Dün akşam, Güven Uşun’un yönettiği internet üzerinden yayın yapan Yağız TV’nin canlı yayın konuklarıydık.
Biz sorduk, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen cevapladı.
Konuşulacak çok fazla konu, sorulacak da yüzlerce soru vardı. Fakat hiç bir televizyon programında, (konu belediye ise eğer) tüm sorulara cevap bulmak mümkün olmuyor.
Dün akşamki programda da öyle oldu.
Başkan Sekmen son derece hazırlıklı gelmişti, masanın üzerinde onlarca dosya, notlar ve grafikler vardı.
Masanın bu tarafında olan Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy’un, programı yöneten Güven Uşun’un ve bendenizin de tomarla notları ve çarpıcı sorularımız vardı.
İki saati aşan bu canlı yayında bir kez daha evdeki hesap çarşıya uymadı.
Buna rağmen Başkan Mehmet Sekmen’in kentsel dönüşüm konusunda anlattıkları başlı başına çok önemliydi.
Çünkü Erzurum, on yılı aşkın süredir kentsel dönüşüm projeleri uygulanan ve bu yolda binlerce konutun yıkıldığı, onlarca eski mahallenin tasfiye edildiği bir şehir.
Herkes haklı olarak sorup duruyor:
Yıkılan bu konutların ve mahallelerin yerlerine ne yapılacak, ne zaman yapılacak, nasıl yapılacak?
Başkan Sekmen’in en iyi bildiği konuların başında kentsel dönüşüm geliyor.
Program sırasında da konuşuldu:
Yakutiye bölgesi, bünyesinde bulunan tarihi eserler sebebiyle doğal bir SİT alanıdır. Bu sebeple kentsel dönüşümde ilk dikkat kesilen bölge burası…
Başkan anlattı. Yakutiye’de başta Kale’nin etrafı olmak üzere, Üç Kümbetler, Narmanlı, Hacıcuma, Gavurboğan, Yoncalık ve Cedit’te Erzurum’un tarihi dokusuna uygun yeni bir yapılaşmaya gidilecek.
Bu, aynı zamanda şu anlama da geliyor:
Birkaç yıldan beri Çatyolu’na doğru gelişen Erzurum, uygulanacak bu yeni proje sayesinde, yine birkaç yıl içerisinde tekrar eski mecrasında temayüz edecek. Böylelikle kadim şehrin eski merkezi, iç burkan görüntüsünden ve derin bir hüzünden kurtulmuş olacak.
Kentsel dönüşüm çok ciddi bir maliyet doğuran bir hizmettir. Üstelik sabır ve zaman gerekmektedir.
Erzurum gibi emlak ve arsanın rant sağlamadığı bir şehirde kentsel dönüşüm yapıyorsanız belediye olarak işiniz çok zor.
Çünkü kamulaştırarak söktüğünüz eski yapıları anında paraya çeviremiyorsunuz.
Dün programda bu hususu Başkan Sekmen’e sormaya çalıştım.
Bir kez de buradan tekrar ediyorum:
Şehrin çevresini TOKİ konutlarıyla donatmak, yeni semtler ihdas etmek elbette hiç yoktan evladır. Lakin asıl marifet, bir çaresini bulup kadim şehri cazibe merkezi haline getirmektir.
Öyle cazibe noktası olmalıdır ki, belediye eski bir mahalleyi daha sökmeden orada kurulacak yeni mahalle için arsalar kapış kapış gitmeli…
Ne yazık ki Erzurum’daki en büyük eksik bu…
Şehrin ekonomisi iyi olmadığı için arsa ve emlak ciddi bir kâr sağlamadığı için, küçük esnaf sayısı hızla azaldığı için, üretim, imalat ve ihracatta beklenen sıçrama yapılamadığı için, çok güçlü müteahhitlerimiz olmadığı için, vatandaşın alım gücü çok düştüğü için…
Haklı olarak insanlar TOKİ’nin şehrin dış mıntıkalarında inşa ettiği ucuz konutlara yöneliyor, bu da Yakutiye’nin böyle mahzun kalmasına yol açtı.
Üzerinde kafa patlatılması gereken en önemli hususlardan biri budur:
Nasıl ederiz, ne yaparız ve kimler eliyle yaparız da şehir eski iktisadi gücüne yeniden kavuşur?
Evet; kabul edelim ki ne merkezi hükümet ne de belediyeler bu anlamda ellerinden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorlar.
Yetmediğine göre, demek ki daha farklı çözümler aranmalı, mevcut hizmetleri daha artırmalı ve Yakutiye’ye münhasır yeni düzenlemeler yapmalı…
Başkan Sekmen’in on yıllık bir aksiyon programı var…
Biraz inceleme fırsatım oldu, hakikaten sonuç alınabilecek albenisi olan bir çalışma…
İşte bu çalışmayı daha da hızlandırmalı ve mümkünse on yılı beş yıla çekmeliyiz.
Programda sporun dışında ancak iki meseleyi kısmen konuşabildik:
Kentsel dönüşüm ve Korona…
Her iki konu da öylesine devasa konular ki, vakit de olsaydı başka meselelere girmek kolay değildi.
Gerek program sırasında gerekse programdan sonra cep telefonuma gelen mesajlara dayanarak söylüyorum: Dünkü program maşeri vicdanın büyük oranda tatmin etmiş.
Buna rağmen bana soracak olursanız, ben de programda Mehmet Sekmen’i hem verdiği cevaplardan hem de meselesine vakıf olmasından ötürü inandırıcı, ikna edici ve samimi buldum.