MHP Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ istifa etti ve acil olağanüstü kurultay yapılması çağrısında bulundu.
Milliyetçi Hareket Partisi'nde Genel Başkan Yardımcılığı görevi yapan Ümit Özdağ partisinden istifa ettiğini açıkladı. Özdağ istifa açıklamasında şu ifadelere yer verdi; ''İstikrarsızlığa son vermek için istifa ettim. MHP olağanüstü kurultaya gitmeli. Olağanüstü kurultay partimize güç verecektir.'' GÖREVİNDEN İSTİFA EDEN ÜMİT ÖZDAĞ'DAN HALAÇOĞLU VE YENİÇERİ İLE BİRLİKTE OLAĞANÜSTÜ KONGRE ÇAĞRISI MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Özdağ görevinden istifa etti ve TBMM'de Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ve Prof. Dr. Özcan Yeniçeri ile birlikte düzenlediği basın toplantısı ile olağanüstü kurultay çağrısı yaptı.
Çağrı şu şekilde:
Sayın Basın mensupları,
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Kafkasya, Balkanlar ve Ortadoğu’da 1990’dan bu yana devletler yıkılmakta ve sınırlar yeniden çizilmektedir. 1990’da başlayan ve nihayet Suriye’de yaşanan iç savaş, ülkemizin sınırlarını zorlamaya başlamıştır. Ortadoğu’daki gelişmelerden cesaret alan PKK terör örgütü AKP’nin yanlış politikalarının neticesinde güçlenmiş ve ülkemizi bölmek için emperyalistler ile işbirliği içinde bir saldırı başlatmıştır.
Türkiye izlediği yanlış dış politikalar sonucunda dünyada yalnızlaşmıştır.
Dış borç ve iç tüketime dayanan israf ekonomisi artık kaldırılamaz ve sürdürülemez bir noktadadır.Ülkemiz ağır bir ekonomik krizden geçmektedir. Bütün bunlar göz önüne alındığında Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en büyük tehdidi ile karşı karşıya olduğu bir dönem yaşanmaktadır.
Öte yandan Türk Dünyası’nın ayrılmaz ve vazgeçilmez parçaları olan Kerkük, Telafer, Tuzhurmatı, Halep ve Bayır-Bucak’ta Ortadoğu Türkmenliği tasfiye edilmektedir.
Türkiyemize ve Türk Dünyasına yönelik bu ağır tehditler, ülke hassasiyetlerini gözeten, Türkiye’nin varlığı ve birliğini her şeyin üzerinde gören güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi’ne ne kadar ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Nitekim Milliyetçi Hareket Partisi kurulduğu günden buyana sarsılmaz ve geri adım atmaz milli duruşu ile ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğünün en önemli siyasal ve toplumsal güvencelerinden biri olmuştur. Türkiye’yi ve Türk Milletini bu ağır ve büyük krizden, ancak Kuva-i Milliye’nin gerçek temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin çıkarabileceği, geniş halk kesimlerinin ortak düşüncesidir.
Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ağır ve büyük tehdidi aşabilmesi için de her zamandan daha fazla güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi’ne ihtiyaç vardır. Ancak 1 Kasım seçimlerinde alınan sonuç, öncelikle Milliyetçi Hareket Partililer ve ülkücü taban tarafından haklı olarak kabullenilmemiştir. Ülkücüler bilmektedir ki, Milliyetçi Hareket Partisi’nin toplumdaki karşılığı 1 Kasım seçimlerinde alınan sonuçlar ile ölçülemez.
Milliyetçi Hareket Partisi yarım asırdır Türk siyasi hareketinin ana damarıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, bastığı toprak, tuttuğu bayrak, döndüğü kıblesi tartışmasız belli olan tek partidir. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin milli güç dinamosudur. Velhasıl Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin kurtuluş reçetesidir. Zira ülkemizdeki tüm insanları birleştirecek ve milli birliği temin edecek yegane siyasi organdır. Zaten milliyetçiliğin temeli de; ülke insanları arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin tümünü kucaklamak değil midir? Milliyetçi Hareket Partisi’nin milli sınırlarımız tehdit altında iken mahkeme kapılarına sürüklenmesini kabullenmek mümkün değildir.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin AKP’nin PKK açılımı adını verdiği teröre teslimiyet politikasının sonucunda Güneydoğu Anadolumuzun bazı yerleşim yerlerinde iç savaş benzeri görüntüler sergilenirken, enerjisini iç çekişmeler ile tüketmesi onaylanamaz.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin, parlamenter demokrasi ve üniter yapımız tehdit edilir, milli değerlerimiz başta olmak üzere tüm değerlerimiz tahrip edilirken, hukuk devleti tasfiye edilirken, kaderinin yargı eline teslim edilmesi asla ülkücü duruş ile bağdaştırılamaz. Milliyetçi Hareket Partisi’nin 1 Kasım seçimlerinin ortaya çıkardığı ağır üzüntü ve derin hayal kırıklığını hızla aşarak bütün gücünü Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunların çözümüne harcaması ve Türk Milletine güven verebilecek bir mücadeleye ve çalışmaya başlaması gerekmekte ve beklenmektedir.
