Boş konuşmak deyimi boş beyinle gerçekleşebilir. Dikte başkasının söylediğini tekrar etmektir. Düşünmeye ihtiyaç duyulmaz. Sıkıntı tam anlamadan yapılan diktelerdedir ki; aktarırken çok söz havada asılı kalır!
Bir seçim geride bıraktık. Sonuç umarım vatanımız milletimiz için hayırlı olur. Arkasında bir sürü kırgın ve küskün insan bıraktı. İnsanlar birbirlerini sosyal medyadan, karşılıklı sohbetlerinden silip attılar. Bu kırgınlıklar zaman içerisinde düzelse bile; çatlayan bardak bilirsiniz eskisi gibi artık zor olur!
Liseli yıllarda edebiyat derslerinde münazara yapardık. Tartışmanın önemini o zaman çok iyi anladığımı düşünüyorum. Münazara konularından bir tarafın konusu imkânsıza yakın olmasına rağmen; çok iyi hazırlanan arkadaşlar münazarayı kazanabilirdiler. Neyle; bilgi ile düşünce, araştırma ve örneklemeler ile!
Düşüncenin ihtiyaç duyduğu neden, nasıl, niçin, ne zaman, ne kadar, nerede, hangi soruları çok ama çok önemlidir. Her bir soru delil ister. İnce çizgi buradadır ve delil isteyebilen, doğru delili sunabilen münazaranın kazananıdır.
Münazara ve münakaşalarda duyduğuma göre, diyorlar ki, babam şöyle anlatırdı, siyasi veya cemaat liderimin dediğine göre gibi konuşmalar yer almaz, alamaz.
Okuma alışkanlığı kazanmak bunun için önemlidir. Okuma alışkanlığı aynı zamanda düşünebilme özelliği de kazandıracağından münazara ve münakaşaların hem zevkli hem bilgi paylaşımı açısından önem kazanır.
Bilgi ve delile dayandırmadan, dikte ve havada uçuşan fikirler değer taşımadıkları gibi fanatik futbol taraftarlığını düşündürmekten öteye geçemez.