Ortaokul ve lise yıllarımızda okuldaki münazara konularımızdan birisi; “Çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı bilir?” konusuydu.
Bir taraf olur, zihnimizi yorar, okumayla gezmeyi karşılaştırırdık. Eğer gezen çok bilir düşüncesini savunursak ne fikirler öne sürerdik. Hiç kimse sormazdı nereleri gezdin de çok şey bildin ve öğrendin diye. Yok, eğer okuyan bilir dersek çok kesin ve karalı bir biçimde bizi fikrimizden kimse döndüremezdi. Yine, okuduğun eserlerin bir kaçını söyleye bilir misin diye kimse sormazdı.
İnsanımıza kitap okuma alışkanlığını kazandıramadığımız gibi, bırakın başka ülkeleri kendi ülkemizi ve medeniyetimizin yayıldığı ülkeleri bile gezdiremedik. Okumayan ve gezmeyen bir toplumun bu konuyu münazara konusu yapması ne tuhaf, ne garip değil mi?
Kuran’da geçmiş toplumların yaşadığı kentlerin, ülkelerin gezilip görülmesi ısrarla vurgulanır. İnsanlığın geçmişinde bizler için örnekler vardır.
Hiç bilenle bilmeyenler, okuyanla okumayanlar, gezenle gezmeyenler bir olur mu? Elbette olmayacaktır.
Yüzyılın başlarında İngilizler, üniversite son sınıf öğrencilerinin bir eğitim yarıyılını Paris’te, diğer yarıyılını Viyana’da geçirmelerini sağlayarak mezun olmaları sağlanıyordu. Öğrenci Paris’te kaldığı sürede Batı medeniyetinin zevkini, inceliğini, zarafetini öğrenerek o ruhun derinliğini yakından hissediyordu. Viyana’da kaldığı sürede de Batı medeniyetinin müziğini duyarak mimarisini ve kent bilincini görerek öğreniyordu.
Mensubu olduğu medeniyetin ruhunu derinden hisseden insan elbette kendi medeniyetine yabancılık çekmez ve kişilik bunalımı yaşamaz. Hangimiz, eğitim süresince bırak medeniyetimizin ruhunu oluşturan ülkeleri gezmeyi, okuduğumuz kenti bile öğrenmeden ayrıldık.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Günay Kaya "Palandöken'i Görmeyen Öğrenci Kalmasın” projesi başlatmış. Projeye anket sonucu başlanmış. Yapılan ankette: “Atatürk Üniversitesinden mezun olan öğrencilerin yüzde 97'sinin Palandöken'i görmeden mezun oldukları” tespit edilmiş. Bu proje kapsamında yaklaşık 20 bin öğrencinin sezon sonuna kadar Palandöken'e taşınması amaçlanmış. Bu doğrultuda şimdiye kadar 15 bin öğrenci Palandöken dağına götürülmüş.
Atatürk Üniversitesine 5 kilometre uzaklıktaki kayak merkezimizi görmeden ve kayak yapmadan gidenlerin bana göre bir suçlusu var; dünya görüşümüzü oluşturan ve dünyaya dönük yüzü olmayan medeniyet anlayışımız. Üniversiteden mezun olan insanımız dünyaya bu kadar ilgisizse bu dünyayı anlaması, hayatını dönüştürmesi ve değiştirmesi mümkün değildir. Üniversite mezunu insanımız ülkenin sorunu olmaktan çıkmalı, ülkenin sorunlarını çözen olmalıdır.
Atatürk Üniversitesi’nin başlattığı bu projenin iyi örnek olmasını diler, projeye destek veren herkese teşekkür ederim.