Torun dedesine “Dedeciğim, siz ninemle yetmiş yıl bir arada nasıl geçindiniz?” diye sorar! Dedesi; “Oğlum, eskiden biz bozulan şeyleri atmazdık, tamir etmeğe çalışırdık” der.
Bozulan bir eşya, bir eşyaya ait parçalar tamir edilirdi. Evde sökükler dikilir, yeri geldiğinde yama yapılırdı.
Hatta bazı parçalar tamir edilirken belli bir zekâ, kabiliyet, hüner, sabır, zaman gerekir, zaman ayrılırdı.
Tamir; insana, ekonomiye, ekonomimize, eşyaya vefa, saygı demektir.
Tamir, kazanılan bir eşyanın kaybedilmemesi için çabadır, bir nevi savaştır!
Tamir etmek, ekonomiye katkıdır!
Bozulan bir eşya, sökük veya yırtık tamiri zamanımızda “at gitsin” ile artık birçok evde tamirat yapılmıyor!
Hatta birçok evde belki de artık iğne – iplik veya tamir için gerekli alet edevat bulunmuyor!
Bulunsa da, televizyon izlemekten, tamire fırsat bulamıyoruz!
Nasıl olsa taksitle yenisi satılıyor; kredi kartına on taksit; hop doğru AVM’ ye alışverişe!
Kim uğraşacak; sonra kredi kartını kim ödeyecekse, deli gibi muhasebemizi yapmadan borçlanıyoruz!
Eskiden “yama ayıp değil, yırtık ayıptır” denirdi!
Şimdi kredi kartı borçları ayıp değil ama çamaşırı, elbiseyi tamir etmek ayıp oldu!
Kültür bu yönde de yozlaştı!
Eşyalarımızı tamir etme kültürümüz olumsuz yönde değiştiği gibi; insan ilişkilerinde de tamir kültürümüz değişti!
Şimdi; yanlış yaptığını, düşündüğümüz her insan için “sil gitsin” kültürü yerleşti!
Sosyal hayatımızın en küçük birimi aile içinde bile bozulan ilişkiler tamir edilmiyor artık; edilemiyor!
Sil gitsin!
Boşanmalar tamir edemediğimiz aile hayatımızdaki hatalarla bozuluyor!
Tamir etme düşüncemizde bozukluklar var!
Tamir edemiyoruz!
Bozulan karı koca ilişkileri, akraba, kardeş, arkadaş ilişkileri sevgi ve saygı temelinden saptığı, saptırıldığı için çöpe atılıyor; yalnızlıklar veya başka ilişki arayışları arkasından geliyor!
Alternatifler aranmağa başlanıyor!
İlişkilerimizi sevgiyle beslemiyoruz!
Karşılıklı ilişki ve iletişim kırılmalarını biriktiriyoruz!
Biriktirilen ve doğru iletişim bilgileri sınırlarında konuşulmayan sorunlar, birlikte olduğumuz sosyal hayatımızdaki muhataplarımızla aramızda büyük patlamalara sebep oluyor!
Her patlama bir yıkım!
Ve eminim ki herkesin hakkında doğru yanlış ama mutlaka eksik iletişim bilgileri ve bu bilgilerin doğru olarak hayata geçirilememesiyle büyük sorunlar yaşıyoruz!
Kimse kendisinden taviz vermiyor! Herkes ben’ini büyütüyor! Hepimiz için ego en önde!
Tamir yok!
Aslında tamir etmek için kurumlarda yeterli değil!
Aile büyükleri, az çok okumuşlar, gölgesi ağır adamlar aracı olurlardı, ilişkilerin düzelmesi, tamiri için!
Şimdi gölgesi ağır adamlar da kendi dertlerine düşmüşler; ya da artık gölgeleri ağır değil!
Akademisyenler, sosyologlar, psikiyatristler, öğretmenler, imamlar “tamir” konusunda öğretici, emsal veya istekli değiller.
Bildiğim doğru bir şey; bozulan her insan ilişkisinin veya eşyanın tamir edilmeği hak ettiğidir!
Ve insan olarak sorumluluğumuz; tamiri kapsamaktadır!