AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "'Tunceli'de yaptığım konuşma sonrasında bir muhalefet lideri, Sayın Bahçeli bizi ihanetle suçladı. İhanet sözünü Ankara'da ağızlara almak kolay. Dedik ki hadi gidin Tunceli'ye ve söylediklerinizi orada söyleyin. Sözümüzü dinledi, gitti. Bu güzel bir işaret. Demek ki Ankara dışına çıkmaya karar verdiler. Sözümüzü ve tavsiyemizi dinledikleri için teşekkür ediyorum ama ne yaptı? Gitti Tunceli'de valiliğin önünde konuştu. Bir tek Tunceliliyle kucaklaştı mı? 'Esnafı ziyaret edeceğim' dedi, edebildi mi? 'Cemevine gideceğim' dedi, gidebildi mi? Peki bu nasıl vatanın birliğini ve beraberliğini savunmak?'' dedi.
Davutoğlu, Kazım Karabekir Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Erzurum 5. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, AK Parti'ye zarar vermek için Gezi Parkı odaklı olayların ardından, 17 ve 25 Aralık komplolarının organize edildiğini belirterek, "Hem de bu sefer çok samimi vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin dini duygularını istismar ederek onların getirdikleri birikim üzerinde yükselen bir topluluk, ona her türlü imkanı sağlayan, Türkiye'de yasakları ve zulmü bitiren bir iktidara karşı birçok komplo faaliyeti içine girdi" ifadesini kullandı.
Haklarında bedduaların edildiğini, en ağır hakaretlerin yapıldığını, yurtiçinden ve yurtdışından yürütülen faaliyetlerle Türkiye'nin kuşatma altına alınmaya çalışıldığını vurgulayan Davutoğlu, 30 Mart seçimlerinde Türkiye'nin bir türbülansa girmesinin istendiğini ancak milletin basiretinin büyük olduğunu söyledi.
"Milletimizin derin irfanını teslim almak mümkün mü?" diyen Davutoğlu, 30 Mart'ta milletin gereken cevabı verdiğini kaydetti.
Davutoğlu, bu sefer de "çatı aday" kavramıyla bütün partilerin AK Parti karşısında birleştiğini belirterek, "Anlayamadıkları şu; Erzurum Kongresi'ni doğru dürüst okumadıkları, milli irade kavramını anlamadıkları için fark edemedikleri şu; bu millet çatıya bakmaz, temele bakar temele. Temeli iman mı, irfan mı, bilgelik mi ona bakar. Bizim temelimizde Aziziye, Mecidiye tabyaları var, Nene Hatun var, bizim temelimizde Erzurum Kongresi'nin yiğitleri var. Biz o temelden hareket ettik" değerlendirmesinde bulundu.
Erzurumlu'nun milli iradeye bir kez daha en güçlü şekilde sahip çıkmaya hazır olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Ayağa kalkın ey Erzurum... Kudüs, Mekke, Saraybosna, Semerkand, Kerkük, Halep için ayağa kalkın" dedi.
Salondakilerin "Türkiye seninle gurur duyuyor" sözlerine karşılık Davutoğlu, "Bugün bize aşk, şevk, mücadele azmi verdiniz. Allah sizden razı olsun" ifadesini kullandı.
"Cemevine gideceğim' dedi, gidebildi mi?"
Davutoğlu, Türkiye'nin her yerinden milli irade sesi vermeye devam edeceklerini belirterek, Türkiye'nin her köşesine ziyaretlerde bulunduğunu hatırlattı.
Tunceli'de yaptığı konuşma sonrasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisini ihanetle suçladığına işaret ederek şöyle konuştu:
"İhanet sözünü Ankara'da ağızlara almak kolay. Dedik ki 'hadi gidin Tunceli'ye ve söylediklerinizi orada söyleyin'. Gitti, sözümüzü dinledi gitti. Bir kere bu güzel bir işaret. Demek ki Ankara dışına çıkmaya karar verdiler. Sözümüzü ve tavsiyemizi dinledikleri için teşekkür ediyorum ama ne yaptı, gitti Tunceli Valliği'nin önünde konuştu. Bir tek Tunceliliyle kucaklaştı mı? 'Esnafı ziyaret edeceğim' dedi, edebildi mi? 'Cemevine gideceğim' dedi, gidebildi mi? Peki, bu nasıl vatanın birliğini ve beraberliğini savunmak? Bakınız biz AK Parti kadroları olarak Türkiye'nin her yerinde varız ve al bayrağı AK Parti bayrağıyla birlikte dalgalandırıyoruz. Biz de Tunceli'ye gittik. Türk-Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir. Kim yaparsa, kim yaparsa..."
