Gün; kavga günü değildir,
Teröristlerin cezalandırıldığı, hukukun üstün kılındığı insanların; can, mal, namus emniyetinin ve seyahat etme özgürlüğünün sağlandığı gündür.
Gün; gurupların, cemaatlerin, partilerin birbiriyle söz düellosuna tutuşma günü değildir.
Gün 1000 yıldır Türk Milletini Anadolu'dan atmak isteyenlere karşı "dilde, fikirde ve işte birlik etme günüdür.
Gün; Irakta, Suriye'de, Afganistan'da Doğu Türkistan'da zulme uğrayan Müslüman kardeşlerimizin yanında yer alma günüdür.
Gün; Kişilerin, yönetenlerin, iktidar sahiplerinin kendi egolarını tatmin etme günü değildir.
Gün; Dostluğun, kardeşliğin pekiştiği, kardeşleşme, barışma, birlik ve beraber olma günüdür.
Gün; ufak hesapların değil on bin yıllık insanlık, beş bin yıllık Türk, 1400 yıllık İslam tarihinin doğrularına sarılıp yanlışlarından uzaklaşma günüdür.
Gün; sevgi ve barış günüdür.
Gün; Ortadoğu coğrafyasında bulunan yabancı güçlerin ve terör örgütlerinin gölgenin harimi ismetinden kovulması gerektiği gündür.
Gün; Asırlardır Türk milletinin çektiği acılara son verme günüdür.
Evet bu bir çağrıdır. Gelin Kardeş olalım. Gelin işi kolay kılalım. Gelin Asır suresini bütün kalbimizle, bütün yüreğimizle birbirimize anlatıp kardeş olalım.
Türkiye'yi yönetenler, kendilerini güçlü sananlar gelin barışın. Gelin birebirinize söylediğiniz şeylerden dolayı pişmanlık duyalım, duyduğumuz pişmanlığı; Türk milleti, insanlık ve Yüce yaratan huzurunda ilan edip barışalım.
Batının Asırlardır hazırladığı yeni "Sevr Haritalarını" tarihin çöp mezarlığına atalım.
Gelin siyasi ikbal, ekonomik çıkar, mezhepsel avantaj, aşiret isteklerimizi bir kenara iterek Allah'a kul, Peygambere Ümmet olalım.
Gelin 1920 ruhuna dönerek, "düşmanların Türk Milleti, Türk coğrafyası üzerinde oynadığı oyunlara" fırsat vermeyelim.
Bunun için az tüketelim, çok üretelim, yerli ve milli olanları tercih edelim.
Eğer bunları başaramaz isek tarihe, millete, gelecek kuşaklarımıza karşı sorumlu oluruz.
Tarihte, millette ve Allah'ta bizleri ve sizleri affetmez.