Tarihteki savaşlara baktığımızda karşımıza çıkan sebepler; para ve din yüzündendir diyebiliriz! Bazı savaşlar kadın yüzünden de çıkmış gibi düşünülse de altından gene para ve din bir sebepler zinciri içinde yerini alır!
Türkiye bir savaşın içine 1983 yılında terör mücadelesiyle girdi. Bu savaş 37 senedir hala sürmektedir. Türkiye teröristlerle olan savaşını elbette şimdiye kadar bitirmiş olurdu; bitiremedi. Terörle ülkelere ayar vermeye çalışan devletler bu savaşta yüzleri dost, dilleri ve yerleri teröristlerin yanı ve teröristlerin hamisi, efendisi olarak sürdürüyorlar ve için savaş bitmiyor!
ABD PKK ve YPG’ye binlerce tır silah ve mühimmat verdiğini açıkça söyleyebilmektedir. Bu kadar açık ve net bir düşmanlık göstermekten dünya kamuoyundan bile çekinmiyor ve birçok ülke de yanlarında yer alıyor!
Müslüman ülke vatandaşlarını ise mezhep kavgaları ile durmadan birbirleriyle savaştırmakta ve bir araya gelmelerine engel olmaktadırlar. Mesela bir asker Allahuekber diyerek mermi atıp bir caminin minaresini vuruyor; minarenin yanındaki Allah’tan yardım istemek için Allahuekber diye feryat ediyor! Mezhepler arasındaki fark ve birbirlerini kabul etmeyen ne kadar mevzu varsa bunlar kapitalist ülkelerin kalemlerinden çıkmış gibi görünüyor ki ben bundan şüphe duymuyorum! Mezhepler öyle bir hale gelmiş ki; çoktan dinin önüne geçmişler; esas Kuran değil; mezhep imamının, cemaat veya tarikat liderinin içtihadı esas alınmaya başlamıştır. Oysa Kuran Enam 159. ve Tövbe 31. Ayetlerde bunları kökten reddeder!
Türkiye geri bıraktırılmış bir ülke durumuna düşmüştür. Bu yüzden üretimi, gelişimi, akademik çabaları hep sıkıntılıdır; ilim sadece din konusunda değer görür, felsefe, matematik, fizik, kimya arka planda ve atıl vaziyettedir.
Sömüren ve sistemini kapitalist yapı olarak kuran ülkelerde ise pozitif bilim, felsefe, matematik, fizik, kimya değer görür ve hep icat, her türlü teknoloji ürününü üretmek üzere programlanmışlardır.
Kapitalist ülkeler para kazanmak, gelişememiş ülkeleri sömürmek için 1800’lü yıllarda işgal eder; neleri var neleri yoksa sömürürlerdi. Milenyumla beraber artık sözde işgal etmiyorlar ama sömürebilmek için ülkeleri birbirleriyle savaştırarak ya da Türkiye’ye yaptıkları gibi terörle yıpratarak durdurabiliyor, istediklerini bu yolla ve pazarlıkla alabiliyorlar.
ABD’nin yanında AB ülkelerinin yer almasını anlayabilmek kolay! Çünkü dinleri, aynı, kanlı kapitalist karneleri birbirlerinden geri kalmayacak kadar yıldızlı pekiyilerle dolu! Ve AB ülkeleri bildiğimiz Haçlı Ordusu! ABD ise Yahudi lobilerinin sömürme ve Yahudilik dışındaki dinleri ve hele İslam’ı aşağılamak ve yok etmek konusunda aksiyonlar ve eylemler üreten lobilere sahip!
Her zaman olduğu gibi Ortadoğu’daki, Yemen’deki savaşlarda asıl amaç paradır, din kendilerinden olmadığı için bu coğrafyadaki kan, gözyaşı ve sefaletin kapitalist yürek ve katı kalplerinde karşılığı yoktur!
Açıklaması, pirincin içindeki beyaz taşlar; tavşana kaç, tazıya tut siyasetleri ve asla sizin menfaatinizi gözetmeyecek ama hep sizden pozisyonunda siyasetler ürettiler! Ama artık siyasetlerini gizli yapmamaya başladılar ki; Ortadoğu ülkeleri demek ki artık istedikleri kıvam ve düşüncelere gelmişler demektir!
Tarihte bizim koruduğumuz ve hala birçok siyasetçimizin dost diye baktıkları; ulusal platformlarda haklarını savundukları başta Suudiler olmak üzere Arap âlemi ki Mısır ve Filistin’i de buna dâhil ettiğimizde Türkiye’nin kendisini savunduğu bir savaşı işgal diye tanımlamaları; emperyalist ülkelerin bu ülkeleri çoktan ele geçirdiklerinin delilidir.
Bugün Türk Cumhuriyetleri ise yanımızda yer aldılar, haklı olduğumuzu savunuyorlar!
Ben bu yüzden yıllardır hedefimin Turan olduğunu söyler ve yazarım!
Biz şahsımız adına ne yapabiliriz?
İşimizi en iyi şekilde yapacağız, kimseyi öteleştirmeden davranacağız, dinimizi kendi kaynağı Kuran’dan öğrenebilmek için kendi dilimizde Türkçe okuyacağız ki safsatalara, tefrikalara, ayrılıkçılığa düşmeden bir olalım, diri olalım!