DOĞUTÜRK

'Çivisiz cami' asırlardır ihtişamını koruyor

Kültür&Sanat

Kültür ve medeniyet şehrinin "çivisiz cami"si asırlardır ihtişamını koruyor

Türk-İslam medeniyetinin bin yıldır yaşandığı ve yaşatıldığı Erzurum'da, Osmanlı döneminde çivi kullanılmadan yapılan Çataksu Çukur Camisi, mimari yapısı ve tarihi özelliğiyle dikkati çekiyor.

Halk arasında "Tahtalı" olarak bilinen caminin, mihrap, mahfil, ahşap direkler ve tavanın orta kısmında kök boyadan bitkisel ve geometrik süslemeler yer alıyor.

Olur Müftüsü Ferhat Koçak: "Camide özellikte ahşap işçiliğinde çivinin kullanılmamış olması da ayrı bir özellik. Süs olarak kullanılan zincir bile ahşaptan yapılmış. Burada çivi kullanılmaksızın bir işçilik, ustalık söz konusu"

Kültür ve medeniyet şehri Erzurum'da Osmanlı döneminde çivi kullanılmadan yapılan tarihi cami, kök boyası işlemeleri ve ahşap yapısıyla dikkati çekiyor.

Bin yıldır Türk-İslam medeniyetinin yaşandığı ve yaşatıldığı Erzurum, Osmanlı ve Selçuklu döneminden kalan tarihi ibadethaneleriyle her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.

Derviş Mehmet Efendi tarafından 1666 yılında yaptırılan Olur ilçesine bağlı Çataksu Mahallesi'ndeki Çataksu Çukur Camisi de mimari yapısı ve tarihi özelliğiyle ön plana çıkıyor.

Halk arasında "Tahtalı" olarak bilinen caminin, mihrap, mahfil, ahşap direkler ve tavanın orta kısmında kök boyadan bitkisel ve geometrik süslemeler yer alıyor.

YAKLAŞIK 4 ASIRDIR İHTİŞAMIYLA AYAKTA

Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca 2011'de tescillenen ve 4 asırdır aynı ihtişamını koruyan cami, çivi kullanmadan yapılan ahşap yapısıyla da dikkati çekiyor.

Olur Müftüsü Ferhat Koçak, AA muhabirine, tarihi caminin, Osmanlı döneminden bugüne kadar ayakta kalan ibadethanelerden biri olarak dikkati çektiğini söyledi.

Caminin bulunduğu bölgenin Osmanlı döneminde, sancak görevini yapmış bir beldenin merkezi konumunda olduğunu ifade eden Koçak, "1666 yılında yaptırılmış. Camimiz o dönemden bu yana çeşitli tadilat ve tamiratlar geçirmiş ama özellikle taş duvar üzerinde bulunan çatımızın ahşap işçiliği o günden bugüne kadar özelliğini korumuştur. Az da olsa deforme olmuş ama kalıcı olarak o özgünlüğünü günümüze kadar taşıyabilmiştir." dedi.

"SÜS OLARAK KULLANILAN ZİNCİR BİLE AHŞAPTAN YAPILMIŞ"

Koçak, 5 bin metrekare oturma alanına sahip caminin iç alanının 250 metrekare olduğunu belirterek, caminin içerisinde 400 kişinin aynı anda namaz kılabildiğini dile getirdi.

Caminin işçiliği kadar bölge açısından da önemli olduğunu söyleyen Koçak, atlarla cuma namazı kılmak için uzak yollardan gelen insanların burada toplanıp cuma namazı kıldığını ve caminin Osmanlı döneminde bölgede merkez konumunda olduğunu anlattı.

Bu eserin bugüne kadar yaşamasından büyük sevinç duyduklarını, ayakta kalması için de bütün çabayı göstermeye hazır olduklarını vurgulayan Koçak, "Ahşapta kök boyanın kullanılmış olması çok güzellik katmış. Camide özellikte ahşap işçiliğinde çivinin kullanılmamış olması da ayrı bir özellik. Süs olarak kullanılan zincir bile ahşaptan yapılmış. Burada çivi kullanılmaksızın bir işçilik, ustalık söz konusu. Camideki bütün ahşaplar da itina ve özeni görüyoruz. Allah yapanlardan ve emek verenlerden razı olsun." sözlerine yer verdi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.