Rus işgali altındaki Erzurum’a doğru gelen İngiliz gözlemciye sorulur; İngiltere nere, Erzurum nere? Ne işiniz var buralarda? Alınan cevap; ‘’Bu cenneti andıran topraklarda yaşamak sadece Türklerin hakkı olmamalı’’. Tarih kitaplarında geçen bu sözleri ne yazık halen daha kavramış değiliz. Baksanıza dünya çapında eşi benzeri olmayan Hınıs kanyonlarından (Akarsuların oluşturduğu derin vadi) bırakın başkalarını, Erzurumluların bile haberi yok..! Hınıs çayı kolları üzerinde bulunan ve 7 kilometre uzunluktaki Hınıs Kanyonu eşsiz güzelliğiyle göz kamaştırıyor. Peki ya Hınıs fasulyesi..?
Erzurum’a 150 kilometre uzaklıkta 81 köyün bağlı olduğu uzak bir kaza. Erzincan ve Malatya şehirleriyle birlikte ilçe statüsüne kavuşan Hınıs halen daha ilçe. Erzincan il, Malatya ise şimdi büyükşehir. İlçenin iki mahallesi arasında bulunan riviera (Dik) ve tekne (Yatık) tipi kanyon özelliklerini bir arada bulunduran dünyanın bozulmamış tek kanyonu Hınıs kanyonlarıdır. Kanyonun içinden geçen Hınıs çayı etrafı ise tam manasıyla bir kuş cennetidir. Özellikle bahar aylarında su seviyesinin yükselmesiyle rafting, dağcılık ve kano tutkunları için eşsiz güzellikler sunulurken, Kış aylarında ise görsel bir şölene dönüşür. Ayrıca Hınıs kanyonunda 1734 yılında Muş Beylerinden Alaeddin Bey tarafından yaptırılmış 286 yıllık Hınıs Ulu Cami bir biblo gibi durmaktadır. Yine bu eşsiz Kanyonda bulunan maden suyu da değerlendirilmeyi bekliyor.
Hınıs, Erzurum’un görülmesi gereken, en doğal, en muhteşem coğrafyalarından birisi. Belki mesafe uzak ancak göz ve mide bayram etme garantili.
Yetmez mi..?