"Şimdi Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dersimlilerin de milli istiklalin parçası olduklarına, vatan savunmasına katıldıklarına dikkati çekti. Tunceli ziyaretine de değinen Davutoğlu, Sunni, Alevi ayrımı yapmadan halkla kucaklaştıklarını anımsattı.
Devlet Bahçeli'nin ise "Ankara'da söylediklerini söyleyeceğim inadıyla geldiğini, Tunceli'de valiliğin önünde kendisiyle gelen MHP'lilere hitap ettiğini" kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum: Güzel bir başlangıç yaptınız, devam edin. Hakkari'de de, Van'da da, Bitlis'te de, Bingöl'de de bekliyoruz, vatanın her bir köşesinde bekliyoruz. Kongreler ve seçim vesilesiyle Erzurum Kongresi'nde söylendiği gibi 'milli sınırlar içinde vatan parçalanmaz bir bütündür' düsturuyla Türkiye'nin he yerine gideceğim ve her yerde bu soruyu soracağım. Sayın Bahçeli'ye 'gel' diyeceğim. Neden biliyor musunuz? Aslında bu kadar bu meselede üzerine gitmeyebilirdim ama Sayın Bahçeli'nin şunu öğrenmesi lazım; Ankara'da oturarak, gece gündüz bu dava için çalışan AK Parti kadrolarına kimse ihanet isnat edemez.
Gençlik yıllarını hatırladı, bir slogan sarf etti Bahçeli; 'Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz' diye. 1970'li yılların sloganı bu. Sayın Bahçeli, yufka yürekliler ile çetin yollar aşılmaz ama katı yüreklilerle gönüller kazanılmaz. Gönlünü bu vatanın evlatlarının bir kısmına kapatmış olanlar, gönülleriyle kimseyi kazanamazlar. Bizim yüreğimizin ne anlama geldiğini gidin bir sabah vakti Kerkük'e indiğimizde kucaklaştığımız Türkmenlere sorun. Eğer cesaretimizi ölçecekseniz gidin bunu bombalar altında kucaklaştığımız Gazzelilere sorun. İsrail uçakları bombalarken suikast istihbaratlarına rağmen Gazze'ye giden biziz. Birçok suikast ihbarına rağmen bir sabah Kerkük'e gidip Türkmenlerle kucaklaşan biziz, Erbil'e gidip Kürtlerle Araplarla Türkmenlerle kucaklaşan biziz. Myanmar'a gidip 1. Dünya Savaşı'nda şehit düşen ecdadın huzurunda divana duran ve orada Arakanlı kardeşlerimize sahip çıkan biziz."
"Devlet el öptürmez. Devlet diz çöktürmez"
Davutoğlu, Bahçeli'nin "devlet el öpmez" dediğini hatırlatarak, "İşte onun kafasındaki devlet anlayışı bu. Biz ise şunu diyoruz; devlet el öptürmez. Devlet diz çöktürmez. Devlet milletin huzurunda gerekirse diz çöker, ders alır ama millete diz çöktürmez" diye konuştu.
Devlet Bahçeli'ye seslenen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herhalde devlet diye kendisini kastediyor çünkü nasıl sıra sıra vatandaşlara el öptürdüğünü biliyoruz ama ben buradan değerli AK Parti kadroları, AK Parti Genel Başkanı olarak talimat mahiyetinde söylüyorum ve bütün devlet erkanına ve bütün bürokrasiye de Başbakan olarak talimat olarak söylüyorum; hiçbir AK Parti neferi ve hiçbir devlet memuru vatandaşa el öptürmeyecek ama gerekirse Tunceli'de olduğu gibi 80 yaşındaki bir Alevi dedenin, bugün de yolda beni karşılayan hacı baba, o da 90 yaşında, kalabalığın arasından gelerek beni kucaklayan ve gözyaşlarıyla dua eden o hacı dedenin, hacı babanın elini ben öperim, onurla öperim, devlet olarak öperim. İşte aramızdaki zihniyet farkı bu. O devlet diye zihninde bir şey tasavvur ediyor. Nasıl bir şey tasavvur ediyor biliyor musunuz? Yukarıda hakim olan, talimat veren, ferman veren ve Ankara'da oturup Türkiye'ye çeki düzen vermeye çalışan bir devlet anlayışı. İşte Erzurum Kongresi'yle yıkılan anlayış budur. Bu kongrelerle ve AK Parti anlayışıyla yıkılan anlayış budur. Artık millet amirdir, devlet memurdur."