Kurucu önderimiz, Ülkücü hareketin başbuğu Alparslan Türkeş’in yanında 12 Eylül sonrasında yaşanan krizin aşılmasında birinci derecede görev alan ve Türkeş’in vefatından sonra ilk seçimlerde Milliyetçi hareket Partisini iktidara taşıyan Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin hizmetlerini tarih unutmayacaktır. Devlet Bahçeli ile ilgili tarihsel gerçek günlük kızgınlık ve gerginliklerin ötesinde ülkücü hareketin Devlet ağabeyi olduğu ve Devlet ağabeyi olarak kalacağıdır.
Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin Milliyetçi Hareket Partisi’ni yaşanan ağır üzüntü ve derin hayal kırıklığını aşmak, mevcut istikrarsızlığa son vermek için artık ülkücülerin çok büyük bir bölümünün olduğu gibi toplumunda beklentisi haline gelen olağanüstü kongreye götürmesi büyük bir toparlayıcı adım olacaktır.
Olağan üstü kongre Milliyetçi Hareket Partisi’ni tartışılır parti olmaktan çıkaracak, Milliyetçi hareket Partisi’ne atılım yapmak için büyük bir güç verecektir.
Nitekim Türkiye bir savaş bölgesinde bulunur ve bünyesinde iç savaş benzeri koşullar yaşanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan sırf başkan olmak uğruna ülkeyi tekrar bir erken genel seçime sürüklenmeye çalışmaktadır. Bazı siyasi partiler erken genel seçim için değişik boyutlardaki çalışmalarını başlatmış bulunmaktadır.
Bütün bunlar yaşanırken, MHP Genel Merkezi olağanüstü kongre için imza veren üst kurul delegelerinin çoğunlukta olduğu parti teşkilatlarını kapatmaktadır. Bazı ülküdaşlarımız son günlerin gerilimi ile Sayın Genel Başkanımıza ve Genel Merkez yönetimine karşı kabul edilemez sert ifadeler kullanmış olsalar dahi birleştirici olması gereken Genel Merkez’dir. Tasfiyeci tavır Milliyetçi Hareket Partisi’ni muhtemel bir erken genel seçimde büyük sıkıntılar ile karşı karşıya bırakacaktır.
Olağan üstü kongre için imza veren MHP üst kurul delegeleri parti tüzüğünde yer alan demokratik haklarını kullanan saygıdeğer ülküdaşlarımızdır. Olağan üstü kongre için imza verenler de vermeyenler de aynı derecede saygın ülkücüler ve Milliyetçi Hareket Partililerdir. Bu kadroların birlikte sayın genel başkanımızı, merkez yürütme kurulunu seçtiği unutulmamalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi, mahkemeye düşürülüp, kaderi yargının ellerine teslim edilmemelidir. Yargının ne karar vereceği hiç önemli değildir. Hangi kararı verirse versin Milliyetçi Hareket Partisi kendi iradesi ile Kongresi ve geleceği ile ilgili karar almamış duruma düşecektir. Bunu herkese anlatsak bile ülküleri uğruna can veren şehitlerimize anlatamayız.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’de demokratik rejimin otoriterleşmesini engellemek, parlamenter sistemin tek adam diktasına dönüşmesini durdurmak için mücadele eden bir siyasi lider olduğunu kabul ediyoruz. Sayın Genel Başkanımızın Türkiye için istediği demokrasiyi Milliyetçi Hareket Partisi’nde de uygulamasını istiyoruz.
Sayın Genel Başkanımızdan ülkücü iradeye inanarak ve güvenerek Milliyetçi Hareket Partisi’ni en kısa zamanda olağanüstü kongreye götürmesini rica ediyoruz.
