BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump görüşmesine ilişkin, "ABD başkanının yüzüne Sayın Cumhurbaşkanının bunu (Suriye konusu) açık ve net bir şekilde ifade etmiş olmasını takdire şayan bulduğumuzu buradan bir kere daha ifade etmek istiyorum. 16 Nisan referandumunda 'evet' değil de 'hayır' sonucu çıkmış olsaydı Trump'un karşısında bu kadar dik ve sağlam bir duruş ortaya koyamayabilirdi." dedi.
Destici, partisinin Erzurum İl Başkanlığınca Palandöken ilçesindeki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konuları değerlendirdi.
Sanayi, tarım ve hayvancılık ile bazı konularda bölgeler arası bir dengesizlik olduğunu gördüklerini öne süren Destici, çalışan ve üreten kişilere, ayrım yapmadan destek verilmesinin elzem olduğunu bildirdi.
Destici, terör örgütü PKK'nın 34 yıldır asker, polis ve sivil vatandaşı şehit edip ülkeyi parçalamaya çalıştığını belirterek, "PKK ve onunun uzantısı PYD ve YPG asla Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değildir. Dolayısıyla PKK, YPG ve PYD'yi bir Kürt örgütü olarak görmek hele hele 'Kürtlerin hakkını savunuyor' noktasına getirmek bu vatana yapılabilecek en büyük ihanetlerin başında gelmektedir. Biz her zaman 'Kürt oyları, Kürt koridoru, Kürt bölgesi' gibi sözlerin doğru sözler olmadığını söylüyoruz." diye konuştu.
"TERÖRLE MÜCADELE"
Terörle mücadelede doğru yapılan tüm işleri sonuna kadar desteklediklerini aktaran Destici, şöyle devam etti:
"Türkiye şu anda terörle mücadelede, özellikle PKK terör örgütüne karşı mücadelede çok ciddi bir sınav veriyor. Tüm unsurlarına karşı topyekün bir mücadele veriliyor. Hem dağdaki teröriste, hem de ovadaki, şehirdeki belediyelere yuvalanmışlara, sözde milletvekillerine karşı, sözde sivil toplum örgütleri, gençlik kuruluşları, üniversite yapılanmaları, finans kaynakları ve uluslararası bağlantıları... Hepsine karşı topyekün bir mücadele var. Başından beri mücadelenin bu konseptte götürülmesinin doğru olduğunu, bu konseptte götürülürse netice alınacağını söylemiştik. Ama maalesef 34 yıl içerisinde bu süreklilik arzedilerek yapılmadığı için hala bugün bizim PKK diye bir derdimiz, mücadele ettiğimiz hain ve katil terör örgütü var. Ama şu anda bu mücadele doğru bir konseptte yürüyor. Biz de parti olarak tüm tüm doğru işlerin yanında durduğumuz gibi bu doğru mücadelenin de yanında durduğumuzu ve sonuna kadar desteklediğimizi bir kere daha ifade etmek istiyorum."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİ
Destici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın birkaç gündür ABD'de olduğunu ve daha öncesinde Çin, Rusya ve Hindistan ziyaretleri gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Bu ziyaretlerin özellikle Suriye ve kuzeyindeki gelişmelerle bağlantılı olduğuna işaret eden Destici, "ABD'de de bütün bu dış gezilerin zirvesi, nihayete erdirilmiş oldu. Baktığımız zaman Türkiye ABD ile hangi başlıkları görüştü? Suriye ve buna bağlı olarak PYD ve YPG meselesi gündeme geldi. Burada ayrıca FETÖ, adalet, ekonomik ilişkiler, enerji, silah sanayi ve savunma sanayi ve istihbari ilişkiler de görüşüldü." ifadesini kullandı.
Destici, Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump görüşmesinde Suriye konusunun ağırlıklı olarak ele alındığını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"ABD başkanının yüzüne Sayın Cumhurbaşkanının bunu açık ve net bir şekilde ifade etmiş olmasını da takdire şayan bulduğumuzu buradan Buradan bir kere daha ifade etmek istiyorum. Ama uygulama da ve fiiliyatta da bunun gereğinin yapıldığını bütün milletimizle birlikte bizimde hakkımızdır. 16 Nisan referandumunda 'evet' değilde 'hayır' sonucu çıkmış olsaydı Trump'un karşısında bu kadar dik ve sağlam bir duruş ortaya koyamayabilirdi. Onun için Türkiye Cumhuriyeti Devletini kim temsil ediyorsa, milli iradeden gücünü almalıdır. Ama masaya oturduğunda karşısındaki ona baktığında Türkiye'nin kamuoyu desteğini, devletin bütün kurumlarının onun arkasında olduğunu ve en önemlisi güçlü bir orduyu yanında görmelidir. Bu görüşmelerde bu gözükmüştür. Dolayısıyla dışarıdan size bakan ve Türkiye ile ikili ilişkilerde masaya oturanlar, Türkiye'yi kim temsil ediyorsa etsin onun gücünü görmelidir."
"AB KAPISINDA BEKLEMEMELİYİZ"
Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'deki bu sistem değişikliğini beğenmediğini ve onaylamadığını belirten Destici, "Ama milli irade tecelli etmiştir. Dolayısıyla AB bunu kabul etmek zorundadır. Türk milletinin ortaya koyduğu tercihi kabul etmek zorundadır." dedi.
Destici, parti olarak öteden beri AB'ye karşı olduklarına dikkati çekerek, şunları ifade etti:
"AB'nin başından beri bir 'hayal tüneli' olduğunu, Türkiye'nin o kapıda beklememesi gerektiğini ifade ettik. AB üyeliği talebinden vazgeçmeliyiz. Avrupa ile ilişkilerimizi güçlü tutmalıyız. Çünkü biz, hem ekonomik hem de kültürel olarak ve yaşayan milyonlarca vatandaşlarımızdan ötürü Avrupa ile iyi ilişkiler içerisinde dost ülkeler olarak yaşamak zorundayız. AB bir hayal tünelidir. Rahmetli genel başkanımız Muhsin Yazıcığlu'nun da ifade ettiği gibi bu hayal tünelini Türkiye'nin beklemesinin, Türkiye'ye de Türk milletine de bir faydası yoktur. Dolayısıyla AB üyeliği talebinden Türkiye vazgeçtiğini açıklamalı ve kendi milletine dönerek bütün problemlerini çözme yoluna gitmelidir."
Destici, 2019 yılı Mart ayında yapılacak yerel seçimlerin 2018 sonbaharına alınmasını isteyerek, iktidar ve mecliste bulunan siyasi partilere gerekli düzenlemeleri yapmaları için çağrıda bulundu.