Vedat REFAYELİ
Ünlü bir edebiyatçı, ‘’Ben şehirleri şairlerinden tanırım’’ demiş.
Gerçekten de öyle değil midir.
Şehrin kimliği şairidir.
Bir Kültür Şehri olan Erzurum’un yetiştirdiği değerli şairlerden birisi de Yaşar Bayar’dır.
Kendine has tarzıyla, naif, beyefendi bir kişi olarak tanıdım onu hep.
Şehirli, güzel ağabeylerdendi.
Küçük kardeşi Yalçın ile arkadaş olduğum için zaman zaman görüşür, eşsiz bilgilerinden istifa ederdim.
Uzun bir süredir Ağrı’da, İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde Kütüphane ve Dökumantasyon Daire Başkanı olarak görev yapıyor.
Belli ki temelli yerleşti oraya.
Nice zamandır oldu, göremiyorum.
Erzurum’da iken bir süre Spor İl Müdürlüğü’nde de görev yapan Yaşar ağabeyinin en büyük özelliği çok kitap okuyanlardan birisi olması ve gittiği mekanları kitaplar ile donatmasıdır.
Kitaplar onun yaşam alanıdır.
Kitapsız yaşayamaz.
Babasının vefatı sebebiyle yıllar önce taziye amacıyla gittiğim Şükrüpaşa Evren Evler’de ki evinde gördüğüm kitaplık, şu ana kadar gördüğüm en büyük kitaplıktı.
***
Salonlarının tamamı kitaplardan kuruluydu ve burası bir oda değil, adeta kütüphaneydi.
Yakından biliyorum ki o kitapların hepsini de okumuştur Yaşar ağabey.
Durup dururken niye ben Yaşar ağabeyden, kitaptan bahsettim şimdi.
Şunun için.
Son zamanlarda sağlık için evde kalınıyor diye sosyal medyadan sık sık paylaşımlar yapılıyor.
Genelde de bu paylaşımlar esnasında görüntülerde kitaplara, kitaplıklara gözüm takılıyor.
Farketmememiz mümkün değil.
Zaten paylaşım yapılırken o kısım kasten de gözümüzün içine sokuluyor.
Belki de ondan.
Hadi bir çoğunu biliyoruz, okuyorlar ama çoğunun süs için tuttuğunu düşünüyorum.
Alınmış ama okunmamış kitapları, kitaplıkları gördükçe ne yalan söyleyeyim, canım sıkılıyor, o dostlar alışverişte görsün mantığına kahroluyorum.
Belki de o kadar okumaya meraklı biri olduğum halde öyle afilli kitaplığım yok diyedir o çekememezliğim.