Sonuç olarak şunu da açıkça belirtmek isteriz ki, bu açıklamamız, hiçbir grup veya kişiye destek amacını taşımadığı gibi Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’ye karşı da bir tavır olarak görülmemelidir. Amacımız Milliyetçi Hareket Partisinin her mensubunu barış ve kardeşlik içinde kucaklamak, birleştirici anlayışı ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin layık olduğu iktidara taşımayı arzulayan bir demokratik girişimi ortaya koymaktır. Zira her ülkücünün ve dava arkadaşımızın, kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini milli bir zaruret olarak görmekteyiz.
Türk kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, MHP Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, MHP 24. Dönem Ankara Milletvekili
Prof. Dr. Ümit Özdağ, MHP Gaziantep Milletvekili Çağrı şu şekilde:
Sayın Basın mensupları,
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Kafkasya, Balkanlar ve Ortadoğu’da 1990’dan bu yana devletler yıkılmakta ve sınırlar yeniden çizilmektedir. 1990’da başlayan ve nihayet Suriye’de yaşanan iç savaş, ülkemizin sınırlarını zorlamaya başlamıştır. Ortadoğu’daki gelişmelerden cesaret alan PKK terör örgütü AKP’nin yanlış politikalarının neticesinde güçlenmiş ve ülkemizi bölmek için emperyalistler ile işbirliği içinde bir saldırı başlatmıştır.
Türkiye izlediği yanlış dış politikalar sonucunda dünyada yalnızlaşmıştır.
Dış borç ve iç tüketime dayanan israf ekonomisi artık kaldırılamaz ve sürdürülemez bir noktadadır.Ülkemiz ağır bir ekonomik krizden geçmektedir. Bütün bunlar göz önüne alındığında Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en büyük tehdidi ile karşı karşıya olduğu bir dönem yaşanmaktadır.
Öte yandan Türk Dünyası’nın ayrılmaz ve vazgeçilmez parçaları olan Kerkük, Telafer, Tuzhurmatı, Halep ve Bayır-Bucak’ta Ortadoğu Türkmenliği tasfiye edilmektedir.
Türkiyemize ve Türk Dünyasına yönelik bu ağır tehditler, ülke hassasiyetlerini gözeten, Türkiye’nin varlığı ve birliğini her şeyin üzerinde gören güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi’ne ne kadar ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Nitekim Milliyetçi Hareket Partisi kurulduğu günden buyana sarsılmaz ve geri adım atmaz milli duruşu ile ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğünün en önemli siyasal ve toplumsal güvencelerinden biri olmuştur. Türkiye’yi ve Türk Milletini bu ağır ve büyük krizden, ancak Kuva-i Milliye’nin gerçek temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin çıkarabileceği, geniş halk kesimlerinin ortak düşüncesidir.
Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ağır ve büyük tehdidi aşabilmesi için de her zamandan daha fazla güçlü bir Milliyetçi Hareket Partisi’ne ihtiyaç vardır. Ancak 1 Kasım seçimlerinde alınan sonuç, öncelikle Milliyetçi Hareket Partililer ve ülkücü taban tarafından haklı olarak kabullenilmemiştir. Ülkücüler bilmektedir ki, Milliyetçi Hareket Partisi’nin toplumdaki karşılığı 1 Kasım seçimlerinde alınan sonuçlar ile ölçülemez.
Milliyetçi Hareket Partisi yarım asırdır Türk siyasi hareketinin ana damarıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, bastığı toprak, tuttuğu bayrak, döndüğü kıblesi tartışmasız belli olan tek partidir. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin milli güç dinamosudur. Velhasıl Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin kurtuluş reçetesidir. Zira ülkemizdeki tüm insanları birleştirecek ve milli birliği temin edecek yegane siyasi organdır. Zaten milliyetçiliğin temeli de; ülke insanları arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin tümünü kucaklamak değil midir? Milliyetçi Hareket Partisi’nin milli sınırlarımız tehdit altında iken mahkeme kapılarına sürüklenmesini kabullenmek mümkün değildir.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin AKP’nin PKK açılımı adını verdiği teröre teslimiyet politikasının sonucunda Güneydoğu Anadolumuzun bazı yerleşim yerlerinde iç savaş benzeri görüntüler sergilenirken, enerjisini iç çekişmeler ile tüketmesi onaylanamaz.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin, parlamenter demokrasi ve üniter yapımız tehdit edilir, milli değerlerimiz başta olmak üzere tüm değerlerimiz tahrip edilirken, hukuk devleti tasfiye edilirken, kaderinin yargı eline teslim edilmesi asla ülkücü duruş ile bağdaştırılamaz. Milliyetçi Hareket Partisi’nin 1 Kasım seçimlerinin ortaya çıkardığı ağır üzüntü ve derin hayal kırıklığını hızla aşarak bütün gücünü Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunların çözümüne harcaması ve Türk Milletine güven verebilecek bir mücadeleye ve çalışmaya başlaması gerekmekte ve beklenmektedir.
