DOĞUTÜRK
2015-08-26 09:14:08

Mütevazi olmak kazandırır kaybettirmez

Nurullah PALA

palanuro@hotmail.com 26 Ağustos 2015, 09:14

Erzurum’da profesyonel futbol serüveni 1969’de başladı. Aziziye ve Su Spor’un birleşmesi sonucu Erzurumspor doğdu… Bu efsane renklerini göğün mavisinden, karın beyazından aldı. Sonrası tutku oldu ve gönüllerde taht kurdu. Bu efsane 2010’da tarih oldu, ama gönüllerdeki yerini hiç kaybetmedi. 2010 yılına kadar Erzurumspor’da bir çok isim başkanlık yaptı. Sonrasında kapatılan Erzurumspor’un yerine BB Erzurumspor geldi. “Eyvallah” dedik ve kabullendik… Sonuçta memleketimizin takımı, sahiplenmeyip de ne yapacaktık.
Neyse ki, Büyükşehir Belediyespor’u da Erzurumspor’un uzantısı olarak sayarsak, profesyonel anlamda bir çok kulüp başkanı ve yöneticiyi eskitmiş bir kent Erzurum… Tabi, Erzurumspor’da bir çok başkanın dönemine yetişemedik. Bir çoğunu hayal meyal hatırlıyoruz. Tabi geçmişte Erzurumspor’a damga vurmuş kahramanların isimlerini biliyoruz. Ama bizim yetiştiğimiz dönemlerde Necati Güllülü vardı mesela… Belediye Başkanıydı, ama iyi bir kulüp başkanlığı yaptı. Kulübün başarısı için seferber oldu. Hatta bir döneminde şampiyonluğun kıyısından döndüğünü hatırlıyorum, yanılmıyorsam…
Necati bey! Hakikaten bir renkti ve renkli bir simaydı… Ardından Temel Osmanoğlu, Ünal Topçu gibi isimler yönetti mavi-beyazlıları, Ünal ağabeyi iyi tanırım, çok iyi bir Erzurumludur, Dadaştır. Özü de sözü de birdir Ünal Ağabey’in… Yolspor’a ve Erzurumspor’a hizmetleri çoktur. Allah daha sağlıklı uzun ömürler versin. Dadaşta kısa dönem olarak başkanlık yaptı, Ama Yolspor’a dolayısı ile de Erzurum gençliğine büyük hizmetleri dokundu, Ünal Başkanın…
Sonrasında biz esas gözümüzü Gıyasettin Yüksel ile açtık, Cemal Polat ile birlikte Erzurumspor’un en uzun süreli kulüp başkanlığını yapan Gıyasettin bey, tam bir bey efendi idi. Sözünün eriydi, adam gibi adamdı. Hem bizler hem de kendisinden sonra göreve gelen yöneticiler kendisinden çok şeyler öğrendik. Gıyasettin başkan büyüğüne karşı saygıda, küçüğüne karşı sevgide kusur etmezdi. Dadaş’ın bir kuruşunun hesabını yapar ve ona göre harcama yapardı. Transferde hedefi 12’den vuran başkan olarak dikkat çekerdi. Kısacası mütevazi bir başkandı tek kelime ile…
Gıyasettin Yüksel’den çok çekişmeli bir kongre ile 1993 yılında görev bayrağını devralan Hamza Cimilli de, şehrin tam bir ‘Hamza ayabeyi’ olup çıktı. Erzurum’a büyük düşünmeyi öğreten Hamza Cimilli, eleştirileri kabul eden bir spor adamı olarak soğukkanlılığını korudu. Belki Cimilli şampiyonluk yaşayamadı ama zihinlerde iz bırakan başkan olarak tarihe kazındı. Hamza Cimilli’nin yönetiminde 2. Başkan olarak görev yapan Cemal Polat ise Erzurum’da spor tarihine damga vuran isim olarak tarih sayfalarındaki yerini aldı. Kişilerle uğraşmayan, dedikodu yapmayan ve sadece işine odaklanan bir kulüp başkanıydı, Cemal Polat… Türkiye’nin en genç kulüp başkanı olarak Şampiyonluk sevinci yaşadı. “Ben değil biz şampiyon yaptık” diyerek daha da büyüdü. Her türlü eleştiriye ve acımasız iftiraların kurbanı olan Polat, yine de kimseyle uğraşmadı. Bu yüzden de ‘Efsane’ unvanını aldı. Tarih, Cemal Polat’ı hep “Efsane” olarak yazmaya devam edecek. Birileri bunun kabullenmese de, çekemese de, istemese de…
Evet!... Erzurumspor’da efsaneleşen başkanların ardından BB Erzurumspor’da üç sene başkanlık yapan Saim Özakalın da, hakikaten tam bir spor adamıydı. İlk kez açıklıyorum, defalarca bize rica ederek, “Beni yazmayın, takımı ön plana çıkartın’ diye feveran etmiştir. Ama biz kendisine “Lütfen başkan bırakın da ona biz karar verelim” diye, karşılık vererek kendisini bir kulüp başkanı olarak sütunlarımıza taşıdık. Allah için Erzurum’un sporunda kurumsallaşmaya ve markalaşmaya önem veren bir başkan olarak tanıdık. Kulübe müthiş saygınlık kazandıran Özakalın sayesinde Erzurum halkı Belediyespor’un maçlarına giderek tribünleri doldurmuştur. Stadyum onunla birlikte reklam tabelası gördü. Saim Özakalın ve arkadaşları sayesinde BB Erzurumspor, Türkiye spor kamu oyunda itibarı olan bir kulüp haline geldi. “Dedikodu olur, eleştirilere maruz kalırım” diyerek futbol yeteneği üst seviyede olan oğlu Batuhan’ı bile kulüp tesislerine yaklaştırmadı. Bu anlamda oğluna hatta haksızlık yaptığını bile düşünüyorum Saim Başkanın… Çünkü ben oğlunun futbol yeteneğini görmüştüm, toplara mermi gibi vuran bir gençti Batuhan…
Evet!...BB Erzurumspor’a üç yılda sadece şampiyonluk hariç çok şeyler kazandırdı, Saim başkan… Zaten şampiyonluğun garantisinin olmadığını da defalarca belirttiğimi hepiniz çok iyi biliyorsunuz, çünkü bu sütunlardan bir çok kez vurgulamıştım bu meseleyi… Tüm bu gelişmeler ışığında Saim Özakalın’a yanlışlık yapıldı, adeta yargısız infaz edilerek görevi elinden alındı diye düşünüyorum. Zamanla bunu herkesin daha iyi anlayacağı kanaatindeyim.
Sonuç itibari ile mütevazi olanlar bugüne kadar hep başarılı oldu. Ve de insanların sempatisini kazandı. Sempati kazanmak kişinin kendi elinde. Birilerine küfürler savurmak, hakaret ve tehdit etmek bir şey kazandırmaz, hatta kaybettirir, bu böyle biline… Kötü söz sahibinindir. Onlarda kendilerini çok iyi biliyor…
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.