DOĞUTÜRK
2017-03-27 00:32:30

Futbolun vefası, galibiyet ve şampiyonluktur

Nurullah PALA

palanuro@hotmail.com 27 Mart 2017, 00:32

Erzurum’un dün karşılaştığı rakip keşke Pendik yerine Vefaspor olsaydı…

Hani bir zamanların o bildiğimiz Vefaspor’u vardı ya; işte o, Vefa’dan bahsediyorum.

Bilmem belki de, yazımın başlığında Vefa kelimesi var diye, kurdum bu cümleyi…

Çünkü, dün karşılaştığımız Pendikspor, aslında büyük takımların başına ördüğü çoraplarla tanınan ve adı Pendik vakasına çıkan bir takım…

Ziraat Türkiye Kupası’nda başta Fenerbahçe olmak üzere bir çok takıma vaka yaşatmış bir kulüp aldığı galibiyetlerle…

Ligin ilk yarısında Erzurum ile kaldığı 2-2’lik maçın sonucunu da göz önünde bulundurduğumuzda, dünkü maçın hiçte çantada keklik olmadığı belliydi.

***

Maç öncesinde KarTV internet sitesinden Salih Yalçın, yanıma sokularak, Nurullahcığım, yetkililerle konuştum, anlaştım, maçı canlı vereceğim, sende sunar mısın? Teklifinde bulundu.

Aradan geçen uzun yıllar olduğu için nokta koyduğum maç spikerliğine bir anda Salih Yalçın ile dönüş yaptım. Maçı anlatmaya başladım, yedi dakika geçti, Salih Yalçın’ın maç yayınına sansür geldi.

Kimler baltaladı yayını anlayamadım gitti.

Neyse geçelim bu konuyu…

Yedi dakikalık maç anlatma serüveninde, daha müsabakaya ısınmadan iki gol gördük kalemizde…

Daha tribünlere taraftarlar gelirken, insanlar koltuklarına oturmamışken, hemşehrimiz olan ama hiç Erzurum’da ikamet etmemiş Dadaş, Mehmet Alaeddinoğlu, şipşak iki golle buz kesmemizi sağladı, baharın andıran Kazım Karabekir Stadı’nda…

İlk golün şokunu üzerimizden atamadan, ikinci gol geldi, saha içindeki tüm BB Erzurumsporlu futbolcuların bakışları arasında…

Daha maça ısınamadan bir anda 2-0 Pendik lehine oldu skor…

Eskiden, 2-0’lık ne şok skorların altından kalkmıştık, Kazım Karabekir Stadı’nda…

Ama bu kez durum hiç de öğle değildi...

***

Yani saha içindeki futbolcuların skorun altından kalkacak ne mecali vardı, ne de öyle bir niyetleri?...

İki golle direnen Mert Nobre dışında, herkes sapır sapır döküldü sahada…

Bir de tribünlerin hem teknik direktör Ahmet Yıldırım’ı istifaya çağırması, hem de futbolcuları yuhalaması, bırakın Pendik vakasını, 4-2’lik hezimeti döneceğinin sinyallerini zaten vermişti, 69’uncu dakikadan itibaren…

Yasin Görkem ve Tayfur Emre’nin golleri ile nakavt olduk adeta…

Sonrasını anlatmaya gerek yok zaten…

Üstte de belirttiğim gibi Mert Nobre dışında Erzurum adına iki yıldızlık topçu yoktu sahada…

Evet!...Erzurum için, şampiyonluk treni dün kaçtı.

Dileriz Play-Off kaçmaz…

Hani son günlerde bir moda var ya: “Adını memleketine yaz.” işte bu cümleden yola çıkmış olmalı ki, maçı fotoğraflayan Onur Sağsöz, daha yolda gazetemizin merkezine varmadan, manşeti attı, “Adını Play Off’a Yaz” diye…

Bu söz hoşuma gittiğim için ben de Pusula’nın 20’inci sayfasına maç haberi manşetine “Adını Play-Off’a Yaz” dedim.

İnşallah Play-Off kaçmaz beyler, bu gidişatla…

***

Ama görünen o ki, Pendik maçı Teknik Patron Ahmet Yıldırım’ın sonu oldu.

Çünkü bu maçta Yıldırım’a tepkinin tribünlerin kalbi dediğimiz Dadaşlar Grubu’nun olduğu noktadan gelmesi dikkatlerden kaçmadı.

Evet!...Bugüne kadar kötü oynayan takımına ve teknik direktörüne sahip çıkan maraton tribünü belli ki, rezil futbolu içine sindiremedi.

Tepki gösterdi, taraftarın tepkisi normaldir.

Üslup yanlıştı, bunu da belirtmekte fayda var.

Evet!... Burası Türkiye burada futbolun vefası yok maalesef…

Burada şampiyonluk varsa baş tacısın.

Galip gelirsen tribünlere çağrılırsın.

Taraftar, sana bir tek yenilgi kredisi vermez.

Aynen dün olduğu gibi…

Taraftar, Ahmet Hoca’yı idam sehpasına koydu. Yapacak bir şey yok…

Taraftar her daim haklıdır hocam.

Senin daha 11 ay önce bu takımı şampiyon yaptığın umurunda bile değildir taraftarın.

Çünkü Türkiye’de futbolun Vefası başarı ve şampiyonluğa bağlıdır.

Yani futbolda vefa yoktur.

Vefa İstanbul’da sadece bir semtin adıdır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.