Başta başkan Ahmet Koç olmak üzere; Belkıs Akkale, Edip Akbayram, Onur Akın, Ali Kocatepe, Burhan Şeşen ve Kubat'tan oluşan yönetim kurulunun, Sağ'ın meslek birliklerinin menfaati için önemli gördüğü uyarılarını hiçe sayarak konuyu bu boyuta taşıdığını savunan Metin, açıklamasında Sağ'ın şu görüşlerine yer verdi:
"Müzik camiası ve endüstrisi yıllardır azap içinde uçuruma sürüklenirken, benim gibi taşın altına her defasında elini koyanlara bu tarz bir yaklaşım antidemokratik ve yakışıksızdır. Buna rağmen görüşlerim dikkate alınmadan oldu bittiye getirilerek yapılan bu saygısızca davranış, isimlerden çok kurumları yaralamaktadır. Temsil ettikleri yapıyı da itibarsızlaştırarak komik duruma düşmektedirler. Hak sahiplerine hak dağıtılması için çalışmaktan neden rahatsız oluyorlar? Başka hesaplar içindeler mi? Tüm bu gelişmelerin hesabını hem hukuk sürecinde hem de halkın önünde vereceklerdir."
ARİF SAĞ KİMDİR?
1945 yılında Erzurum'un Aşkale ilçesi Dallı köyünde dünyaya gelen Arif Sağ, henüz 3 yaşında iken babasının değirmeninde tanışır müzikle. Değirmen taşı ve su sesinin uyumu Arif Sağ'ın dinlediği ilk orkestradır. 5 yaşında kavalla, 6 yaşında ise gramafon ve taşplaklarla tanışır. Plaklarda duyduğu o ilk ses kendi müzik yaşamının belirleyicisi olur. Yaşamını bu denli değiştirecek olan O ses Davut Sulari'ye aittir. Arif Sağ Bağlama ile 7 yaşında iken Erzincan'da Kumaş Dede'nin dükkanında tanışır. Burası öyle bir dükkandır ki bağrında Davut Sulari, Aşık Daimi, Ali Ekber Çiçek, Aşık Beyhani, Kemter Yusuf gibi birçok ozanın yetiştirildiği bir dükkan.
Sanatçı Anadolu Aleviliği'nin aşık-ozan geleneği bünyesinde 14 yaşına kadar aşıklık geleneğini öğrenerek deyişler söylemeye başlar. Daha sonra İstanbul'a gelir ve Aksaray Musiki Cemiyeti'nde "eti senin kemiği benim" denilerek "ustam" dediği Nida Tüfekçi'ye teslim edilir.
1963 yılında Gafil Gezme Şaşkın adlı ilk plağı yayımlandığında henüz 17 yaşındadır fakat; müzikal altyapısını kısa zamanda oluşturmayı başarır. 1960 ve 70'li yıllar Arif Sağ için müzikte arayış yıllarıdır. (Bu arayış günümüzde halen devam etmektedir.)
Arif Sağ'ın, bu dönemin toplumsal hareketlerinin müzikle bağdaşan yanlarından çok, piyasadaki ve resmi kurumlardaki müzik uygulamalarına ağırlık verdiği söylenebilir.
60'lı yılların sonunda TRT Kurumuna (İstanbul Radyosu) bağlama sanatçısı olarak başladığı yıllarda Sağ'ın piyasadaki faaliyetleri de devam etmektedir. 45'lik plak dönemi olarak adlandırılan ve yaklaşık 20 yıl devam eden bu sürecin en parlak simalarındandır Arif Sağ... Çeşitli sanatçılara bağlamasıyla eşlik etmesinin yanında, - yine bu dönemde- bestelerini de pek çok sanatçıya okutur. Bununla birlikte kendi çalıp okuduğu yaklaşık elli adet 45'lik plak ve 200'ün üzerinde beste yapar.
Yapılan müzik bugünkü terminolojiyle bir tür arabesk- fantazi benzeridir; bestelerinde ise yerel motifleri ( yer yer pasajları) çok sık kullanır. Bu da onun halk müziğinden kopamadığı gerçeğinin bir başka göstergesidir.
1975 yılında kurulan "İstanbul devlet türk müziği konservatuarı"na "öğretim üyesi" olarak giren sanatçı halk müziği ve bağlama ile ilgili akademik çalışmalarını bu dönemde başlatır. 1982 yılında kendi adını verdiği "Arif Sağ Müzik Evi"ni kuran sanatçı Yavuz Top, Musa Eroğlu ve Muhlis Akarsu ile Muhabbet adını verdikleri 4 albümden oluşan seriyi tamamlar. Bir çok ünlü sanatçıya kaset çalışmalarında yardımcı olur.
Bu özelliğinin yanında 10'dan fazla kasette sanatçı olarak da ayrıca yer alır.
Arif Sağ 1982 yılında İstanbul Şan tiyatrosunda bağlama resitali veren ilk sanatçıdır.
Avrupa'nın birçok ülkesi ile uzakdoğu ülkelerinde halk müziğimizi ve halk çalgılarımızı tanıtmak amacıyla bir dizi konserlere katılan Sağ 1987/1991 yılları arasında parlamentoda "Milletvekili " olarak bulunan ilk sanatçıdır.
Dost Yarası
Çok yaralar gördüm çok parelendim
Eyvah dost yarası bitirdi beni
Çok sitemler gördüm çok karalandım
İlle dost yarası bitirdi beni
Eyvah dost yarası bitirdi beni
Yıktılar bendimi kesildi suyum
Kurudu pınarım akmıyor çayım
Cahiller elinden çok oldu zayım
İlle dost yarası bitirdi beni
Eyvah dost yarası bitirdi beni
Çekmiyor yükümü yorgun dizlerim
Yar gelmezse açık gider gözlerim
Küsmüş konuşmuyor artık dillerim
İlle dost yarası bitirdi beni
Eyvah dost yarası bitirdi beni