslektaşım Süreyya Çarbaş, 26 Şubat 2018 günü yayımlanan ‘Sekmen Başkan galiba unuttu’ başlıklı yazısında şunları söylüyor: “Farkındayım ‘Kent Müzesi’ konusunu üçüncü kez yazıyorum. İlkini bir önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler zamanında, ikincisini 11.Ekim 2016 tarihinde yazmıştım. Son yazımda Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e seslenerek, demiştim ki;
‘Geçmişi 6 bin yıl öncesine dayanan Erzurum, değişik uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Erzurum, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bir şehirdir. Kış turizminin cazibe merkezlerinden biri olan Erzurum, saymakla bitmeyen tarihi ve turistik zenginliğe sahiptir. İki üniversitenin bulunduğu, binlerce öğrencinin eğitim öğretim gördüğü bu şehrin önemli ihtiyaçlarından biri de kent müzesidir.’
Bu yazının akabinde yanılmıyorsam Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığından bir yetkili aramış ve bu önerinin Başkan Sekmen tarafından dikkate alınacağını müjdelemişti. Ancak, aradan yaklaşık 1,5 yıl (şimdi iki yıl) geçmesine rağmen kent müzesi ile ilgili bir gelişme olmadı, olduysa da ben duymadım. Haliyle ‘unutuldu’ diye düşünmeye başladım ve sevgili başkana bir hatırlatma yapmak istedim.” Çarbaş, yazısının son bölümünde ‘Kent Müzesi nedir?’ konusunda şunları diyor: “Kent müzeleri, kuruldukları kentin bellekleridir. Kent müzeleri, elimizden kayıp giden her türlü bilgi ve belgenin derlenip toplandığı, bir kentin yaşam serüvenini, tarihsel ve kültürel birikimini ziyaretçileriyle paylaşan, yeni kuşaklara aktaran kurumlardır. Kent müzeleri, kentli bilincini oluşturan ve kentte yaşayanlar arasında aidiyet duygusu yaratan ortamlardır. Kent müzeleri, bir kentin bir bütün olarak tanıtımına katkı sağlayan, yeni yaşam alanları oluşturulan önemli mekânlardır.”
UZUNYAYLALI: MÜZE FAKİRİ BİR ŞEHİR, ERZURUM Bir başka meslektaş Talat Uzunyaylalı, Pusula Gazetesindeki 14 Mayıs 2018 günü yayımlanan yazısında Erzurum’u müze fakiri bir kent olarak nitelendiriyor. Bursa ve Trabzon’daki müzeleri gezdikten sonra kaleme aldığı yazıda Uzunyaylalı şunları söylüyor: “Türk tarihini yapan şehirlerin arasında ismi anılan Erzurum’da iki müzemiz var: Arkeoloji Müzesi ile Yakutiye Medresesi’nde bulunan Türk-İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi. Oysa Erzurum’da, Bursa’daki gibi, daha pek çok müze kurulabilir. Mesela Ermenilerin katlettiği on binlerce insanımızın hatırasını yaşatan bir müzeye sahip olmamamız büyük ayıplarımızdan biri. Türk tarihini yapan şehirlerden Erzurum, kültürel geçmişini yansıtan çeşitli tematik müzelere kavuşturulmalıdır.
Belediyelerimizin sit alanları içinde kalan ve bir kısmı onarılan tescilli evlerin bazıları bu tematik müzeler için kullanılabilir. Özellikle kale ve Üç Kümbetler çevresindeki tarihî Erzurum evlerinden uygun olan bir ikisi bu amaca hizmet edebilir. Nitekim Trabzon’daki Kanuni Evi de, eski bir Trabzon evinin restorasyonu sonucu ortayı çıkarılmıştır.
Erzurum’da Türk Soykırımı Müzesi, Kent Müzesi, 93 Harbi ve Nene Hatun Müzesi, Köyler ve İlçeler Müzesi, Atatürk Üniversitesi Müzesi vb. temalar etrafında yeni Erzurum müzeleri oluşturulabilir. Bu tür müzelerin içinin nasıl doldurulduğu konusunda fikir sahibi olmak isteyenler Bursa ve İstanbul’daki tematik müzeleri gezip görebilirler.”