Bir şehir düşünün ki, şampiyonluğa sevinememiş…
Ardından yaşanan gelişmeler bir anda Haziran’da ’buz’ kesmemize neden oldu.
“Takımı ben şampiyon yaptım” kavgaları ayrılık getirdi, Dadaşta…
İki yılda iki kupa kaldıran Ali Demirhan soluğu İstanbul’da aldı.
Belki de Kocaeli Birlikspor’a başkan alacak.
Zaten Körfez ekibinin yüzde 50 hissesinin kesin olarak aldığı da konuşuluyor Demirhan’ın…
Belli ki, Demirhan’ı iki kupa kesmemiş, ille de üç istiyor. Belki de bu nedenle Körfez ekibine başkan olacak.
Bunu bekleyip göreceğiz.
***
Birileri Onursal Başkan Mehmet Sekmen ile Ali Demirhan’ın arasına kara kedi gibi girdiği için övünç duyabilir.
Ama o birileri Erzurum’un şampiyonluk kimyasını bozdu…
Şayet o, kulübün duvarına asılan dev Mavi-beyaz bayrak da olmazsa 24 Mayıs’ta şampiyon olduğumuz aklımızın ucundan bile geçmeyecek.
Eeee, bir de insan oruçlu kafa ile bazı şeyleri hatırlamıyor bile…
***
Lafı evelemenin gevelemenin bir anlamı yok, biz şampiyon olduktan sonra bir türlü iflah olmuyoruz.
Geçtiğimiz Pazar günü yapılan kongrede yaşanan gerginlikler, sarf edilen sözlerin tamiri her halde uzun bir süre alacak gibi gözüküyor.
***
Biz yoğurdu üfleyerek yemeğe çalışırken birileri ha bire deşiştirip duruyor. BB Erzurumspor’u…
Kongrenin ardından kulüp başkanlığına seçilen genç hemşehrimiz Dilaver Yılmaz, ve yönetimi taraftarın ve Erzurum futbol camiasının sesine kulak vererek, sportif direktörlük koltuğuna Zafer Demir’i oturttu.
Çok da iyi oldu, Zafer Demir yakışır o koltuğa...
Hayırlı uğurlu olsun efsane kaptana…
Birleştiricilik anlamında Zafer harika bir seçim…
Erzurum’da görev yapmış eski başkanlar sever Zafer’i…
Taraftarın sevgilisidir efsane kaptan…
Üst düzey futbol oynadığı için de eski futbolcular arasında kabul görür Zafer Demir…
Zaten kendisi de “Ağabeyi hele işleri bir rayına oturtalım, herkese gideceğim. Herkesle görüşeceğim” diyor…
Evet!...Efsane kaptan Zafer Demir’in bu kısa ve öz sarf ettiği cümle beni umutlandırdı, ama… Aması var işte…
***
Mesela; takımı Play-Off’ta şampiyon yapan Teknik Patron Kemal Kılıç konusu tam bir muamma…
Hoca görevinin başında ama… Aması var işte…
Play-Off’ta saha kenarında Yılmaz Vural vari hareketleri ile yerinde duramayan Kemal Hoca’yı dün gördüm.
O hocadan eser kalmamış…
Adamcağız, yaşanan sıkıntılar yüzünden saçı ile başı ile oynuyor rahat değil…
Üstü başı güzel ve şıktı ancak Kemal hocanın hiç keyfi yoktu.
Belli ki, birileri bir şey demişti. Kılıç’ın morali bozulmuştu.
İpler kopma noktasına gelmişti.
25 yıldır girerim kulüpten içeri, birisinin yüzüne baktım mı ne olduğunu anlarım o anda…
Kılıç’la ayak üstü iki kelime ettik.
Sonra defteri kalemi çıkarttım, hoca anladı bir şeyler yazacağımı, “Nurullah’cığım yarın konuşuruz” deyince, işin içinde bir bit yeniğinin olduğunu anladım.
Belli ki, bu işte bir çapanoğlu var...
Çünkü akşam saatlerinde görüştüğümüz Genel Sekreter ve Başkan Yardımcısı Zafer Aynalı da, “Hocamızla görüşüyoruz. Sözleşmesine koyduğumuz tek taraflı fesih maddesine karşı çıkıyor. Bunu bu akşam(dün) netliğe kavuşturacağız” demişti.
Ancak sorun aşılamadı ve Kemal Hoca’ya ‘gül güle’ denildi.
***
Geçtiğimiz hafta ‘Kılıç depremi’ diye, Kemal Hoca ile yolların ayrıldığı haberini tam matbaada baskıya verecektik ki, Zafer Aynalı, “Yok böyle bir şey, biz hocamızı hiçbir yere göndermiyoruz” demişti.
Aradan geçen bir haftada yine ipler gerildi ve dün akşam resmen koptu.
Takımı şampiyon yapan ve mukavelesi yenilendiğinde de hatırı sayılır derece de taraftarlardan olumlu yankı bulan Kemal Kılıç’ın BB Erzurumspor’daki durumu ilmek gibiydi.
Bu ilmek, Kılıç’ın aleyhinde mi, yoksa lehinde mi? çözülecekti.
Akşam saatlerinde netlik kazandı.
… Ve Hoca gitti.
***
Ama şurası kesin ki, 25 Mayıs günü kulübün üzerine çöken karabulutlar bir türlü dağılmak bilmiyor.
Bu kara bulutları dağıtmak da Erzurum’un elinde…