Kotanlı, "Üniversitelerde görev yapan eğitim ordusunun gizli kahramanları olan idari personelin başta ekonomik ve özlük olmak üzere, mesleki ve demokratik sorunlarının azalmakta değil artmakta olduğunu görüyoruz. Buradan YÖK yönetimine ve üniversitelerimizin rektör ve dekanlarına çağrıda bulunuyorum. Üniversitelerde çalışan idari personelin taleplerine kulaklarınızı tıkamayın! Bu arkadaşlarımıza üvey evlat muamelesi yapmayı bırakın! Üniversiteleri çekip çeviren, eğitim hizmetlerinin bütün altyapısını hazırlayan, eğitim ordusunun olmazsa olması bu arkadaşlarımızı küstürmeyin! ve hakkını verin!" diye konuştu.
Üniversitelerde çalışan idari personeli sendikalarına destek vermeye de davet eden Kotanlı, "Kendilerinin her türlü sorununu dinlemeye, samimiyetle çözmeye, adli yahut idari süreçleri en demokratik ve cesurane bir şekilde takip etmeye DES olarak adayız! Sarı ve işbirlikçi sendikalarla vakit geçirmeye, onların oyalamalarına artık son verin. Promosyon pazarlığında bile 3 yıllık promosyonu dört yıllık anlaşmaya imza atarak sizlerin bir yılın bankaya ipotek eden sendikaya gereken cevabı verin Sizin hakkınızı en iyi biz savunuruz! Kimseden ne korkumuz ne de beklentimiz vardır. Amacımız üyelerimizin sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmektir. İdari, teknik ve hizmetli personel arkadaşlarımız bilsinler ki DES, sendikal mücadelenin en güzel ve en onurlu örneklerini sergileyerek, haklarını arayacak nadide bir yapıdır! Arkadaşlarımız bize üniversitelerde yetki verirlerse, kendilerini en iyi şekilde temsil eder ve haklarını tüm demokratik yöntemleri kullanarak Söke söke alırız" diye konuştu.
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkan Yardımcısı Kotanlı, üniversitelerde çalışan idari teknik ve hizmetli personellerin sorun ve talepleriyle ilgili kendilerine ulaşan şu hususları dile getirdi;
"ÖSYM ve Açık öğretim Sınavlarındaki görevlendirmeleri kimler, nasıl koordine etmeklerdir? Neden her zaman aynı personele sınav görevi verilmektedir? Diğer üniversite mensuplarına ve şirket elemanlarına her hafta görev yazılırken, neden üniversitemizde yıllarca hizmet eden kadrolu personele üvey evlat muamelesi yapılmaktadır? Bu işi koordine edenler acaba vicdanen rahatlar mıdır?
Lojmanların dağıtımı diğer kurumlardaki gibi adil olmalıdır. Ayrıca, Kimler adına kimlerin ikamet ettiği çok iyi denetlenmelidir. Diğer üniversite mensuplarının da hangi hakla lojmanda kaldıklarının hukuki izahı gerekmektedir. Lojmanların neden bodurum katları idari ve teknik personele layık görülmektedir.
Bazı memurların çalışma koşulları ile teknik donanım ve teknolojik imkanları daha elverişli hale getirilmelidir. Yapılan tüm işlemlerin teknik programla yürütülmesi ve çalışanlar kendi özlük işlemlerini takip edebilmesi için gerekli teknik araştırma ve uygulama bir an önce sağlanmalıdır.
Yapılacak olan Görevde Yükselme kadro ilanlarına, neden boş olan Yüksekokul Sekreteri, Şube Müdürü, Mühendis, Tekniker, Ayniyat Saymanı, Veri Hazırlama gibi kadrolar ilan edilmemiştir? Çalışan idari personellerin gözünü boyamak adına, neden sadece memur ve şef kadroları ilan edilmiştir. İlan edilen kadrolara neden tercihe göre nokta atışı yaptırarak müracaat ettirilmiştir? Eğitim ve Sınav ücreti adı altında talep edilen miktarlar çok yüksek ve akıl almaz rakamlardır. Bu ücretleri kimler nasıl ve neye göre belirlemektedir? İlan edilmeyen Sekreter, Şube Müdürü ve Ayniyat Saymanı kadrolarına nasıl atama yapılacağını takip etmekteyiz. Ortaokul mezunlarına memurluk hizmeti, Lise mezunlarına şeflik hizmeti yaptırılmakta ancak sınav için müracaat ettiklerinde yönetmelik engeli öne sürülmektedir.
