Eski Sağlık Bakanı ve AK Parti Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Recep Akdağ, beyaz et sektörünün önemli iş insanlarından olan Konya başta olmak üzere çeşitli kentlerde entegre tesisleri bulunan ve bugün son yolculuğuna uğurlanan Erzurumlu Ali Şeker'in ismi yaşatılması gereken bir hayırsever olduğunu söyledi.
Recep Akdağ, AA muhabirine, bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden ve bugün Konya'da son yolculuğuna uğurlanan Erzurumlu iş insanı Ali Şeker'in yokluk içinde başladığı ticaret hayatının herkese örnek teşkil edecek nitelikte olduğunu anlattı.
Şeker'in zorlu başlayan bir yaşamı olduğunu aktaran Akdağ, "1988 yılında Konya'ya gitmiş, tam 32 yıl önce sırtında bir çuval ile ve ilkokul ikinci sınıftan terk. Babası Erzurum'da hamallık yapan ve ailesini şerefle geçindiren bir kişidir. Ali bey Konya'da sakatat işinin en zor, en meşakkatli kısmında çalışıp ekmek parasını kazanan bir kişiydi. Konya merkez ve Ereğli'de, Gaziantep'de yatırımları, kesimhaneleri olan birisi. Entegre et tesisleri işleri olan yurt dışına Türkiye'de yemediğimiz bir havyanın hangi parçası varsa özelikle Çin'e ihraç etmiştir." diye konuştu.
Akdağ, merhum Şeker'i, dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinde Konya'yı ziyaretlerinde tanıdığını ve kendisinin çok sayıda hayır işini hayata geçirdiğine vakıf olduğunu ifade etti.
Yaptırdığı kız Kur'an kurslarında sadece dini eğitimlerin verilmediğini anımsatan Akdağ, şöyle konuştu:
"Kendisi, 'şehrime nasıl hizmet ederim' diye düşünürken 'Varlığım oldu, zenginleştim, iş adamıyım ve memleketime ne yaparım' diyerek Tekman'ın köylerinde kız Kur'an kursları yapmış sonra Tekman merkez yatılı kız Kur'an kursu yapmış. Tekman'da kız Kur'an kursu öğrencilerinin icazet törende bir araya geldik. Kurslarda okuyan öğrenciler, sadece Kur'an eğitimini almamış. Bizim inançlarımıza uygun kültürle yetişmişler, her biri birer zarafet timsali hanımefendi haline gelmişler, bunu görünce mutlu oldum. Ali bey bu kursların sayılarını artırdı. Karayazı'da da yaptırdı. Sanırım 40'a yakın köylerde kız Kur'an kursu var ve 2 yatılı Kur'an kursu bulunuyor. İnanılmaz bir hayırsever ve kendi kültürümüze uygun eğitim faaliyeti yürüttü. Ben de hastalığı sırasında defalarca kendisini ziyaret ettim. Ülkemizin böyle pırıl pırıl hayırseverlere ihtiyacı var. Kendisine ve ailesine müteşekkirim."
Akdağ, Şeker'in bir yandan yatırım hizmetlerini sürdürürken diğer yandan da terörle mücadeleye önemli katkılar sağladığına dikkat çekti.
Şeker'in, terör örgütü PKK'ya açık tavır sergilerken çekinmediğine vurgu yapan Akdağ, şöyle devam etti:
"Terör örgütü PKK'ya karşı açıkça tavır alarak çok yürekli bir duruş sergiledi. PKK'ya meydan okudu ve bunu yüzlerine söylemekten hiç çekinmedi. Koruma olmadan köylere gidiyordu. Öyle de bir tarafı vardı. Elbette bu Kur'an kurslarındaki çocuklar onların aileleri bir şekilde PKK tarafından istismar edilemeyecek aileler haline geliyor. Ali Şeker örnek alınmalı. Erzurumlu iş adamlarımız onun gibi olsunlar. Gelip bu şehirde hayır işleri yapsınlar. İnsana kalan en büyük miras budur.""
Akdağ, Şeker'in Erzurumlu öğrencileri Konya'ya, Çanakkale'ye götürüp getirip gezdirdiğini, örf ve geleneklere uygun çocukların yetişmesine vesile olduğunu anlatarak, hayırsever Şeker'in isminin yaptırdığı Kur'an kurslarına verilerek yaşatılması gerektiğini sözlerine ekledi.