DOĞUTÜRK
2015-06-27 15:38:02

İSTİKLAL MARŞI VE YAŞANANLAR

Abdurrahman ZEYNAL

a.zeynal@hotmail.com 27 Haziran 2015, 15:38

Yüz yıl önce batı bütün gücüyle Türk Milletini tarih sahnesinden silmek için topuyla tüfeğiyle, gemisiyle Çanakkale'de, Allahu Ekber'de, Yemende, Sina'da, Galiçyada hücuma geçmiş ve İnsanlığın Onuru olan Osmanlı Devletini parçalamış ve yok edilmiştir.
Yok olan Osmanlının külleri üzerinde yeni bir devlet, yeni bir bayrak ve yeni bir marş şekillenir. Üç milyondan fazla şehit verilmiş, milyonlarca kilometrekare toprağını kaybetmiş, orduları terhis edilmiş bir milletin; "ben daha ölmedim, ben ilelebet yaşayacağım haykırışları" içinde Kurtuluş savaşı verilmişti.
Doktor yoktu. Okul yoktu. Para yoktu. Ekilecek tohum yoktu. Dahası hasta, yaralı, sakat ve ihtiyar bir toplum geride kalmıştı. Türk milleti Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının olağan üstü gayretleri, Türk milletinin fedakarlığı ve Mehmetçiklerin kahramanlıkları ile yeni devletini kurmuş ve ben hala ölmedim deme cesaretini dünyaya haykırmıştı.
Osmanlının külleri üzerinde yükselen yeni devletin birde marşı olmalıydı. O marşın bedelini Tük milleti yedi ayrı cephede vermiş ve bağımsızlığın sembolü bayrağını ve onun marşı olan İstiklal marşını yeniden yazmıştı. Hemde kanla yazmıştı.. Kanla!
Mehmet Akif Ersoy o zor günlerde, yokluk günlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin açtığı yarışmaya önce katılmamış ödül kısmı halledilince katılmış ve Türk Ordusuna, Türk Milletinin evlatlarına bıraktığı marşı yazmıştı. "Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın" temennisinde bulunmuştu.
Aradan 95 yıl geçtikten sonra o gazi mecliste kendini bilmez densizler bu marş ırkçılık kokuyor bunu okumayız demekle aslında Akif'in kemiklerini sızlatıyor, yüz yıl önce bu milletin yedi düvele karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin sona erdiğini söylemek istiyorlardı.
Elbette tarihte iyiler ve kötüler olacaktı. Elbette Şehitlerin emanetine sahip olanlar ve karşı olanlar olacaktı. Bizi üzen bu densizlerin demesi değil daha düne kadar televizyon ekranlarını bu kişilere açanlar, bu kendini bilmezleri kahramanlaştıranlar, millete şirin gösterenler ve destekleyenler acaba şimdi Türk Milletine ne diyecekler?
 Son 13 yıldır bu PKK'lıların önünü açanlar, onlarla görüşenler, bebek katillerini sayın seviyesine yükseltenler acaba şimdi ne diyecekler? Ben bunların cevaplarını merak ediyorum.
Şu kendini aydın diye yutturanlar, televizyon ekranlarında Kürt Irkçılığını masum göstermeye çalışanlar şimdilerde ne diyecekler? Saddam'dan kaçıp Tük Milletinin merhametine sığınanlar, Kobani'den kaçıp Mehmetçiğin şefkatli ellerine teslim olanlar şimdi ne diyecekler.!
Bayrak ve onun marşı olan İstiklal Marşımız için söylenen sözleri kınıyorum. Kim olursa olsun bunu demeye hakkı yoktur. Toplumun ortak değerlerini kimsenin küçük düşürmeye hakkı yoktur.
Elbette Tarih bir gün bu yapılan yanlışların hesabını görür. Hiç bir yanlış yapanın yanına kalmaz. Dünya tarihi bunun örnekleriyle doludur.
Sıkıntılı günlerde; başta devleti yönetenler olmak üzere, üniversitelerdeki akdemisyenleri, gazelerde köşe yazarlarını, topluma etki eden tüm oluşumları sorumlu davranmaya, Türk Milletinin haklarını savunmaya, kardeşlik duygularını geliştirmeye, her türlü provakatif eylem ve söylemlere ortak tepki koymaya davet ediyorum.
Yoksa yarın geç olabilir. 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.