Erzurum’u, düşünüyorum; acaba Erzurum sevgimde abartı mı var, bu kadar değerli midir? Eski Erzurum, yeni Erzurum diye iki kısımda incelenebilir mi? Her şey eskisi gibi mi olmalı Erzurum’da, yoksa yeni şeylerle de güzel olabilir mi?
Tabii ki sorular uzar gider, içimizdeki Erzurum hasreti gibi.
Sıla hasreti de bunlardan birisidir. Ben İlahi tayin diyorum, nasip diye düşünüyorum, siz de adını başka bir şey de koyabilirsiniz!
Elbette bir şehri şehir yapan önemli faktörlerden birisi ise bilime, kültüre olan katkılarıdır. Erzurum bunu başarmıştır ve daha çok başarmak için daha çok çaba göstermelidir.
Atatürk Üniversitesi 1957 yılında kurulmuştur. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi ise 1962 yılında resmen kurulmuştur!
Ben iş hayatım boyunca Karadeniz, İç Anadolu, Akdeniz, Doğu Anadolu bölgeleri içerisindeki tıp fakültelerini çalışarak müşahede etme imkânı buldum. Hepsini de Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi ile mukayese ettim; haddim olmadan, kendi çapımda değerlendirdim, kıyasladım!
Karşılaştırdığım zaman, çalıştığım servislerin sabah vizitelerini, konsültasyonlarını, hastaların doktorlara ulaşılabirliğini, hastanın hastaneden tedavi sonucuyla ilgili memnuniyetlerini biraz da köşe yazarlığı yapmanın verdiği merak ve heyecanla doktorlarla, personelle, hastalarla, hasta yakınlarıyla konuşarak bir sonuç elde etmeğe çalıştım.
Ve şunu iddia ediyorum ki, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi gerçekten de büyük bir alkışı hak etmektedir. Şanssız olduğu ilk nokta yetişmiş hekimlerin başka illere göçmeleridir. (Bana göre)
Bu çalıştığım tıp fakültelerinde Atatürk Üniversitesi mezunu birçok doktorumuzun öğretim kadrolarına geçtiğini göğsüm kabararak şahit oldum!
Bazı hastalıkların ameliyat ve tedavileri için İzmir’den, Konya’dan, Afyon’dan ve daha birçok ilimizden Erzurum’a ameliyat ve tedavileri için hasta gönderildiğini öğrendim.
Ve geçen hafta Erzurum mezunu bir doktorla sohbetimde, Dr; “eğer Erzurum Atatürk Üniversitesi Ankara’ya, İstanbul’a yakın bir yerde olsaydı, bugünkü fakülteye giriş veya TUS sınavlarında Erzurum çok daha fazla puanla girilebilecek bir yer olurdu” dedi.
Bir başka doktor da Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kendi fakültelerinden (çoğul kullandım; çünkü iki adet tıp fakültesini de iyi bilen birisiyle konuştum) en az yirmi yıl daha ileride olduğunu söyledi.
Ki ben de böyle düşünüyorum.
Atatürk Üniversitesi’nin hangi bölümünden dışarıda ilgili mezunları yanında söz etseniz; mutlaka o fakülteden marka bir isimden söz ediliyor. Edebiyatla ilgili birkaç dergi karıştırdığınızda yolu Erzurum’dan geçmiş ne değerler görürsünüz ki temellerini, hayat sularını Erzurum’daki hocalarının ellerinden almışlar!
Bir yerde Erzurum’u metheden diğer illerden birisini görmek, güzel sözlerini duymak inanın ki paha biçilmez bir zevk veriyor insana!