Atatürk Üniversitesi atama komisyonu kaç kişiden ve kimlerden oluşmaktadır? Atama Komisyonda görev alan görevliler uzman kişiler midir? Yapılan bütün atamalarda yasalar, mevzuat, atama yönetmeliği, yönerge ve hakkaniyeti sağlayıp, öncelikle bilgi liyakat-beceri-kişilik ilkelerine gereken önem verilmekte midir? Yoksa nereli olduğuna, nereye mensup olduğuna veya personel dairesinde çalışmış olmasına bakıp, ona göre mi atama yapılmaktadır? Lise mezununa müdürlük yaptırmayı, Memur iken sınavsız bir şekilde hülle yoluyla müdür atamayı, Şeflik bolluğu yaşanan yerde şeflerin ne işe yaradıklarını, memurların ezilip horlandığı birimde sadece şeflerin hülle yoluyla atandıkları ve kayırıldıklarını herkes görüyor ve biliyor? Yıllarca Öğrenci için çalışan, kurumun asli görevini yapan diğer birimlerde yıllarını vermiş emeklisi gelmiş şefleri idare neden unutmuş ve küstürmüştür?
İlk 2008 yılında yapılan yükselme sınavlarında, yönetmeliğin ek geçici 1-maddesi(bir alt öğrenim düzeyi ) neden uygulanmamıştır? Yükselme Sınavlarında uygulanmayan ek geçici madde, keyfi olarak adam kayırma atamalarında neden uygulanmıştır? Yapılan Görevde Yükselme sınavlarının bütününde ek geçici 1-madde uygulanmazken; Fakülte, Yüksekokul Sekreteri ve Şube Müdürü kadrolarına yapılan atamalarda keyfi olarak ek geçici madde uygulanmıştır.
Yükselme sınavlarının hiçbirinde uygulanmayan Ek Geçici 1-madde, Sekreter ve Şube Müdürü kadrolarına yapılan atamalarda, yönetimin keyfi ve usulsüz atama uygulama sebebi nedir? Sekreter kadrolarına sınavsız atama yaparak, sonrada şube müdürü kadrolarına çekilmesi hukuki, adil ve etik midir? Kurumun huzur ve düzenini, eğitimin kaletisini sağlamak için kesinlikle iyi bir hesap sorma operasyonu yapılması hakkaniyet yönünden kesinlikle şarttır.
Yönetim bu keyfi ve usulsüz atamalarla, bilgisiz, liyakatsiz ve beceriksiz birçok personeli sekreter, şube müdürü kadrolarına sınavsız atamıştır.
İlk yapılan Görevde Yükselme Sınavında başarılı olan yedeklerden 90 puan alan memurlar Şef kadrosuna dahi atanamazlarken; torpilli ve yönetimin yakınlarından olan memurları nasıl hiç sınava girmeden Sekreterliğe ve sonrada Şube Müdürü kadrolarına atanmıştır? Atölyelerde teknisyen olarak çalışan teknik personelleri Fakülte Sekreteri ve Şube Müdürü kadrolarına atamak yasal mıdır? Bu şekilde altı yıldır bir çok personel atanmıştır. Bunun adil, etik ve vicdani bir izahı var mıdır? Bütün Fakülte -Yüksekokul-Enstitü Sekreterleri ile Başkan ve Şube Müdürlerinden kaç kişi bilgi, beceri, liyakat ve üstün tecrübeleriyle takdir alamaya layıktır, bunları araştırmak üniversitemizin lehine olacaktır. Haksızlığa uğrayan liyakatli gariban personeller sizlere haklarını helal etmiyor, bunu sakın unutmayın.
Görevde yükselme yedek atamalarının yasal süresi iki yıl olduğu halde, 2008- yükselme sınavı sonrası yedek atamaları bu güne kadar neden devam ettirilmiştir? Yedeklerden 90 puan alanlar atanmamışken, 70 puan alanları kayırıp, iki yıl süresi geçmiş yedeklerin atamaları neye göre yapılmıştır? Yasa ve mevzuat hükümlerine göre iki yıl yedek süresi geçmiş ve puanları düşük torpilli adaylar kayırılmış mıdır? Usulsüz yapılan bütün atamaların incelenmesi gerekmektedir. Birçok biriminde yapılan Mali yolsuzluklar çok iyice denetlensin, usulsüzlüklerin ve haksızlıkların üstü örtülmesin, kim olursa olsun hesabı sorulsun istiyoruz? Haklarımızı asla helal etmiyoruz.
