Mevzu insansa; insanı yazabilmek, insanı insana anlatabilmek zor! Hem de çok zor! Hani Neşet Ertaş; “Analar insan, biz de insanoğluyuz” derken acaba “ana” olanları ayırarak, anaları ana olamayanları eleyerek mi; böyle hitap etti diye düşünmeden edemiyorum.
Günümüzde ekonomik olarak bir darboğazdan geçiyoruz. Geçip geçemediğimizi bilmek için ufukta elle tutulur gerçek donelere ihtiyaç var!
Her büyük sıkıntılarda olduğu gibi fırsatçılar var! Merhametsizler var! Sadece kendisini düşünenler var! Başkası hiç umurunda olmayanlar var! Başkaları için empati yapmayanlar var!
Adam 1.600 TL kiraya oturduğu evden tayini çıkınca evi boşaltıyor; çıkıyor. Son anlaşmasına göre evin kirasının 2,000 TL olması gerekiyor. Ev sahibi evin kirasını 4,000 TL ve bir yıllık peşine çeviriyor ve seneliğini 40,000 TL’ye kiraya veriyor.
Ev sahibiyle konuştum, İslami jargonla karşıladı, gayet yumuşak bir dil kullandı. Serbest piyasa ve fırsatlar gibi kelimelerle devam etti. İki asgari ücretliden birisinin tamamen kendisine çalışmasını isteyerek; dört kişilik ailenin bir asgari ücretle geçinmesini istiyordu. Veya tek asgari ücretin tamamen kendisi ve diğer masrafların karşılanması için geriye bir pay bırakmıyordu. Etrafında bu adam iyi bir Müslüman olarak referansa sahipti. Bayramda kurban kesecek ve insanlara bayramınız mübarek olsun diyecek; mübarek olsun(!)
Benim gibi inanmak zorundasın veya benim gibi düşünmelisin taassubu ile insanlara uygulanan baskı, hayat hakkı tanımamak hatta ölümünü istemek veya bu düşüncelere bağlı taraftar yaratmanın insanlıkla ilgisi olabilir mi?
Maalesef, insan insana düşüncesinden, inancından, ırkından dolayı düşman! Karşı taraf, sizden veya bizden değil! Sonuç; insanın yakıldığı Madımak acısı yaşanıyor! Sonra terör örgütü işin içine başka bir fitne sokmak için insanlara soykırım uyguluyor; adı Başbağlar oluyor! Oysa biz hepimiziz, hepimiz biriz!
İnsan insana karşı merhametsiz!
Analardan doğar oysa insanlar; ya sütü ya sütü emzirenin zehrinden bazıları insan olamıyor ne yazık ki! Bozuk süt, bozuk öğüt insanı insana karşı düşman yapıyor!
Tek çare aydınlık düşüncelere sahip insanlar yetiştirebilmek!
Eğitimlerin mevzusu insana insanlığı anlatabilmek olmalı! Amaç insan olabilmek! Kalabalıklara bakın; ne kadar az insan vardır; dikkat edince görecekseniz.
Kimi adaletten, kimi ana babadan, kimileri yoksuldan, kimsesizden, fakir fukaradan, kimi hak hukuktan ne kadar habersiz; ne kadar sorumsuz! Haydi, bu sorumsuzlara insan deyiverin; sonra beraber hacca gidin, tatile gidin; gezmeğe -eğlenmeye gidin! Sonuçta insanız(!) Neşet Ertaş insanız diyenlere diyeceğini demiş aslında; “analar insan, biz de insanoğluyuz”!
Gerisi kalabalık, insan olanlara yük!