Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş, "Ülkemizin, dünyamızın ve Müslümanların tarihin en zor süreçlerinden geçmekte olduğu dönemde, dini temsil konumunda olan veya iddiayla tezahür eden kişi, kurum ve kuruluşların, bu süreçlerin en az hasarla atlatılması konusunda çok önemli rolü vardır." dedi.
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından Nenehatun Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Dini Temsil Sorunu" sempozyumu, İstiklal Marşı'nın okunması ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Keleş, burada yaptığı konuşmada, toplantı sonuçlarından en fazla Diyanet İşleri Başkanlığının yararlanacağını söyledi.
İslam dünyasında ayrışmaların olduğunu, bunun sonucunda birçok akımın ortaya çıktığını belirten Keleş, "İslam dünyasında körüklenen ve çatışma unsuru olarak kullanılan ayrışmalar bir tarafa, ülkemizde de İslam dünyasını kapsayan birçok akımla sağlıksız dini yapılar ortaya çıkmaktadır." ifadesini kullandı.
Rahmet dini İslam'ın çatışma unsuru haline dönüştürülebildiğini anlatan Keleş, "Bu vahim tablo karşısında dinin doğru yorumu için sağlıklı bir dine duyulan ihtiyaç iyiden iyiye kendinin hissettirmektedir." diye konuştu.
Keleş, şunları kaydetti:
"Ülkemizin, dünyamızın ve Müslümanların tarihin en zor süreçlerinden geçmekte olduğu dönemde, dini temsil konumunda olan veya iddiayla tezahür eden kişi, kurum ve kuruluşların, bu süreçlerin en az hasarla atlatılması konusunda çok önemli rolü vardır. Bu kapsamda dini doğru temsil, mümin duyarlılığı gerektirir. Bu duyarlılık olmadan temsil yerine getirilemez. Ancak sevdiren, nefret ettirmeyen, araştıran, zorlaştırmayan, samimi, ihlaslı, emin, fedakar ve özverili bir dava adamı, dini doğru temsil edebilir."