Teknik hizmetler sınıfındaki teknisyen ve teknikerler, teknik alanda yükselmesi gerekirken, atölyedeki teknik personel Sekreter veya Şube Müdürü kadrolarına atama yapılması adil veya etik midir? Her hizmet sınıfındaki personel, kendi sınıfı ve unvanı alanında yükselerek, asli ve fiili görevini yapması hukuki bir gerekçe değil midir?
Genel İdari Hizmetler sınıfındaki en yüksek unvan ve idari makam kadrolarına, akademik personelin vekaleten atanmaları ne kadar adil ve etiktir? Üniversitemizde idari kadro makamlarına akademik personellerin vekaleten atanmasını istemiyoruz, bu durum bütün idari personelin çalışma şevkini ve huzurunu olumsuz etkilemektedir.
Erzurum İdare Mahkemesinin genel iptal kararıyla, 2012 yılında yapılan Unvan Değişikliği Sınavı mevzuata uygun olmadığı, Teknisyenlere mühendis soruları sorulduğu ve usulsüz gerekçesiyle genel iptal kararlarına rağmen; Halen mahkemenin genel iptal kararları idarenin keyfi uygulamasına takılmıştır. Bu işlemleri yetkili Hukuk Müşavirliğine ve personel müdürlerine defalarca sormamıza rağmen halen mahkemelerin genel iptal kararları neden uygulanmamıştır?
Daha önce yapılan Unvan Değişikliği sınavlarında Teknisyenlere mühendis soruları sorulduğu halde, yönetimin, sınav komisyonunun ve soruları hazırlayan hocaların yakınları buna rağmen yüksek notları nasıl almışlardır? Atanan teknik personellerden kaç kişi asli görevini yapmaktadır? Yapılan bu sınavın adil ve hakkaniyetli olduğu vicdanen söylenebilir mi? Teknisyen ve Tekniker vb. kadrolarına atanıp da, Üniversitemizde fiili ve asli görevini yapmayan torpilli personel sayısı artmaktadır. Kurumumuzda bu gibi asli görevini yapmayan teknik eleman ve diğer hizmet sınıflarında, kayırılan personeli kimler idare etmektedir?
Görevde yükselme sınavlarına, Ortaokul mezunlarını memurluğa, Lise mezunlarını şef kadrolarına müracaatlarını kabul etmeyen bir uygulama; Nasıl oluyor da; sınavsız bir şekilde bilgisiz, liyakatsiz kişileri torpil ve adam kayırma ile hiç sınava girmeden yüksekokul Sekreteri kadrosuna ve sonrada Şube Müdürü kadrolarına gelebiliyor? Haksız, usulsüz, adil olmayan ve torpille yapılan bütün bu liyakatsiz atamaların tümünün denetlenmesini istiyoruz. Üniversitemizin bazı birimlerinde yapılan Mali yolsuzlukların çok iyi denetlenmesini, usulsüzlüklerin incelenmesini ve haksızlıkların hesabının sorulmasını istiyoruz.
Yönetici ve idarecilerinin yaklaşık altı yıldır yapmış olduğu adaletsiz, hakkaniyetsiz, liyakatsiz ve hukuksuz icraatlarını; tarafsız, titiz ve adil bir şekilde incelenmesini ve denetlenmesini istiyoruz? "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır," hadisi ışığında, üyelerimizin bu şikayetlerini, yönetim ve idarelerinizce yazılı resmi cevap vermelerini istiyoruz? Adaleti ve hakkaniyeti uygulayan kurum ve yöneticiler ancak güçlü olacaktır. Üniversitemiz idari çalışanları olarak, sadece adalet, hakkaniyet ve liyakat istiyoruz.
Üniversitemizin en üst yönetiminin yapacağı plan ve programı dahilinde, çalışan bütün idari personelin sorun ve şikayetlerinin dinlenmesini arzu etmekteyiz."