Bunlardan biri olan Yeni Türk Ticaret Kanunu ’da 13 Ocak 2011 tarihinde Meclis’te kabul edilerek 14 Şubat 2011 tarihinde 6102 sayılı kanun olarak hayatımıza girmiştir.
Bu kanunla bir çok değişiklik yapıldığı malumdur. Örneğin yapılan değişiklikle anonim ve limited şirketlere yönelik önemli uygulama farklılıkları getirilmiştir. Buna göre bu iki farklı şirket yapısında hangisinin avantajlı konuma geçip geçmediği de tartışma konusu olmuştur.
Yeni Türk Ticaret Kanununda ANONİM ŞİRKETLER; tek kişi ile kurulabilmektedirler. Bununla beraber anonim şirket Yönetim Kurulu üyesi olmayan ortağın, şirketten tahsil edilemeyen vergi ve SSK (4/a) primi borçlarından parasal sorumluluğu yok.
Bunun yanı sıra Anonim Şirket pay senedinin, iki yıl geçtikten sonra satılmasından “doğan kazanç tutarı” rakam ne olursa olsun gelir vergisine tabi tutulmamaktadır.
Anonim Şirket hissesinin satışının, “noterden yapılma mecburiyeti” bulunmuyor. Hamiline yazılı pay senedi varsa pay senedinin teslimi yeterlidir. Ayrıca Ticaret sicilinde bu durumun tescil mecburiyeti de görünmemektedir.
Anonim şirkette ortaklar ve onlara yakın kişilerin şirkete verdiği ve öz kaynakların yerini tutan ödünç değerler, her zaman iade edilebilmektedir.
Ayrıca Anonim Şirket sözleşmesi, esas sermayesinin “yarısını” temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilmektedir.
Belirtmek gerekir ki Anonim Şirketlerde halka açılma söz konusudur. Bununla beraber anonim şirketin hamiline pay senedi bastırmasından dolayı sağladığı bazı avantajlarda söz konusudur.
Peki limited şirketlerde durum nasıl? LİMİTED ŞİRKETLER de tek kişi ile kurulabilen bir yapıya sahiptirler. Ancak limited şirkette şirketin yönetim kurulu üyesi olmayan ortağı da vergi ve SSK (4/a) primi borçlarının, şirketten ve müdürden tahsil edilemeyen kısmından “tüm malvarlığıyla” sorumlu tutulmaktadır.
Limited şirketlerde anonim şirketlere nazaran önemli bir vergisel farklılık söz konusu olmaktadır. Şöyle ki limited şirket hissesi 5 hatta 10 yıl sonra bile satılsa, elde edilen kazançtan “değer artışı kazancı" olarak, gelir vergisi kanununa göre vergi ödenmek zorunda kalınmaktadır.
Ayrıca limited şirket hissesi satışı “noterden yapılmak” zorundadır. Buna binaen “genel kurul onayı” gerekmekte ve pay devri onayı ise Ticaret Sicilde tescil gerektirmektedir.
Limited şirketler anonim şirketlerden farklı olarak ortaklar ve onlara yakın kişilerin şirkete verdiği ödünç değerler sırada en sonda yer alanlar da dahil olmak üzere, diğer tüm alacaklardan sonra iade edilmektedir.
Limited şirket sözleşmesi de anonim şirketlerden oransal olarak değişiklik arz ederek esas sermayenin “üçte ikisini” temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilmektedir.
Önemli bir diğer husus ise halka açılmak isteyen şirket eğer limited şirketse, anonim şirket gibi halka açılma durumları söz konusu olamamaktadır. Yani limited şirkette halka açılma söz konusu olamıyor.
Bunun yanı sıra limited şirketler “hamiline pay senedi” bastıramamaktadırlar. Limited şirketler “nama yazılı pay senedi” bastırabilmelerine rağmen bu durumda senetler sadece ortaklığı ispat için kullanabilmektedir. Ve senedin satışında ise “vergi avantajı” oluşmamaktadır.
Görülmektedir ki Yeni Türk Ticaret Kanunu şirket yapılarında önemli değişiklikler meydana getirmiş ve avantajlı-dezavantajlı konumlar oluşturmuştur. Yapılan düzenlemeler sonucunda ise anonim şirketlerin limited şirketlere göre daha avantajlı oldukları söylenebilir.
Özellikle vergisel açıdan ağır yük taşıdığını düşünen limited şirket sahiplerinin anonim şirket yapısına dönüşmeleri neticesinde fayda sağlayacaklarını ifade etmek mümkündür.