Osmanlı İmparatorluğu ateş hattı üzerinde kurulmuş, 10. Asırdan beri eli kanlı Avrupalının hayâsız, hırsızlık, gasp, Hıristiyan olmayanların katledilmesi amacından başka amacı olmayan Haçlı seferleri karşısında muhteşem kalkan olmuştur. Haçlı Seferlerini altı asır boyunca Osmanlı durdurmuştur.
Daha önce elbette Selçuklular Haçlı seferlerini durdurmak uğruna muhteşem işler yapmışlardır!
10. YY’ da Selçuklular, 13. YY’ dan sonra ise Osmanlı!
İkisi de muhteşem Türk Devleti!
Biri birisinin, Türkiye iki muhteşem imparatorluğun devamı!
Ara verme yok, ertelemek yok!
Selçuklu, zayıf düştüğü durumlarda bile Haçlı akınına karşı dimdik ayakta!
O Haçlı ki bir Söğüt kasabası karşısında acze düşmüş!
Sonra padişahların hatta vezirlerinin eteklerini öpmek için sıraya giren krallar!
10. YY’ da Anadolu Müslüman Türk’ten temizlenmek istenmiş!
1919’de aynı düşünceyle Haçlılar Türkiye’yi birçok noktadan işgal etmişler, büyük kayıplar vererek ve büyük kayıplar verdirerek memleketlerine dönmüşlerdir.
Kılıçla yapamadıklarını kültür emperyalizmiyle, hile ve desiselerle yapmışlar, önce yorgun düşürmüş sonra hasta diye tanımlamışlar!
Hasta olduğunu düşündüklerinde de Kurtuluş savaşıyla Hasta Adam’dan(!) derslerini almışlardır!
Muhteşem Yüzyıl dizisi bir kültür savaşı ve Osmanlı’nın ölüsünden; Haçlı karşısındaki duruşundan alınan bir intikamdır!
Muhteşem Yüzyıl dizisi; yeni nesillere Osmanlı İmparatorluğu’nun nasıl kadınlar ve haremden yönetildiği yalanını hâkim kılmak için yapılmıştır. Osmanlı yönetiminin, bütün vezir ve akıncı beylerinin uçkurdan esinlenerek yönetildiğini hafızalara yerleştiren bir iftira ve karalama rezaletidir!
Yeni genç nesillerimiz Osmanlı’yı böyle tanıması ve tarihinden utanması aynı zamanda da Osmanlı’yı gözden düşürmek için sürdürülen bir programdır!
Muhteşem Yüzyıl Osmanlı’yı, Osmanlı’nın muhteşem felsefesini, idaresini anlatmadığı gibi muhteşem kanunlar koyan ve Kanuni lakabına layık olan bir zat olan Kanuni’yi de tarihte ceyarlaştırarak yere vurmak için düzenlenen bir senaryodur!
Bu kadar fitne, bu kadar ayak oyunları, bu kadar hile ve desise yalan ve iftiraları ile atalarımız karalanmaktadır!
Osmanlı sevgisi dibe vursun ki haçlılar karşısındaki direnme, tutunma davamız sürdürülemesin!
Haçlılar onlar gibi düşünmemizi istiyorlar!
Oysa Osmanlı hâkimiyetinde kalmış başta Filistin, bütün Ortadoğu, Balkanlar, Kuzey Afrika, Kuzey Karadeniz o günden bu güne mutluluk yüzü görmemişlerdir.
Bu ülkelerin düşünce adamları dedelerinin Osmanlı’ya yaptığı ihaneti anlatırken; dedelerini onaylamadıklarını söylemektedirler.
Bu topraklarda Türk hâkimiyeti oldukça da haçlılar gibi düşünmeyecek ve istedikleri gibi olmayacağız!
Bugüne kadar gerçek tarihi hayatımızın ve tarihi misyonumuzun sorumluluğunu taşıyan film ve dizi çekemedik! Ya senaryosunu bizi sevmeyenler, kültür emperyalizmi programı dahilinde sulandırmak isteyenler, yıpratıp fırsat gözleyenler yazdılar, ya da komedi sandık; tarihimizi!
Oysa tarih anlayanlar için asla komedi değildir; oldukça acı hikâyeler ihtiva eden gerçeklerin, yenen kazıkların, satılan değerlerin, yaşanan acıların tekerrürü ve bütünüdür!
Tekerrür etmesi belki İlahi bir ceza, bir imtihan, bir öğüt, bir kader veya bir espridir!
Kime?
Anlayana!