Kullanmış olduğunuz herhangi basit bir alet; mesela bir su bidonu; kapağının dişlerinden bir tanesi dar veya daha geniş olduğunda bidonun ağzını kapatamazsınız. En iyi ihtimalle su dökülür, içine bir cisim veya mikrop dolar; mikrop ürer, güvenli olarak bir yerden bir yere götüremezsiniz.
Eğitim almadan ana baba, kardeş, hala dayı, amca oluyoruz. Hele ana baba olmak! Aslında en önemli ve değeri tartışılmaz olan ana babalık için mutlaka eğitim gereklidir. Ana baba olmak için eğitimden öte adayların hayata uyum sağlayıp sağlayamadıkları konusunda bir seri test yapılmalıdır. Sinir katsayıları, olaylara bakış açıları, kızma eşikleri, saldırganlığa geçip geçmeyecekleri konusu araştırılmalı; şiddet eğilimleri varsa tedavi edilmelidirler.
Bu yazdıklarım için elbette ütopya diyebilirsiniz! Ben de diyebilirim. Ancak yılda yüzlerce kadın ölüyor, çocuklar hayatları boyunca ne kadar psikolojik destek verirseniz verin; uzmanlarla konuştuklarım ve okuduklarım ışığında söylüyorum; asla normal bir insanın psikolojisine sahip olamıyorlar!
Hayata uyum sağlayamayan insanların tedavi edilmeleri acil ve üst düzey bir insanlık meselesidir. Düşünmek istemiyorum; milyonlarca ev ve aileler endişe ve korku içinde yaşıyorlar.
Bir şeyi çok iyi biliyorum; düzelmesi beklenen hiçbir sıkıntı kendiliğinden düzelmiyor! İlla mücadele etmek, savaş vermek lazım! Hele zamana bırakalım, iyi olur, olgunlaşır diye beklenen insanlar için devletin hukukunu, zabıta kuvvetlerini devreye sokmadan bir düzelme olmuyor!
Devlet burada tam olarak tabiri caizse çok ağır, aksak biraz da hukukun empatisiz yaklaştığı bir gerçek. Öldürülen kadınların büyük bir kısmı koruma istemiş ama korumaya ulaşamamış insanlar!
Geçen hafta kadına şiddetle ilgili cılız protestolar, bazı zayıf, öğüt veren yazılar, şiddet edebiyatı içeren makaleler gördüm; medyada!
Yetersiz, havanda su dövmek gibi; çözüm önerisi içermeyen yazılar, konuşmalar!
Her şiddet insanlığın ölümü gibi ağır izler bırakıyor hepimizde. Tedavi edilmesi gereken çok şey var aslında şiddetle ilgili; ceza vermekten başka çözümler, eğitimler, insanları beyin ve ruh olarak geliştirecek seminerler, şiddet uygulayanlara tazminatlar, toplumsal sosyal haklardan yapılacak büyük kısıtlamalar nispeten çözüm olabilir.
“Her insanın ölümü de işte böyle azaltır beni; çünkü ben insanlığın bir parçasıyım” diyen John Donne aslında sosyal facialar kadar, ırk, din ve sosyal her türlü gruplaşmadan bağımsız insanlığın acısını paylaştığını söylüyor!
Bir insanın acısı; bütün insanım diye kendisini tanımlayan insanların yüreklerinde hissedilmelidir!