Bir babayla evladı sürekli iddialaşırlar.
Baba der ki sürekli:
- Evlat! Herkesi dost sanma, sözde dost başkadır, hakiki dost başkadır.
Evlat tam tersini düşünür, çünkü ona göre her dost onun için hakiki dosttur.
Gel zaman, git zaman sınamaya karar verirler bunu.
Baba, eline bıçağı geçirdiği gibi boğazlar bir koyunu ve bir çuvala koyar. Sonra bu çuvalı oğlunun sırtına yükler ve der ki:
- Git şimdi dostlarına bakalım, seni nasıl karşılayacaklar! Ama çuvaldakinin koyun olduğunu sakın söyleme!
Delikanlı sırtlanır çuvalı ve hakiki dostu zannettiği herkesin kapısını çalar. Ancak sırtında kanlar içerisindeki çuvalı gören dostları, kapıları bir bir yüzüne kapatır delikanlının.
Genç adam gerisin geri döner evine ve der ki babasına:
- Sen haklıymışsın baba! Dost zannetmek başka, hakiki dost başka imiş...
Baba cevap verir:
- Şimdi bu çuvalı al ve falanca dostuma git, der.
Delikanlı yeniden sırtlanır ve bu kez de babasının o dostunun kapısını çalar. Adam kapıyı açar ve delikanlının sırtındaki kanlı çuvalı görünce, ses etmez ve onu hemen içeri alır. Kazmayı küreği kaptığı gibi arka bahçede bir çukur kazar ve kanlı çuvalı, içerisinde koyun olduğunu bile bilmeden o çukura gömer. Üzerine de sarımsak eker.
Günler geçer, sarımsaklar yeşerir.
Baba der ki oğluna:
- Oğlum şimdi git o dostuma; herhangi bir sebepten dolayı kavga çıkar! Bununla da yetinme, üstüne birkaç da tokat at o dostuma! Bakalım ki, işler değişince ne yapacak?
Delikanlı, babasının söylediğini yapar, önce kavga çıkarır, ardından da adama okkalı birkaç tokat atar!
Adam canının acısını dindirmek için elleriyle yüzünü tutar ve kısık bir ses tonuyla:
- Git söyle babana! De ki; biz satmayız sarımsak tarlasını böyle okkalı iki tokada…
Yani?
Yanisi şu:
Bir tarafta dostunuz, diğer yanda çıkarınız söz konusu ise; siz siz olun dostunuzu tercih edin!
Size “dost” diyenleri hiçbir çıkar ve menfaat uğruna satmayın ve incitmeyin ki; hakiki dostluğun tarifi siz olun!
Peki, ya tam tersini yaparsanız ne olur?
İlk başta kazandığınızı zannedersiniz ama yanıldığınızı er ya da geç anlarsınız bir gün… Fakat sadece gözden değil, gönülden de düşmüş olduğunuzu işte o gün anlarsınız…
Dost olun!
Dostça kalın!