DOĞUTÜRK

MİTİNG Mİ PROVOKASYON MU?

Güncel

Günlerdir hatta haftalardır gerek sosyal medyada gerekse yaygın basında ki sanal savaşları görmemek mümkün değildi…

Sözde çözüm isteyen barış isteyen BDP’lilerin miting yapacağı herkesin dilinde dolaşıyordu…
Milliyetçi muhafazakarlığı ile bilinen Erzurum’da kavga çıkması kesin savaş çıkması muhtemel olarak nitelendirilen BDP’nin Erzurum mitinginde bizzat gözlemlediklerimi sizinle paylaşmak istedim…
Dün sabahın erken saatlerinde yola revan olup Erzurum’un Mahallebaşı semtine gittiğimde mitingin eski mal meydanında yapılacağını söylediler…
Hoppalaaaa işin yok eski mal meydanını ara dur…
Mallarla şimdiye kadar hiç işim olmadığı için Mal meydanını bulmakta ta güçlük çektim…
Miting alanının yerini sorduğum polis memurunun sen nasıl Erzurumlusun dediğinde de aynı cevabı verdim…
…………………………………..
 
Bir Erzurumlu olarak yıllarca toprağından istifade ettiğim kursağımdan geçen her lokmanın bu şehrin olduğu düşüncesiyle bende de biraz muhafazakarlık birazda milliyetçilik kavramları ağır basar…
Öyle ki her vatan dendiğinde tüylerimin ürperdiğine şahit olabilirsiniz…
Bu vatana ne kadar faydalı olabilirim diye her sabah kalktığımda içimde müthiş bir heyecan belirir…
Bir o kadarda iyi gözlemci olduğum kanaatindeyim…
Olaylara empati yoluyla karşı tarafın bakışıyla da baktığım herkesçe söylenir…
Dün miting alanına gittiğimde de birazda onlar gibi düşüneyim istedim…
BDP’li gözüyle hatta Kürt gözüyle baktımsa da ne var ki gerçek düşüncelerimle örtüşmediğini anladım…
Bu durum beni daha çok sevindirdi…
…………………………………..
 
Mitingde bin kişinin tam ortasında onların düşüncelerini okumaya çalıştım..
Her birinin yüzünde ayrı bir öfke kin ve nefreti bulmanız mümkündü…
Bir ara BDP’nin il teşkilatından birinin sesi titreyerek gazetecileri miting alanına göndermesi bile kalabalıktan birkaç kişinin üzerimize yürümesi için iyi bir bahane olduysada bizim sağduyumuz glip geldi…
Nitekim neticede gazetecilerin mesleki görev yaptıkları herkesçe bilindiği içinde hiçbir tatsızlık olmadı…
Kendimce;
Acaba barış mümkün müdür?
Türk Kürt kardeşliği verilen tavizlerle bile olsa sağlanabilir mi?
diye düşünürken…
Milletvekili Altan Tan’ın bir cümlesi dikkatimden kaçmadı…
“İngiltere ve Fransa yıllarca birbirleriyle savaşıp milyonlarca kayıp verdiler. Şimdi Avrupa Birliği kurarak barış içinde yaşıyorlar”
Evet bu sözler bir kısım kimseler için mantıklı görülse de…
İngiltere Fransa örneğinin abesle iştigal ettiğini söylemeden geçemeyeceğim…
Zira milletvekili Tan iki ayrı devletten bahsediyordu…
Ona bakılırsa Rusya ile Yunanistan ile yıllarca savaşan Türkiye’nin şimdilerde barışın sembolü olduklarını da söylemek mümkündür…
Devletlerin savaşını örnek vererek halklar içinde terörden nemalanan zihniyet bugün barış istiyor…
Sözde savaşı başlatanlarda bitirmek isteyenlerde onlardır…
Kaldı ki ben Türk ve Kürt halkları arasında hiçbir zaman savaş olduğuna inanmadım…
Öyle bir durumda söz konusu değildir…
Kürt vatandaşlarının etiketiyle bu ülkede söz sahibi olmaya çalışıp bebek katiline özgürlük isteyenlerin barış istemelerine ne kadar itibar edilir bilinmez…
Bu filmi yine izlemiştik…
Ortada varsa bir savaş elbette ki barış olmalıdır…
Ama terörün gölgesinde böyle bir girişimin sonuçsuz kalacağı da aşikardır…
Türk ve Kürt vatandaşları zaten kardeşlik içgüdüsüyle olgusuyla yaşamaktadırlar…
Bunun tersini yapmaya da kimsenin gücü yetmeyecektir…
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.