Kurucu önderimiz, Ülkücü hareketin başbuğu Alparslan Türkeş’in yanında 12 Eylül sonrasında yaşanan krizin aşılmasında birinci derecede görev alan ve Türkeş’in vefatından sonra ilk seçimlerde Milliyetçi hareket Partisini iktidara taşıyan Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin hizmetlerini tarih unutmayacaktır. Devlet Bahçeli ile ilgili tarihsel gerçek günlük kızgınlık ve gerginliklerin ötesinde ülkücü hareketin Devlet ağabeyi olduğu ve Devlet ağabeyi olarak kalacağıdır.
Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin Milliyetçi Hareket Partisi’ni yaşanan ağır üzüntü ve derin hayal kırıklığını aşmak, mevcut istikrarsızlığa son vermek için artık ülkücülerin çok büyük bir bölümünün olduğu gibi toplumunda beklentisi haline gelen olağanüstü kongreye götürmesi büyük bir toparlayıcı adım olacaktır.
Olağan üstü kongre Milliyetçi Hareket Partisi’ni tartışılır parti olmaktan çıkaracak, Milliyetçi hareket Partisi’ne atılım yapmak için büyük bir güç verecektir.
Nitekim Türkiye bir savaş bölgesinde bulunur ve bünyesinde iç savaş benzeri koşullar yaşanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan sırf başkan olmak uğruna ülkeyi tekrar bir erken genel seçime sürüklenmeye çalışmaktadır. Bazı siyasi partiler erken genel seçim için değişik boyutlardaki çalışmalarını başlatmış bulunmaktadır.
Bütün bunlar yaşanırken, MHP Genel Merkezi olağanüstü kongre için imza veren üst kurul delegelerinin çoğunlukta olduğu parti teşkilatlarını kapatmaktadır. Bazı ülküdaşlarımız son günlerin gerilimi ile Sayın Genel Başkanımıza ve Genel Merkez yönetimine karşı kabul edilemez sert ifadeler kullanmış olsalar dahi birleştirici olması gereken Genel Merkez’dir. Tasfiyeci tavır Milliyetçi Hareket Partisi’ni muhtemel bir erken genel seçimde büyük sıkıntılar ile karşı karşıya bırakacaktır.
Olağan üstü kongre için imza veren MHP üst kurul delegeleri parti tüzüğünde yer alan demokratik haklarını kullanan saygıdeğer ülküdaşlarımızdır. Olağan üstü kongre için imza verenler de vermeyenler de aynı derecede saygın ülkücüler ve Milliyetçi Hareket Partililerdir. Bu kadroların birlikte sayın genel başkanımızı, merkez yürütme kurulunu seçtiği unutulmamalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi, mahkemeye düşürülüp, kaderi yargının ellerine teslim edilmemelidir. Yargının ne karar vereceği hiç önemli değildir. Hangi kararı verirse versin Milliyetçi Hareket Partisi kendi iradesi ile Kongresi ve geleceği ile ilgili karar almamış duruma düşecektir. Bunu herkese anlatsak bile ülküleri uğruna can veren şehitlerimize anlatamayız.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’de demokratik rejimin otoriterleşmesini engellemek, parlamenter sistemin tek adam diktasına dönüşmesini durdurmak için mücadele eden bir siyasi lider olduğunu kabul ediyoruz. Sayın Genel Başkanımızın Türkiye için istediği demokrasiyi Milliyetçi Hareket Partisi’nde de uygulamasını istiyoruz.
Sayın Genel Başkanımızdan ülkücü iradeye inanarak ve güvenerek Milliyetçi Hareket Partisi’ni en kısa zamanda olağanüstü kongreye götürmesini rica ediyoruz.
Sonuç olarak şunu da açıkça belirtmek isteriz ki, bu açıklamamız, hiçbir grup veya kişiye destek amacını taşımadığı gibi Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’ye karşı da bir tavır olarak görülmemelidir. Amacımız Milliyetçi Hareket Partisinin her mensubunu barış ve kardeşlik içinde kucaklamak, birleştirici anlayışı ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin layık olduğu iktidara taşımayı arzulayan bir demokratik girişimi ortaya koymaktır. Zira her ülkücünün ve dava arkadaşımızın, kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini milli bir zaruret olarak görmekteyiz.
Türk kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, MHP Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, MHP 24. Dönem Ankara Milletvekili